25
Nisan
2024
Perşembe
NİĞDE
Nufus
331.677
Yüz Ölçümü
7.795
İlçe Sayısı
6
Vali

Niğde Gezgin Gözüyle

Niğde ve yöresi antik ören yerleri bakımından oldukça zengindir. Bu ören yerleri kazı buluntularının çoğu Niğde Müzesi'nde sergilenmektedir. Önemli ören yerleri, Köşk Höyük ören yeri (Bor-Bahçeli Kasabası), Göltepe-Kestel ören yeri (Çamardı), Göllüdağ ören yeri (Göllüdağ), Porsuk Höyük ören yeri (Ulukışla-Darboğaz), Tyana ören yeri (Bor-Bahçeli) olarak sıralanabilir.

Kuşkayası Mezarlığı:

Niğde'ye yaklaşık 40 km uzaklıktaki Karaltı Kasabası'nın yakınında bulunmaktadır. Kasabanın Güneybatısında bulunan kaya mezarları bir vadinin iki yamacında sıralanır.

Gümüşler Ören Yeri ve Manastırı:

Niğde'ye 9 km. uzaklıktaki Gümüşler kasabasındadır.Bizans sanatının Anadolu'daki en güzel ve en iyi korunmuş eserlerinden biridir. 1973 yılında arkeolojik sit alanı kabul edilen manastır oldukça büyük ve geniş bir kaya kütlesi içine kazılmıştır. Kaya oyuğu şeklinde dört sütunu bulunan kilisenin duvarlarını freskler kaplamaktadır. Kilisedeki fresklerin güçlü ve canlı anlatımları, barındırdığı yeraltı şehri, büyük mezarlık odası ve oldukça büyük kaya kütlesine kazılmış yerleşim birimleriyle birlikte arıtılmış savunma önlemleri nedeniyle Gümüşler ören yeri ve manastırı döneminin önemli din merkezlerinden biri olduğunu göstermektedir.

YAZI: BUKET COŞKUNER

Konstantin ve Helena Kilisesi yaklaşık 1400 yıldır  ayakta; 1977'de dinamitlenmesine ragmen Bizans sanatının Kapadokya' daki eşsiz ogelerini hala  taşıyor ve yeni koruyucu örtüsünün altında keşfedilmeyi bekliyor.

SAHİPSİZ MiRAS

Konstantin ve Helena Kilisesi, Kudüs'e uzanan "Kutsal Hac Yolu" Üzerinde, Nigde'de...   On dört  asırı aşıp      1977'de dinamitlenen kiliseden kalanlar kurtanlmayı bekliyor.
 
Eleni'yi kurtarmak
 
Kapadokya, Perslerin soyleyişiyle "Guzel Atların Ülkesi" yani "Katpa­
tuka"ydı bir zamanlar. Artık güzel atları yok Kapadokya'ın ama dagları ve kaya­Iarı binlerce yıllık efsaneleri anlatmaya devam eder okumasını bilenlere. Bugün Kapadokya Avanos-Urgup-Goreme uçge­ninde sıkışsa da ilk ve ortaçaglarda sınırları surekli genişleyip daralan ama her zaman jeopolitik önemini korumuş bir bölge oldu. Volkanik kayalardan başka Kapadokya'ya kimligini kazandıran ikin­ci unsur ise, birçogumuzun reddettigi bir miras olan Bizans'ın dini yapılarıdır. Bi­zans Kapadokyası Küçük Asya'nın göbe­ginde, kara ticaret yollarının kilit nokta­sında, yüzlerce yıl kutsal bir merkezdir. Dogunun çin, Hint gibi uygarlıkları bir yana bırakılırsa, bin yüz Yıllık tarihiyle dünyanın en uzun omurlu imparatorluk­larından biridir ve Anadolu toprakların­da sayısız sanat eseri bırakmıştır. Bizans uygarlıgında sanat, ortaçag Avrupa'sında oldugu gibi yalnızca dinin hizmetindey­di. Bizim Bizans, kendilerinin ise Roma dedikleri imparatorlukta, Hıristiyanlıgın devlet dini kabul edildigi 4. yüzyıldan  iti­baren, daha çok da 5. ve 6. yüzyıllarda, imparatorlugun her bölgesinde oldugu gibi, Kapadokya'da da yogun bir imar et­kinligine girişilir. Bu yüzyıllar, istan­bul'da Hagia lrini, Hagia Sofia ve adları daha az bilinen mimari harikaların inşa edildikleri yüzyıllardır.
 
