Mete'nin derin devlet özlemi

Seydişehir Belediyesi'nin organizasyonu ile ilçeye gelen gazeteci-yazar Ömer Lütfi Mete, "Türkiye’de gizli gündemler" konulu bir konferans verdi. Belediye düğün salonundaki konferansa, Meclis Başkanlık Divanı Üyesi ve Konya Milletvekili Harun Tüfekçi, Belediye Başkanı İbrahim Halıcı, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahin, Emniyet Müdürü Mehmet Cemal Issı, Müftü, Ahmet, Özkan, Eti Alüminyum A.Ş. Eski Genel Müdür Yardımcısı Kemalettin Atalay, daire müdürleri ve Seydişahirliler katıldı.

Konferansın açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Bir ülkenin gücü ekonomik gücü ile ölçülür. Eğer devlet insanların karnını doyuramıyorsa, bir takım değerlerden çok kısa sürede vazgeçebiliyor" dedi.

Daha sonra söz alan Mete, şunları söyledi: "Benim görüşüme göre derin devleti en güçlü olan devlet dünyanın en güçlü devletidir. Dünyada derin devleti en güçlü olan devlet ise İsrail’dir.

Mossad Amerika’nın Beyaz Sarayına bile adam soktu. Öyle tahmin ediyorum ki bu ajan Monika Levinski idi. Mossad ajanını çekti ama beraberinde bir Amerika başkanını yıpratarak beraberinde götürdü. Dünyada 16.000 Mossad ajanı vardır. Bu sayı olağanüstü durumlarda 32.000 ne çıkabiliyor. Mossad ajanları bu sebeple gittiği her ülkede kolaylıkla arazi olabilmektedir. İşte bizim böyle bir derin devletimiz olmamıştır.

Devlet olarak benim en büyük derdim var olmaktır. Devlet demek insanın sağlıklı olmasıdır, ayakta durmasıdır. Her durumda derin devlet nefis gibidir suç işler. Nefis can korkusu gelince her şeyin önüne geçer, her durumda benim ülkem dediği yer için bütün önceliklerin önüne geçer. Bir devletin derin devleti yoksa canı yok demektir.

Konya’ da bile misyoner evleri bulunduğunu bugün öğrendim, gizli gündem bu değildir. Özellikle Osmanlının çökmeye başladığı günden itibaren bir başka Müslüman tipi daha vardır Bunlar 'Kripto Müslüman' olarak belli bir örgütlenme içine girdiler.

Mesela bir gizli gündem örneği daha. 1960 yıllara doğru bir barış gönüllüleri furyası vardı. Bunlar okullarda İngilizce öğretmeni gibi maskelerle Türkiye de epey bir süre kaldılar ve bunlar CIA nın gizli bir ajanı gibi çalıştılar. Ermeniler Van’ da Taşnak militanları vasıtası ile çalışma yapın, biz geleceğiz Müslümanları öldüreceğiz dediler, bunu kabul etmeyen bazı Ermeniler bile Taşnak militanları tarafından öldürüldü.

Barış gönüllüleri furyası, ermeni olan ancak daha sonra Müslüman olmuş, Müslümanca yaşayan vatandaşlarımızı tespit ettiler. Bunları tekrar Ermenileştirdiler.

SDC diye insanı yardım ajansı diye bir İsviçre kuruluşu var. Bunlar 1999 depreminden sonra önce İzmit’e geldiler, mahalli afet gönüllüleri adı altında bir örgüt oluşturmaya başladılar. Gençlerimiz, emekli subaylarımız bu örgütün içine girdiler, ancak uyanan bazı vatandaşlarımız, oluşturulan bu organizasyonun, Köytur’un 2 milyon dolar vererek kurtarılması gibi bir çok işin altından çıktılar.

Her geçen gün şehitliğin önemi unutturulmaya çalışılıyor. Allah bir kavmi değiştirmez, onlar kendi kendilerini değiştirmezlerse, işte biz bizde olanı değiştiriyoruz. Biz dünyayı güzelleştirmek için, fesadı engellemek için ölümüne savaşırken, ahretini kazanan bir millet idik, ama şimdi yaşadıkça kaybeder hale geldik."