2
Mayıs
2024
Perşembe
NİĞDE

Değişen kent Niğde/Ö. Fethi Gürer

Yaşam,sözde gerçek ile örtüştükçe her alanda değişim yaşanıyor.Salt insanın kimliği kişiliği değil yaşanan mekanlarda hızla değişiyor. Sevdaların rengini ‘para rengi’ olarak algılanmaya başlanması ile insan belki de farkında olmadan geleceğini, kendini yemeye başladı. O süreçte kent dokularıda değişiyor. Sevdalar,Aşklar, yaşama bakış değişirde kent dokuları aynen kalır mı?

Niğde’de ve Bor’da ne zaman kent dokusu ile söyleşiye çıksam cadde ve sokaklardaki dün sanki dert yanar.Çevrede gezerken gözlerim .Ayrıntılar takılır usuma, Bir apartman yanında eski bir ev vardır.Geçmiş doğar gözlerimin önünde.Düşlerim. Kısa metrajlı bir sinema filmi gibi dünde kalanlar .Çocukluğumda daha yeni yeni el değmeye başlamıştı.İlk katlı yapıya bakmak için gittiğimizde yıl çok ötelerde değil 1970’lerde idi. Birkaç katlı taş yapılar vardı. Toprak evler,Saman sıvalı yapıları ile sade ve özeldi.

Toprak,parke sokaklarda çember çevirirken,top oynarken o toprak evlerden bir parça düştüğünde çamur karılırdı. Hemen onarım başlardı. Eski yapıların aralarına giderim. Çıkma pencereli, tek tük te olsa pancurlu yapılar ayrı bir güzellik saklardı.Her pencerede kış yaz çiçekler vardı.Rengarenk çiçekler ve düşlerimden ben o eski evleri özlerim.

Resim yapmayı becerebilsem, yıkılan değerleri çizerdim. Fotoğraf çekiyorum. Yanıltıyor, o güzelliği sanki saklıyor. Kara kalemle çizilen resimlerde daha bir ayrı güzel duruyor.
O eski evlerin pencere önlerinde çiçekler olurdu.Pencereden bir baş uzanır, yan evle karşı komşu ile dertleşirdi. Günü yorumlardı. Ayrı bir neşe ve şenlik vardı. Her şey sanki tadında idi.
Apartmanlar yaşamımıza girdi. Kiminde nasıl kullanacağımızı bilemedik, düz şekilsiz, estetiği olmayan yapıların balkonlarında çiçekte ektik, hayvanda besledik.Olmadı.Balkonlar çamaşır asmaya ya da hava iyi olursa çay içmeye çıkacağımız yerler oldu.

Apartmanda daha içiçe idik . Uzaklaştık, ayrı evlerde birbirimize daha yakın gibiydik. Paylaşımımız sanki daha mı çoktu ne.? Değiştik evlerimizle, büyüklerimizle ve dünümüzle vedalaşır gibiyiz. Güzellikler vardı. Onları da taşımadık. Gerilerde bırakıp kırıp, döküp, yıkıp gidiyoruz.

Kimi uygarlıklar savaşlarla yok olmuştu. Biz kendi ellerimizle yok ediyoruz. Her eski yapının yanında bir temel atılıp yükselen apartman oluyor. Onları kent olmanın özelliği sanırdık.
Çok katlı apartmanlarla modern yapılar doğacak derdik .Ama yapılar oldu da tad vermedi.Dünün güzellikleri de eski evlerle tek, tek gidiyor.

Eski evlerin badanasını, sıvasını bir şenlikle yenilerdik. Eve insan gibi önem verir, bakardık. Misafir odalarımızı da ayrı bir güzel tutardık.

Sedirlerimiz vardı. Topraktandı.evimizin içinin dışının görünümü içinde çabamız olurdu.
Uğraşımız yaşam içindi, güzeldi, özeldi, ve tek tek uçuyorlar, gidiyor.

Eski evler dert oldu..Bırakın bakmayı, ‘yıkılmadı’, diye üzülenler var.. Topu topu elli yıllık ömür için bir tarihi yok etmeye hazırlar.Kimi evlerde tarihi eser sayılmıştı.Sayılınca da öyle kalmıştı. Malın sahibi ya da yaşıyanı ‘ah’ çekiyordu. Yandaki apartman gibi ‘bizim evde kat karşılığı verse idik, bir daire alırdık,’ diye üzülüyor. Eski yapıya bakmıyor. kızıyorda. ‘Nerden tarihi eser oldun ki?’ diye de sinirlenip kiminde de duvarına tekme sallıyor.

Kentlerde değişiyor. Şekiller farklılaşıyor. Yüksek apartmanların oluşturduğu caddelerde ara yollar sizin duvarlarınız oluyordu.

Kentlerin yeni oluşum evresinde büyük hatalar yapıldı .Geriye dönüş yok .Eski kentlerin bir bölümü olsun, korunup yeni yerleşim alanlarının olması daha doğru olandı.
Niğde de Kale çevresi,Bor’da Orta mahalle bir nebze ayakta kaldı. Sorun ve sıkıntı bakımsızlıktan doğuyor. Eski yapıları korumak kollamak için destek gerekiyordu. Bakımı düzenlenmesi korunması ve o malın sahiplerinin de mutlu olacağı düzenlemeler yapılması da ihtiyaçtı.

Mahalle,sokak arasında dünde kalanları gözlerken, geleceğinde betonlaştığını düşündüm. Birkaç örnek ev, bizden sonrakilere aradaki farkı anlatacaktı.Teknoloji özeli ve güzeli hızla yiyordu. Adı insan için konarak dün yok ediliyordu.

İlgili bakanlıklar ne yapıyor diye soranda olursa Mahmut ve Ahmet Bilgin Kültür Bakanlığına ‘Bor Kültür Evi’ olması için bağışladıkları yapı on yılda göçtü göçecek, Bakanlığın adı değişti. Binada eski bakanlığın tabelası aynı kaldı.Tabelayı olsun yenileyecek yetkili ve sorumlu yok..Birde sit alanındaki yapılarımı kurtaracaklar. Hadi Canım Sende.

Ömer Fethi Gürer
Yayın Tarihi : 31 Mayıs 2005 Salı 11:20:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?