İngiltere'yi örnek alarak düzenlenen Terörle Mücadele Kanun tasarısında (TMK) insan hakları bakımından kabul edilemeyecek bir çok husus bulunduğuna dikkat çeken Kırşehir Baro Başkanı Av. Erdal Gürsoy, tasarının kolluk güçlerine ve adli mekanizmaya daha önce eşi görülmemiş yetkiler verdiğini söyledi. Bu ay içerisinde meclise gelecek tasarının TCK ve CMK ile getirilen olumlu düzenlemeleri ortadan tamamen kaldırdığını savunan Av. Gürsoy, tasarının meclisten geçmesi durumunda ülkenin tamamının yeniden OHAL dönemine taşınmış olacağını belirtti.
Hazırlanan TMK tasarısında yoruma açık fikirlerin olduğuna dikkat çeken Av. Gürsoy, şunları söyledi: "Yeni TMK insan hakları ve kazanılmış haklar bakımından bir çok husus bulunmaktadır. Tasarı kolluk güçlerine ve adli makamlara daha önce eşi görülmemiş yetkiler vermektedir. Türk Ceza Kanunu'nun ancak suçluluğu sabit olan faile verilmesini öngördüğü bazı cezalar yeni TMK tasarısında önleyici tedbir olarak sunulmaktadır. Bu tasarı ile cebir ve şiddete bulaşmayan ve terör ile ilgisi olmayan bir kişinin beyanı yada fiili terör suçu kapsamında sayılabilecektir."
Yeni tasarının TCK ve CMK ile getirilen olumlu düzenlemeleri ortadan kaldıracağı gibi ülkeyi yeniden ve tamamını kapsayacak şekilde OHAL dönemine taşıyabileceğini vurgulayan Av. Gürsoy, "Taslakta yer alan genişletilmiş terör tanımı ve anlaşılması güç ifadeler hak ve özgürlükler konusunda endişe vericidir. Hak ve özgürlüklerden fedakârlık yapılarak güvenliğin sağlanamayacağı ülkemizde bugüne kadar yaşanılan gerçekler dolayısı ile öğrenilmiş olan bu olgudur. Yeni ceza yasalarında terörü de kapsayacak şekilde örgütlü suçlarla ilgili gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Hal böyle iken uluslar arası alanda özgürlükler aleyhinde esen rüzgârdan da etkilenerek daha ağır bu düzenleme getirilmeye çalışılması son derece yanlıştır." dedi.
Ülkenin bir Terörle Mücadele Kanunu'na hiçbir şekilde ihtiyacı olmadığını açıklayan Av. Gürsoy, "Memleketin ve milletin huzur, nizam ve düzenini bozan kim olursa olsun bunlarla mücadele etmek devletin aslî vazifesidir. Bu devlet olmanın gereğidir. Bununla beraber türlü fedakârlıklar ile ülkemizi her türlü iç ve dış tehditten koruyan güvenlik güçlerimizin çalışma koşullarının düzenlenmesi ve her ihtiyaçlarının karşılanması da devletin vazifelerindendir. Ama bu yapılırken devletin temelini oluşturan ve varlığı ile devlete hayat veren bireylerin hiçbir hakkının en ufak şekilde kısıtlanmaması esas gaye olmalıdır." şeklinde konuştu.