30
Nisan
2024
Salı
NİĞDE

BBP lideri Topçu Niğde'de

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, Çin'in Uygur Türklerine karşı uyguladığı asimilasyonun Bosna Hersek'te yaşanan Srebrenitsa katliamına dönüşeceğinden endişe duyduğunu söyledi.

BBP Niğde İl Başkanlığı'nca yapılacak olan istişare toplantısına katılmak için MKYK üyesi Zeki Çatlı ile birlikte Niğde'ye gelen BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, il binasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Uygur Türklerinin meselesinin 60 yıllık bir mesele olduğunu, 60 yıl önce Doğu Türkistan'da Çin tarafından asimilasyona başlandığını belirten Topçu, bugüne kadar süregelen soykırımlarla birlikte şu anki Uygur Türkleri sayısının Çin kaynaklarına göre 30 milyona kadar indirildiğini savundu.

"BBP olarak ülkeyi devre devre yönetenlerden şikayetimiz şudur" diyen Topçu, "Ne yazık ki, Türkiye'den ne zaman bir devlet adamı Çin'e ziyaret yapsa hemen akabinde oradaki kardeşlerimize bir mezalim ve soykırım yapılmaktadır. 2002 yılında Başbakan Yardımcısı olan Devlet Bahçeli, Çin'e ziyaret yapmış ve akabinde on binlerce Uygur eserleri yakılmış, binlerce insan tutuklanmış ve Uygur dili okullarda yasaklanmıştır. Dönemin hükümeti ne yaptı, sen soykırımı ne kadar güzel yapıyorsun diye Çin Devlet Başkanı'nı çağırdı ve nişan verdirdi. Malum son olarak Cumhurbaşkanımız oraya gitti ve 26 Temmuz'da tekrar adamlar düğmeye bastı ve halen devam eden bugünkü katliam devam ediyor. Aman ha, yetkililer, ilgililer iyi bakın, Srebrenitsa katliamı olacak orada, bu çatışmaların neticesi o olacak. Bunu hafife almayın. Nasıl ki Bosna Hersek'i hafife alıyordunuz, yarın Uygur'da da onunla karşı karşıya kalacaksınız aman ha dikkat edin. Çatışmaların başlamasının temel nedeni, yaklaşık 6 bin kişinin çalıştığı bir oyuncak mağazasında çalışanlardan bin 500-2 bin Uygur Türkü. Bayanlarla ilgili Çinlilerin fuhuş teşviki var, buna karşı çıkan da Uygur Türkleri var. Neticede Uygur gençlerinin yattığı 600 kişi kapasiteli yatakhane basılıyor ve ilk etapta 150'ye yakın Türk orada katlediliyor. Can havli ile kaçanlar da Çinli milislerin ve güvenlik güçlerinin yardımı ile 150 kişi de orada katlediliyor. Bu haberi alan Türk gençler ise toplanarak orada ne olduğunu sormak, hak aramak için gittiklerinde Çin güvenlik güçleri hedef gözetmeksizin gençlerin üzerine ateş açıyor ve o günkü şartlarda 500'ü aşkın kişi katlediliyor. Şu anda ise toplam katledilen Uygur Türkü sayısı 2 bine yakın. Üç binin üzerinde tutuklama var ki bu daha vahim. Bunu nereden öğreniyoruz, uydu telefonu ile bölgeyle kurduğumuz bağlantılardan" dedi.

Askere sivil yargı yolunun açılmasıyla 24 saat kesintisiz demokrasi istediklerini ifade eden Topçu, yargının tek ve sivil olmasını, bey de ağa da olsa kişi hangi unvanı taşırsa taşısın yargı önünde eşit olmasını istediklerini belirterek, "Yalnız bu hükümetin ayak üstü çıkarttığı kanunlardan tedirginiz. Bunlar oturulup eni boyu, sağı solu iyi hesaplanmalı, toplum mutabakatından geçirilmeli. Sayın Cumhurbaşkanımız eksikleri var giderilmeli diyor ama bunu yaparken de meşhur müktesebata atıfta bulunuyor. AB müktesebatı adına yapmamalıyız. Bin yıllık kültürümüz ve misyonumuz var, bunun gereği yapmalıyız. Kimse bize dayattı diye yapmamalıyız. Milletin mutabakatı ile yapmalıyız. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrı erkler olsun ve yargı tam bağımsız olsun, herkese her hücreye dokunabilsin" şeklinde konuştu.

"MİNDER ÜZERİNDE ŞARAP İÇEREK ÇAYKOVSKİ DİNLENDİĞİNİ İLK KEZ TÜRKİYE'DE GÖRDÜK"

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, basın mensuplarının 'İdil Biret konserinde yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusunu ise, "Milli manevi tepki koyan gençlerin ne İdil Biret hanımefendinin konserine, ne o konserdeki sanata ne de şahsına karşı hiçbir kastı olan eylemi olmamıştır. Bu tamamen bir kesimin uydurması ve iftirasıdır. Şarap içene Alperen gençlerin bir eylemi olmamıştır, bu da bir iftiradır. Alperen Ocakları Genel Merkezi'nin planladığı ve uygulamaya koyduğu bir faaliyet değildir.İstanbul Alperen Ocağı mensubu gençler, Doğu Türkistan'la alakalı mezalimi protesto ekmek için yapılan bir eyleme katılmışlar, oradan dönerlerken bu organizasyonun organizatörü tarafından maksadı aşan, 'Minderini ve şarabını kap konsere gel' yazılı bir pankartla karşılaşıyorlar. İşte böyle bir tepkiyi ortaya koyuyorlar. Bütün dünya bilir ki İdil Biret konserlerinin standardı vardır. Oraya girerken bile belirli kıyafetlerle girerler, altlarına minder konularak, önlerine şarap konularak Çaykovski dinlendiğini bu vesile ile Türkiye'de görmüş olacağız. Burada bir ezber bozma işi var. Burada bir yanlış bilgi daha var. Bu millet tarihi bilir. Birinci avlu denilen yerde ısrarla şarap içiliyordu denilerek şarabı meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Hayır efendim orası dua avlusu olarak geçer ve Osmanlı ordusunu savaşa gönderirken oradan dualarla gönderir. Diğer yandan o mekanın 50-60 metre yanında kutsal emanetler var ve başında 24 saat kesintisiz Kur'an-ı Kerim okunur. Gençler milli ve manevi duygularının gereği olan kendi üsluplarınca bir tepki koymuşlardır. Neticede güvenlik güçlerinin ikazı ve başlarındaki yöneticilerin yönlendirmesi ile hiçbir olaya sebebiyet verilmeden dağılmıştır. Bunun üzerine Alperen Ocakları Başkanı, İdil Biret hanımefendinin kendisini arayarak şahsi bir meselelerinin olmadığını beyan etmişlerdir. Burada şunu belirtmek istiyorum; bir kıvılcımın üzerine benzin dökerek gidenlerin aynı hassasiyeti bu ülkeyi bölmeye çabalayanlara karşı da göstermemeleri manidardır. Niyetleri milli ve manevi değerlerle kıpırdarsanız üzerinize çullanırız demek istiyorlarsa topu gelsin" şeklinde cevaplandırdı.

Topçu, basın açıklamasının ardından önce Niğde Valiliği'ni, ardından Niğde Belediyesi'ni ziyaret ederek, kent hakkında yetkililerden bilgi aldı.
 

İHA
Yayın Tarihi : 14 Temmuz 2009 Salı 15:18:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?