Bankaların verdiği konut kredilerinde gelecekte geri dönüşün olmaması ve naylon müteahhitlerin piyasaya çıkmasının bankacılık sektörünü önemli ölçüde baltalayacağını belirten uzmanlar, hükümetin sadece uyarma yerine, konut sektörüyle bankacılık sektörlerini sıkı denetime alması gerektiğini kaydediyor.

Erciyes Üniversitesi (EÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Erdem, ekonomideki iyi gidişatla birlikte bankaların verdiği düşük faizli konut kredilerinin inşaat ve konut sektöründe canlanmaya sebep olduğunu ifade ederek, bunun yatırım ve istihdam adına iyi bir getirisinin olacağını, fakat bunda ölçünün kaçırılmasının ve denetimsizliğin ortaya bir bankacılık krizini çıkarabileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Ekrem Erdem, "İnşaat sektöründeki canlanmanın ekonomideki diğer sektörleri de olumlu etkilediği herkes tarafından bilinir. Daha fazla konut yapımı, daha fazla iş, daha fazla yatırım demektir. Fakat ölçünün kaçırılması, inşaat sektöründe rastgele yapılan konutlar, bankaların ev sahibi olmak isteyenlere verdiği kredilerde zamanında geri dönüşlerin olmaması, ekonomide büyük bir tehlikeye neden olur. Ayrıca inşaat sektöründeki canlanma ile naylon müteahhitlerin türemeleri de ayrı bir tehlike arz eder. Biz ekonomistler olarak, bu konuda hükümetin sadece uyarı yapmasını yeterli görmüyoruz. Hükümetin gerekli kurumları ile inşaat, konut ve bankacılık sektörlerini sıkı bir şekilde denetime alması gerekir. Aksi halde olası bir bankacılık krizi yaşanabilir, bankacılık sektörü baltalanabilir. Bankaların konut kredisi verdiği kişileri iyi incelemeye alması, gelir seviyelerine dikkat etmesi gerekir. Bankalara geri dönmeyen krediler, hem bankayı hem de bankadan konut kredisi çeken şahısları etkileyecektir. Bunun yanında konut sektöründeki canlanma ile ortaya çıkan naylon müteahhitlere dikkat edilmeli, müteahhitler sıkı denetlenmeli, ruhsatsız, kontrolsüz yapılaşmaya izin verilmemelidir" dedi.

PARLAK DÖNEMİN SÜRMESİNİ BEKLİYORUZ

Kayseri İnşaat Müteahhitleri Derneği (KAYİMDER) Başkanı Bekir Adıyaman ise, inşaat sektörünün 3 yıllık durgunluğun ardından 2005 yılında en parlak dönemini yaşadığını ve 2006 yılında da bu parlak dönemin sürmesini beklediklerini söyledi. İnşaat sektöründeki canlanmayla birlikte müteahhit sayısında yüzde 20 oranında artış olduğunu kaydeden Bekir Adıyaman, konut sektörünün cazibeli bir sektör haline geldiğini dile getirdi.

KAYİMDER Başkanı Adıyaman, "Bankaların konut kredi faizlerindeki düşüş ile birlikte vatandaşların ev sahibi olmak için konut kredilerine yoğun talebi var. Konut alım, satım ve yapımında patlama oldu. Bizim buradaki endişemiz, kalitenin düşürülmesi ve alıcının mağdur edilmesi. Burada iyi niyet çok önemli. Buna dikkat edilmesi gerekir. Alıcının ev alırken, sözleşme şartlarını iyi bilmesi, müteahhit seçimine dikkat etmesi gerekir. Müteahhidi sorup soruşturmalıdır. Bu konuda gerekirse bizim derneğimize de müracaat edebilirler. Biz Türkiye'nin konut mezarlığına dönüşmesini istemiyoruz. Konutlar talep ve ihtiyaca göre yapılmalı, belediyeler de imarsız ve ruhsatsız yapılaşmaya kesinlikle müsaade etmemelidir" diye konuştu.

İnşaat sektöründe 2006 yılında daha büyük bir canlanma beklemediklerini, 2005 yılındaki canlılığın 2006 yılında da devam edeceğini kaydeden KAYİMDER Başkanı Adıyaman, şunları söyledi:

"Türkiye'de inşaat sektörü AB kriterlerine uygun değil. AB kriterlerine uyum çalışmalarını da yeterli görmüyoruz. AB ülkelerinde ise bu iş tam bir disiplin altında yapılıyor. Konutlar ihtiyaca göre yapılıyor. Altyapı, kontrol ve denetime büyük önem veriliyor. Müteahhitler tam bu işin uzmanı. Bizdeki gibi müteahhitler türemiyor. AB ülkelerinin tamamında bu işi profesyonelce yapan 50 bin müteahhit var. Türkiye'de ise bu sayı 250 bin. Türkiye'de müteahhit sayısı AB ülkelerinin tamamından fazla. AB ülkelerinde müteahhit olmanın belirli kriterleri var. Bu kriterlere uymadığınız zaman, müteahhit olamazsınız. Bizde de bu işin düzgün bir şekle sokulması için inşaat sektörünün öncelikle disiplin altına alınması gerekir. İnşaat malzemelerine TSE standardı getirilmeli. İnşaat maliyetleri düşürülmeli. Denetim, ruhsat ve kontrollerde belediyeler üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmeli. Müteahhitlerin sıkı kontrol edilmesi gerekir. Belirli kriterlere uymayan müteahhitlere belge verilmemeli."

Yayın Tarihi : 11 Ocak 2006 Çarşamba 15:18:46