Deniz Baykal Niğdeliler'le buluştu

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, Niğde mitinginde Yüksek Seçim Kurulunun vatandaşlık numarası olmayanların oy kullanamayacağı yönündeki kararının anlamsız bir karar olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara seslenen Baykal, hükümeti eleştirdi. Türkiye'nin 70 yıldaki toplam borcunun 220 milyar dolar olduğunu, ancak 7 yıllık AK Parti iktidarı döneminde bu borcun 500 milyar dolara çıktığını ifade eden Baykal, işsizlik rakamının ise Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine ulaştığına değinerek, "Başbakan olmuşsun ama insan olamamışsın. Bazıları 40 fırın ekmek yese bile adam olamazlar. Türkiye'de ne kadar yanlış varsa bunlar yaptılar. Bir gün öncesinde saatleri ileriye alıyorlar. Saatleri değiştirmenin tam zamanını buldular. Bir gün daha beklenebilirdi. Seçimden bir gün önce bu yapılır mı? İşleri karıştırmaya çalışıyorlar" dedi.

YSK'nın çok yanlış bir karar aldığını, seçimlere az bir süre kala böyle bir uygulamanın yanlış olacağına değinen Baykal, "Vatandaşın kütükte yazan bilgisi ile nüfus cüzdanı bilgisi tutunca oyunu kullanmalı. Fakat bu seçimlerde yüzbinlerce insan bu uygulama ile mağdur edilecek. Bu zulüm, haksızlık ve adaletsizliktir. Bu konu ile ilgili olarak üç partinin temsilcileri yarın Yüksek Seçim Kuruluna giderek bu anlamsız kararın değiştirilmesini isteyeceğiz. Biz bu işi çözmeye çalışacağız. Yinede siz tedbirinizi alın ve çevrenizdekileri de uyararak kimliklerinizde T.C numaranız yoksa mutlaka yenisi ile değiştirin" diye konuştu.

Deniz Feneri davasının Türkiye'de yolsuzluğun çağ atladığının göstergesi olduğunu, eskiden kişisel yollarla yapılan yolsuzluğun bugün teşkilatlı ve mevzuatlarla yapıldığına değinen Deniz Baykal, yolsuzluğun, hırsızlığın bile bir ahlakı olduğunu savunarak, "Bunlar, şirket kuruyorlar. Bu işin bir düzeyi vardır. Milletin inancının gereği, imanının gereği, dinin gereği paraları toplayıp ta kendi şahsi çıkarı için harcamanın nerede yeri ve vicdanı var. Bunlar hem vatandaşı aldatıyorlar, hem de o parayı Allahiçin veren inancı için dini için veren o insanların üstünden haşa Allah'ı, Kuran'ı, Peygamber'i aldatmaya çalışıyorlar. Ben, Başbakan'a 'Bunları tanıyor musunuz' diye sordum. 'Hık mık' derken anlaşıldı ki çocukları bacanakmış. Dosyayı niye bekliyorsun. Suçu işleyenler bizim vatandaşımız. Parası dolandırılanlar bizim vatandaşımız. Parayı taşıyan bizim vatandaşımız. Orada kurulan şirketler Türk şirketi. Onların getiremedikleri dosyayı biz getirdik. Mitinglerde al sana dosya dedim. Başbakan 'Bu dosyalardan
kırtasiyelerde çok var' dedi. Bende ona diyorum ki. Sen dosyanın kırmızı kapağını boş ver. Sen içindeki belgelere bak belgelere" diye konuştu.

Başbakan'ın her konuşmasında işini gücünü bırakarak, akşam Baykal ismi ile yatıp sabaha Baykal ile kalktığını vurgulayan Baykal "Ya arkadaş, sen işine bak. Yok CHP şöyle Deniz Baykal böyle. Şimdi beni bıraktı, kalktı 80 yıl öncesine gitti. Bizi suçlayacak. Halk bize sahip çıkmaya başladı ya. 'Bunların zamanında ekmek karne ile dağıtılırdı' diyor. Sen daha o zaman ananın karnına düşmemiştin. Sen bu vatanı kurtaranların bir tekinin boğazından haram lokma geçti mi buna bakalım. Vatandaş size soruyorum.Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş ağzı en bozuk başbakanı kimdir? Siyasi lideri kimdir? Çiftçiye, çocuğa, kadına ağzını bozuyor, kendi partilisine kızıyor. Şimdi bana bulaşmaya çalışıyor. Bir horoz dövüşü yapmaya çalışıyor. Bana saldırarak, hakaret ederek tatmin olmaya çalışıyor. Aslında böyle bir tartışmaya çok üzülüyorum. Ben de karışmak istemiyorum Ama konuşan karşınızdaki başbakan, cevap verilmesi gerekirse de cevabı vereceksin" şeklinde konuştu.