2
Mayıs
2024
Perşembe
NİĞDE

29 Ekim ve Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Milli Mücadele sonrası 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM açılmıştı. Ancak yönetim biçimi Mustafa Kemal Paşa düşüncesinde belirgin olmasına karşın belli bir geçiş süreci bırakarak Cumhuriyet o gün ilan edilmemiş, hükümetin adı “TBMM Hükümeti” olarak belirlenmişti.İçte ve dışta düşmanların kan ve zorlukları aşılarak oluşturulan vatanda ayrı bir ihtilaf yaratmalarını engellemek amacı ile Cumhuriyet için bir yerde geçiş süreci bırakılmıştı. Lozan’da 24 Temmuz 1923 tarihinde İsmet İnönü’nün büyük başarısı ile imzalanan barış antlaşması sonrası şartlarında oluştuğunu düşünen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 28 Ekim 1923 tarihinde Çankaya’da yemek esnasında hazır bulunanlara “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” demesi ve İsmet İnönü ile o gece hazırladığı kanun teklifi ile 1921 Anayasasına Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyet’tir”kaydının eklenmesi yönünde aldığı karar ile 29 Ekim 1923 tarihinde CHP Parti grubuna sunduğu Anayasa değişikliği önerisinin kabul edilmesi sonucu Cumhuriyet doğdu.

29 Ekim 1923 tarihi saat 20.30 itibari ile TBMM tarafından onanan Türkiye Devleti yönetim biçimi Cumhuriyet kararı sonrası Türkiye Cumhuriyeti ilk Cumhurbaşkanı oy birliği ile o gün seçilen Mustafa Kemal Atatürk oldu.Cumhuriyet hükümetini kurma görevi de Mustafa Kemal Atatürk tarafından İsmet İnönü’ye verildi. Türkiye Devleti hükümet şekli Cumhuriyettir ifadesi ile günümüze ulaşan Cumhuriyet kuruluşu ve kabullenmesi önemli bir kesim tarafından benimsenirken kimileri buna karşı çıktı ve o karşı çıkanlar her dönem azınlıkta olsa var ola geldi.

Türkiye Devleti halk oyu ile seçilen ve halkın temsili esasına dayanan Büyük Millet Meclisi tarafından yönetileceği ve yönetim birimlerinin Bakanlar Kurulu aracılığı ile olacağı, Cumhurbaşkanının Devletin Başkanı olduğu Başbakanın Cumhurbaşkanı tarafından seçim sonuçlarına göre atacağı gibi esaslarda Cumhuriyet kuruluşu ile gerçekleşen kararlardı.
“YAŞASIN CUMHURİYET” sesleri ve alkışlarla kabul edilen düzen değişikliği günümüze değin erdi. 2 Ekim 1923 tarihinde itilaf devletleri İstanbul’dan ayrılması ile oluşan yeni devletin başkenti tartışmasında son nokta ise13 Ekim 1923 tarihinde İsmet İnönü verdiği teklif ile Anayasaya konan “Türkiye Devletinin idari merkezi Ankara şehridir”ibaresi ile şekillendi. TBMM oluşumu sonrası Türkiye yeni yolunu çizerken Başkentinden yönetim biçimine kadar yeni bir yola girmişti. Bu yol çağdaşlaşma,aydınlanma ilerleme yolu idi.

Bu yolda insanın insana hükmetme ve bireyin haklarını gasp yoktu. Bu yol halkın yönetiminde söz sahibi olduğu ve sorunlarının çözümünde, dayanışma kültüründen, düşünme özgürlüğüne uzanan bir sürecinde başlangıcı idi.

Cumhuriyet kabülü sonrası azınlıkta olsa karşı durmalarda oluşsada çoğunluk tarafından kabul bulan yönetim biçimi ile Atatürk ve İsmet İnönü dönemlerinde Cumhuriyet gerekleri yerine getirilerek yaşandı. Gelişmelere erildi. Bağımsız bir devlet olma bilinci yükseldi. Cumhuriyet öyle bir rejimdi ki ona karşı olanları dahi sistem içinde seçme seçilme hakkını tanıyan ve onları da her konuda haklarını koruyan bir yapı olduğu günümüze değin eren süreçte açıkca görüldü.

Cumhuriyete ile Anadolu’nun yeniden doğuşu ve ilerlemesini engellemek içinde içte ve dışta uğraş verenler oldu. Ve ne acı ki halende var. Ki Onlara dahi Cumhuriyet her hakkı tanıyor.
Ancak içerde ve dışarda yapılan tüm saldırı ve olumsuzluklara karşın cumhuriyet güçlenerek gelişerek günümüze değin geldi. Cumhuriyet ülkemizde bir yaşam biçimi idi ve insanımızın dil,din,ırk ayrımı yapmadan eşit yararlandığı bir yönetim biçimi idi.Düşündürücü olan kimi Cumhuriyet karşıtları Avrupa Birliği olayında bir anda AB yanlısı oluverdiler.Oysa AB bir gelişmişlik projesi olduğu kadar bir kültür ve değişim programı idi ki nihayi hedefte Hıristiyanlığın yaşam biçimini içeren bir noktada idi. Yani yapılanmasında temel aldığı kıstaslardan biri Hıristiyanlıktı.Her ne kadar ekonomik ve gelişmişlik adına ciddi değişim içersede kültürel dokusunu ören Hıristiyanlığın izleri idi. Cumhuriyeti içine sindiremiyen kimi kesimlerin Avrupa Birliği sevdalısı olması açıkcası ülkemizde dünden günümüze yaşanan oyunun sergilenmesi açısındanda ibretle izlenmesi gereken bir gelişme idi. Ne ise o konu uzar gider, sözümüzü Cumhuriyetin özeti ile tamamlayalım.

Cumhuriyet yaşam standartlarının gelişim, değişim, dönüşüm projesidir.Cumhuriyet bireyin, dini siyasi tercihine karışmaz ve o alanda özgür kılar. Esas olan yönetim biçimidir.O anlamda her birey içinde vazgeçilmez zenginliklere sahip bir gelişmişlik olaydır ki iyi ki Cumhuriyet ilan edilmiş ve var..CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU VE MUTLU OLSUN.

Ömer Fethi Gürer
Yayın Tarihi : 29 Ekim 2005 Cumartesi 13:36:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?