NİĞDE’DEKİ TARİHİ ESERLER VE TURİSTİK YERLERİ

Niğde ili târihî eserleri ve tabiî güzellikleri bakımından zengin iller arasında yer alır. Selçuklu devri Türk eserleri bakımından Konya, Kayseri ve Sivas’tan sonra gelir. Bakımsızlık yüzünden birçoğu yıkılmıştır.

Niğde Kalesi:

Kalenin temeli M.Ö. 8.yy. da Geç Hitit Döneminde yapılmış, Roma-Bizans Selçuklu, Osmanlı Döneminde onarım görmüştür.

Alâaddin Câmii:

Birinci Alâaddin Keykubâd zamânında Niğde Sancakbeyi Zeyneddin Başara tarafından 1233’te yaptırılmıştır. Selçuklu sanatının günümüze kadar en iyi korunmuş eserlerinden olup, mihrap ve minberi çok güzel bir sanat âbidesidir. Niğde’nin en eski câmisi olup Mîmar Sıddık bin Mahmûd ve kardeşi Gâzi yapmıştır. Sarı ve kül renkli kesme taştan yapılan câminin doğu kapısı son derece güzel geometrik motiflerle süslüdür. Câmi süslemeleri bakımından Selçuklu devrinin en kıymetli eserlerinden biridir. Damalı minâresi câmiye ayrı bir güzellik katmaktadır.

Sungur Bey Câmii ve Türbesi:

Moğol asıllı Sungur Bey tarafından 1335’te yaptırılmıştır. On sekizinci asırda geçirdiği yangından sonra yeniden yapılmıştır. Mîmârî özelliği ve taş işçiliği şahâne olan câminin süslemeleri çok zengindir. İlk yapıldığında iki minâreliydi. Câminin yanında Sungur Beye âit sekiz köşeli bir türbe vardır.

Paşa Câmii:

On beşinci asra âit Osmanlı eseridir. Ali Paşa tarafından yaptırılan câmiyi oğlu Murâd Paşa genişletmiştir. 1909’da tâmir gören câminin yanında türbe ve çeşme vardır.

Şah Mescidi:

Sungur Bey Câmii yakınında olup 1413’te yaptırılmıştır. Kare plânlı bir câmidir.

Hanım Câmii:

Alâaddin Tepesinin doğusunda olup 1452’de yapılmıştır. Arife Hanım tarafından tâmir ettirildiği için Hanım Câmii olarak bilinir. Karamanoğulları devri eseridir.

Dışarı Câmii:

On altıncı asır Osmanlı eseridir. Tek kubbelidir. İnce işçilikli ve sedef kakmalı minber Sungur Bey Câmiinden getirilmiştir.

Ulu Câmi:

Bor ilçesindedir. Karamanoğlu Alâaddin Bey tarafından 1410’da yaptırılmıştır. Câmi dikdörtgen biçimindedir.

Ak Medrese:

Karamanoğlu AlâaddinAli Bey tarafından 1409’da yaptırılmıştır. Adını kapısındaki beyaz mermerden alır. Selçuklu mîmârî tarzının çok güzel bir örneğidir. Ali Bey Medresesi de denir. 1936’da restore edildikten sonra arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır. Geometrik motiflerle süslü giriş kapısı çok güzeldir.

Saat Kulesi:

Kalenin batı burçlarından birinin üzerine inşa edilmiştir.


