8
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Töre cinayeti sorunu

Şanlıurfa'da 'Töre ve namus cinayeti neden işlenir?', 'Başlık parası ve çeyizle bağlantılı istismarlar', 'İmam nikahı yapmak ve kuma almak suç mudur?' gibi konular masaya yatırıldı.

Marmara Üniversitesi Adli Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Polat, Türkiye'nin kızların ve erkeklerin eşit oranda eğitime ulaşmadığı ülkeler arasında yer aldığını bildirerek, "Varoşlarla Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde kız çocuklarının okula gönderilmemesi ciddi sıkıntı oluşturmaktadır. Yeterli eğitim almamış kız çocukları kendilerinin ve ailelerinin gelişiminde doğru adımları atamaz, doğru bilgileri çocuklarına aktaramaz. Bunun sonucunda da çok ciddi problemler ortaya çıkar. Bunların başında bekaret kontrolü istismarıdır" dedi.

Bekaret kontrolünün, kadının cinselliğini dilediği zamanda ve dilediği kişiyle yaşama hakkını denetim altına almayı amaçlayan bir uygulama olduğunu kaydeden Polat, "Kadının cinsel yaşamı üzerinde kurulan toplumsal bir baskıdır. Örf ve adetler bekaret nedeniyle kadına karşı şiddeti maruz gösterir ve sonuçlarını ağırlaştırır. Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK), doktorların cinsel suç dışında herhangi bir sebeple kızlık zarı muayenesi yapması halinde cezaya çarptırılmasını hükme bağlanmıştır" diye konuştu.

Bir çok bölgede hala yaygın olarak uygulanan başlık parası ve çeyiz adetinin en fazla uygulandığı yerlerin başında Şanlıurfa'nın geldiğini ifade eden Polat, "Kız çocuğu evlenirken kızın ailesine başlık parası verilmesi beklenir. Ailelerin bir anlamda gelir kapısı haline gelen bu uygulama sonucu aile evleneceği kişiyi tercih etmeyi kıza bırakmak yerine, kim çok para verirse onunla evlendirmektedir. Kız çocuğunun evlenirken maddi bir değeri olması sebebiyle aileler bir an önce paraya kavuşmak adına kızlarını çok küçük yaşlarda, kanunen yasak olduğu halde resmi nikah olmaksızın kendisinden yaşça büyük erkeklerle evlendirebilmektedir" şeklinde konuştu.

"Toplumun bazı kesimlerinde kadının namusu, kadının evlilik öncesinde cinsel ilişkiye girmemiş olması veya babasının istediği kişiyle evlilik yapması, bu evliliği her şeye rağmen sürdürmesi, ailenin hatta yörenin namusu olarak görülmektedir" diyen Prof. Dr. Oğuz Polat, toplum vicdanında ailenin namusunu zedeleyen kadınların hukuka rağmen aile fertlerinden biri tarafından öldürülmeleri yönünde aileye baskı uygulandığını söyledi. Kızını ölümle cezalandırmayan ailelerin toplum dışına itildiğini kaydeden Polat, ölüm cezasını uygulamakta genellikle yaş küçüklüğü nedeniyle ceza almayacağı düşünülen ailenin en genç erkeğinin görevlendirildiğini bildirdi.

Yeni TCK'da artan cezalar nedeniyle namusu lekelendiği söylenen kadının ölümüne intihar veya kaza süsü verilmeye çalışılmakta olduğunu açıklayan Polat, kız çocuklarının suda boğulmakta veya traktörden itilerek tekerlek altında ezildiğini anlattı. Namus cinayetlerinin en korkunç kadın istismarı olduğunu ifade eden Polat, "Kadınlar birlikte bir yaşam kuracakları eşlerini kendileri seçme özgürlüklerinden korku nedeniyle feragat etmektedir" diye konuştu.

.
Yayın Tarihi : 27 Nisan 2006 Perşembe 16:19:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?