Doğu ve Güneydoğu’da genç kızlarımıza uygulanan aile içi baskı ve ayrımcılık yüzünden hor görülen ve birer mahkûm gibi eve hapsedilen genç kızlar, Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM) ile yeniden hayat bulurken, hem kendilerine hem de ailelerine sağlamış oldukları kazançla yaşamış oldukları o acı ve ızdırap dolu günlerin intikamını alırcasına inatla, yılmadan bu mücadelede mutlu ve geleceğe daha umutlu bakar hale geldiler.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz ÇATOM Midyat birimi sorumlusu Gülten Erol şunları söyledi: “Midyat ilçesinde 2003 yılından beri ÇATOM biriminde halıcılık, dikiş-nakış, dantel, yatak örtüleri, nevresim takımları, takılar, süs eşyaları ve çeyizlik malzemelerinin üretimi için usta öğreticilerimiz tarafından eğitim verilmekte ve aynı zamanda düzenlediğimiz kermeslerle genç kızlarımızın yaptığı el emeği göz nuru ürünler satılıp hem kendi harçlıklarını çıkarıyor hem de ailelerine maddi destek sağlıyorlar. Birimde bugüne kadar yaklaşık 500 genç kızımızı topluma kazandırırken bunlardan bazılarının kendi işlerini kurup kazanç sağlamaya başladıklarını görüyoruz. Şu anda 49 genç kızımız daha ÇATOM’a gelip eğitim görüyor ayrıca sırf kız oldukları için okula gönderilmeyen bazı genç kızlarımıza yönelikte okuma-yazma kursu veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz.”
Erol, “ ÇATOM’a gelen genç kızlarımızda genel olarak elde ettiğimiz izlenim, bu genç kızlarımızın aile içindeki baskı ve hor görülmelerinden dolayı, hayata dönük olan bakışlarında olumsuz ve karamsar tablolar oluştururken, bazılarının ise sırf evden izinsiz evden bir çıktığı için babası ve erkek kardeşleri tarafından şiddete maruz tutulduğunu, sosyal aktiviteleri bırakın komşusuna dahi gitmesinin dahi suç sayıldığı bir yaşam tarzından geldiklerini gördüm ve Çatom’a kayıt yaptıran kursiyer kızlardan duydum.
Çatom Midyat Birimi açıldıktan sonra yaptığımız aile ziyaretlerinde görüştüğümüz genç kızlarımızdan aktif olarak rol almaları yönünde büyük bir izlenim elde ettik bunun üzerine sonraki aşamalarda da ne yazık ki büyük uğraşlardan sonra genç kızların Çatom’a gelmesi yönünde ailelerine ikna edebildik. Daha sonra birimimize devam eden genç kızlarımız bizlere hep şunu söylediler. ‘Ölmek belki çare olmaz ama yaşadığımız sıkıntı, gördüğümüz baskı ve eziyet bizlere hayatı karartmıştı ve bizim için tek çıkar yol intihar etmekti. Yani bu hayat bizim için hiçbir anlam ifade etmez bir hale gelmişti. Sizler ve Çatom sayesinde yeniden dirildik, ilk baharda filiz verip tekrardan çiçek açan ağaçlar gibi hayatla kucaklaşmaya başladık.’ Bu sizleri duymak insanlık adına ve kadınların toplum içinde hak ettikleri yerlere gelmesinden ötürü yaptığımız çalışmaların semeresini görünce bizler de mutlu oluyor ve geleceğe dair daha güzel projelerle yeni atılımlar yapmayı düşünüyoruz.” diye konuştu.