Hüdâvend Hâtun Kümbeti:

Moğol İlhanlı vâlisi Sungur Bey zamânında, Dördüncü Kılıç Arslan’ın kızı Hüdâvend Hâtun tarafından 1312 senesinde yaptırılmıştır. Sekizgen plânlı yapı içten kubbe, dıştan piramit çatı ile örtülüdür. Doğusunda bulunan taçkapı yıldız geçmeler ve çeşitli motiflerle süslenmiştir.

Gündoğdu Türbesi:

Hüdâvend Hâtun Kümbetinin yanındadır. 1344’te ölen Hakkı Besvap için yaptırılmıştır. Kare plânlı yapı içten kubbe, dıştan piramit çatı ile örtülüdür. Türbenin kapısı geometrik, bitki ve örgü motiflerinden meydana gelen kuşaklarla çevrilidir.

Sungurbey Kütüphânesi:

Emîr-ül-ümerâ Seyfeddîn Sungur Ağa tarafından 1335 senesinde yaptırılmıştır. Günümüzde İl Halk Kütüphânesi olarak kullanılmaktadır.

Eski Eserler:

Niğde Kalesi:

Selçuklu Sultânı Birinci Alâaddin Keykubat yaptırmıştır. Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde onarım gördüğü kitâbe ve motiflerden anlaşılmaktadır. En son Fâtih devrinde İshak Paşanın emriyle tâmir ettirilmiştir. Safevî ve Akkoyunlu tehlikesi sona erince kale tâmir ettirilmemiştir. Bugün kale ve onu çevreleyen üç sıra hâlindeki surlardan pek azı kalmıştır.

Niğde Müzesi:

1976’da yapılmıştır. Antik Çağa âit eserlerle, Selçuk ve Osmanlı devrine âit 12 bin eser sergilenir. Akmedrese de müze olarak kullanılmaktadır.

Tyna Harâbeleri:

Bor ilçesinin Kemerhisar bucağı yakınındaki şehir kalıntıları, Hititlere âit ve M.Ö. 2000 yılında önemli bir merkez olan Tuvana şehrine aittir.

Güllüdağ Harâbeleri:

Niğde’nin 40 km kuzeyinde Bozköy ve Kömürcü köyleri arasında Güllüdağ’da bir Hitit şehridir. Şehir kalıntıları 3 km2dir ve surlarla çevrilidir. M.Ö. 8. asırda yangın neticesi yıkılmış ve bir daha yapılmamıştır. Savaş ve tapınak kalıntıları vardır.

Kaya Kilise ve Manastırlar:

Roma ve Bizans devrinde Ihlara Vâdisinde kayalara oyulmuş kilise ve manastırlar olup, bâzısı bir saatte gezilecek kadar büyüktür.

Su Kemerleri:

Kemerhisar-Bahçeli kasabaları arasında Roma devrinden kalma su kemerleridir.

Roma Havuzu:

Bahçeli kasabasındadır. Etrâfı mermerle çevrili Roma devrine âit bir havuzdur.

Gümüşler Manastırı:

Niğde’ye 8 km mesâfede Gümüşler kasabasındadır. Roma devrinde yapılmıştır.

Demirkazık Tepesi:

Çok güzel manzaraları olan bu dağ yaz ve kış ayrı güzelliklere sâhiptir. Kayakevinin bulunduğu bu dağ, kış sporlarına müsâittir. Dağcılık tesisleri ve alabalık üretme çiftliği vardır.

Hasan Dağı:

Çok güzel manzaralı bir dağdır. Konik biçimde krater gölü vardır. Kış sporlarına müsâittir.

Köşk:

Bor ilçesinin Bahçeli köyü yakınında yeşillik ve sulak bir mesire yeridir.

Keten Çimeni:

Suyu bol, manzarası güzel ve yeşil bir yayladır.

Kaplıca ve İçmeler:

İl toprakları şifâlı su kaynakları bakımından zengin bir bölgede yer alır. Başlıca kaplıcaları şunlardır.

