4
Mayıs
2024
Cumartesi
POLİS/ADLİYE

Şemdin Sakık'ın pişmanlık talebi reddedildi

Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için yaptığı başvurusu bugünkü duruşmada reddedilen Şemdin Sakık, ilginç itiraflar ve iddialar da bulundu.

Diyarbakır Adliyesi 4. Ağır Ceza'da görülen davasında Şemdin Sakık mahkeme heyetine 10 sayfalık savunmasını 1 saatte okudu. Savunmasında ilginç iddialar atan Sakık, 33 askeri kendisinin öldürmediğini iddia etti. Yakalandığı tarihten itibaren cezaevinde kaldığı 8 yıldır vicdanıyla hesaplaştığını, yol açtığı yıkımı tamir etmek için güvenlik güçlerine yardımcı olduğunu anlatan Sakık, yasadan yararlanması için iki koşulun olduğunu ifade etti.

Sakık, "Birincisi güvenlik güçlerine yardımcı olmam gerekiyor. İkinci en üst düzeyde yönetici olmamam gerekiyor. Her aşamada yardımlarım olmuştur. 4 tane kitap yazdım, binlerce sayfa. Bütün kurumlara sundum. Cezaevinde disiplinsizliğim görülmedi. Benden beklenenleri verdim. Silahların olduğu yeri söyledim. Hatay'da 2 sığınak var dedim. Hiç kimsenin yapmadığı düzeyde yardım ettim, rahatım" dedi.

"BASIN DIŞINDA İKİNCİ ADAMLIĞIM YOKTUR"
Basının hep kendisine 'ikinci adam, karargah komutanı' gibi yakıştırmalarda bulunduğunu anlatan Sakık, "Basın dışında ikinci adamlığım yoktur" dedi.İkinci adamın tanımını yapan Sakık, Lenin, Stalin Moğol gibi adamların iki adamla çalışmadığını, Hafız Esat, Kral Hüseyin gibi liderlerin öldükten sonra yerlerine çocuklarına bıraktıklarını hatırlatarak, "Türkiye'nin doğusu ise daha çok doğuludur. Ağanın ikinci yarım ağa olamaz, şeyh tek olup, onun dışında kalan herkes köylüdür. Toplumumuzun yarattığı tapmacı kişilik tipleri arasında, birinci adama rağmen söz söyleyen ve adım atan birey çıkmaz. İkinci adam olarak lanse edilen her birey aslında birinci adamın yalakasıdır" diye konuştu.

Sakık, "Urfa'nın ücra bir köyünden gelmiş, eğitimini tamamlamamış, hiçbir konuda ihtisas yapmamış, şiddet kültürüne boğulmuş, buna rağmen kendisini insan üstü ve hatta tanrı katında gören yoksul bir köylünün ikinci adam kavramına tahammül etmesini düşünebilir misiniz" şeklinde terörist Abdullah Öcalan'a ağır ithamlarda bulundu. Terör örgütü ele başısı Öcalan'a yönelik eleştirilerini sertleştiren Sakık, "İnsan üstü, bilim üstü olduğunu sanan hasta bir kişilik ikinci adama katlanamaz. Kendisine rakip çıkan yüzlerce arkadaşını kurşuna geçirip kaza süsü veren kendisidir" dedi.

"ONUN OLDUĞU YERDE YARIM ADAMLAR BİLE YOKTUR"
"PKK Öcalan'ın ailesi, çiftliği, aşireti, tarikatı ve mafya şebekesidir. Onun olduğu yerde yarım adamlar bile yoktur. Ve söylüyorum PKK da ikinci, üçüncü adamlar demek bu çeteye hak etmediği statüler yakıştırmaktır" ifadesini kullanan Sakık, basını da, "Basın dışında ikinci adamlığım yoktur. O dönem basın, Avrupa'da ya da Diyarbakır'da kim yakalansa örgütün ikinci adamı diyordu. Bu bir moda olmuştu" şeklinde suçladı.

"Tv ekranlarına yansıyan o meşhur 'karın kaşıma' eğitim ve soruşturma adı altında bizi azarlama sahneleri dışında; Abdullah Öcalan'la baş başa kalmışlığının günler değil saatler olduğunu söyleyen Sakık, Perinçek ve Fatih Altaylı gibi gazetecilerin Öcalan ile kaldığı kadar Öcalan'ın yanında kalmadığını ifade etti.

Her hafta İmralı Adası'na gidip Abdullah Öcalan'dan aldıkları talimatları PKK'ya ulaştıran 'Avukatlar Konseyi' kadar da Öcalan'a yakın olmadığını iddia eden Sakık, "Röportajını kitaplaştırıp, Türkiye kamuoyuna 'Türk-Kürt Kardeşliği' olarak sunan Doğu Perinçek, neredeyse her yıl Şam'a uğrayıp haftalarca kalan ve bütün bu süre boyunca Abdullah Öcalan'la sohbet eden Yalçın Küçük, Öcalan'la Büyük Ortadoğu İmparatorluğu Projesini geliştiren Mihri Belli, röportaj yapmak üzere kuyruğa giren gazeteciler ve bu zatı öven kitaplar kaleme alan yazarların hiç birisi kadar Abdrullah Öcalan'a yakın olmadım. Ben ikinci adamsam bunların da değerlendirilmeye alınması lazım. Yanında kalmaksa bunlar daha fazla kaldı" dedi.

"KURBANLIK OLARAK SEÇİLDİM"
'Yaman Savaşçı ve Azgın Terörist' yakıştırmalarını kabul ettiğini ancak ikinci adam yakıştırmasını kabullenemediğini söyleyen Sakık, şunları söyledi:

"PKK tarafından kandırılmış dağlara sürülmüş, ölmemek için didinmiş ve en sonunda kurbanlık seçilmiş bir kişiyim. PKK'da bir kişinin ölmesi gerekiyorsa ona bölge sorumlulukları verilir ve riskli bölgelere gönderilir. Bana hep böyle yapıldı. 'Üst düzey sorumlu' olduğum için değil, bir an önce tasfiye olmam gerektiği için bölgeden bölgeye dolaştırıldım. 'Öyleyse niçin ölmediniz' diye sorabilirsiniz. Bana göre 'Takdiri İlahi.' Onlarca kez ölümle burun buruna geldim ve öldürmeyen Allah öldürmedi. Her seferinde şans eseri kıl payı ölümden kurtuldum. Bu durum öyle sık yaşandı ki, materyalist bir insan olmama rağmen bu sayede kadere ve yaratana inanmaya başladım."

Gerçekten büyük suçlar işlediği için değil, uzun süre yaşadığı için suçlu ilan edildiğini belirten Sakık, hiç gitmediği bölgelerdeki eylemlerin bile sorumlusu olarak gösterildiğini ifade etti.

İHA
Yayın Tarihi : 1 Aralık 2005 Perşembe 21:57:28
Güncelleme :1 Aralık 2005 Perşembe 22:02:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?