Kocapınar Suyu ve Çamuru:

İl merkezine 2 km uzaklıkta Niğde-Bor yolu üzerindedir. Suyu mîde, barsak ve romatizmal rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Tesisi yoktur.

Kemerhisar İçmesi:

Bor ilçesine 10 km mesâfede Kemerhisar köyü yakınındadır. Suyu içme olarak mîde, barsak, karaciğer ve böbrek hastalıklarında faydalıdır.

Çiftehan Kaplıcaları:

Ulukışla ilçesine 35 km uzaklıkta Çiftehan köyünde olup, Ankara-Adana kara ve demiryolu üzerindedir. Konaklama tesisleri mevcuttur. Kaplıcanın suyu içme olarak, böbrek ve metabolizma bozukluğundan ileri gelen şişmanlık ve gut hastalığına, banyo ile romatizma, nefrit, nevralji, kadın ve cilt hastalıklarına, eklem kireçlenmesine, bâzı bel fıtıkları ile siyatik ağrılarına, kalça ve eklem kireçlenmelerine iyi gelmektedir.


Kayardı Bağları Mesire Alanı:

İl merkezinin 2km. batısında, Ha­mamlı Köyü’ne kadar devam eden, Uzandı Deresi kenarındaki yeşillik alandır ve gezi-mesire için çok elverişli bir bölgedir.


Fertek Fatih Parkı (Mandilmos):

İl merkezine 10 km. mesafedeki Fertek Kasabası’ndadır. Belediye tarafından yapılan çevre düzenlemeleriyle, mesire için uygundur.

Bahçeli Gezi ve Mesire Alanı:

Bor îlçesi sınırları içindeki. Bahçeli Kasabası’na çok yakın bir alandır. Niğde’nin çok önemli tarihi değerlerinden biri olan Roma Havuzu etrafındaki yeşil alan, mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Bu bölge yakın bir zamanda çevre düzenlemesi yapılarak, geniş halk kitlelerinin kullanımına açılacaktır. Ayrıca bölgeye 2 km. uzaklıktaki Kemerhisar Kasabası’nda bulunan M.S. II. yüzyıl Roma Dönemi eserleri olan Su Kemerleri ile birlikte Roma Havuzu çok önemli bir gezi bölgesidir.

Gebere Barajı Mesire Alanı:

İl Merkezinin 12 km kuzeyindeki ba­raj göletinin çevresindeki bölgedir.

Gümüşler Barajı Mesire Alanı:

İl merkezine 9 km. uzaklıktaki Gümüşler Kasabasına yakın baraj göletinin çevresindeki bölgedir.

Ketençimen Mesire Alanı:

Niğde ve Çiftlik İlçesi sınırları arasında, Tepeköy’e yakın konumdaki bölgedir.

Demirkazık Gezi ve Mesire Alanı:

Dağçılık ve Kış Turizmi açısından önem taşıyan Aladağlar’ın eteklerinden geçen Ecemiş Çayı ve Demirkazık Dağevi çevresindeki bölge, mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Dağevinden başlayıp Kayseri-Yahyalı Kapuzbaşı Şelaleleri’nde son bulan trekking ve gezi rotası, Niğde turizmi açısından büyük önem taşır. Çamardı İlçesi’ndedir.

Darboğaz-Meydan Gezi ve Mesire Alanı:

Yine dağçılık ve kış turizmi açısından önem taşıyan bir bölgedir. Ulukışla İlçesi sınırları içinde bulunan Bolkarlar da trekking için oldukça elverişlidir. Darboğaz Kasabası çevresin ve kasabaya 8 km. uzaklıktaki Meydan Yaylası mesire alanı olarak kullanılmaktadır.

 

Yayın Tarihi : 7 Şubat 2008 Perşembe 13:51:48
Güncelleme :10 Temmuz 2009 Cuma 19:46:16

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?