7
Mayıs
2024
Salı
NİĞDE

Göllüdağ'a yolculuk

Niğde Göllüdağ- Kaletepe Deresi 3, Paleolitik Çağ kazıları, İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı ve Mission de Préhistoire Anatolien (Fransa Dışişleri Bakanlığı) işbirliği ile devam ediyor.

Kazı alanında elde edilen bulgular ile Afrika’dan Avrupa’ya geçen insanın Anadolu’daki ilk izlerine erildi. 

Bağlama Kasabasında kamp kuran çalışma ekibi her gün Kömürcü Köy Kaletepe bölgesine çıkıp kazılarına devam ediyorlar.. Yolu bozuk alanda Otomobil ile ulaşım sağlayamadığımız yolu yürüyerek çıktık. 1700 metre yüksekliğe yürüyerek çıkıp, ilk insanın geçiş yolu ve kazı alanını yerinde resimledik. 

Malatya Cafer höyük ve Aksaray Aşıklı Höyük kazılarını da yürütmüş olan Prof Dr Nur Balkan-Atlı ile 1700 metrede devam eden kazıları yerinde görerek çalışmalar hakkında bilgi aldım. 

ÖMER FETHİ GÜRER: Öncelikle bilim adına çok önemli çaba ve çalışmalarınızda kolaylık diliyorum.. Tarihin bilinmeyenlerinin aydınlandığı, önemli bulgulara erilen çalışmalarınızı anlatır mısınız? 

PROF DR. NUR BALKAN-ATLI: Anadolu arkeolojik açıdan farklı zenginliklere sahip bulunuyor. Tarih öncesi dönem ile ilgili bilgiler ise sınırlı kalıyor. Obsidiyen ise o dönemlere ait bilgilerin elde edilmesi için önemli bir veri. Volkanların patlama sırasında lavların hızlı soğumasıyla oluşan “Obsidiyen” (doğal cam) Yanardağ taşı olarak ta biliniyor. Ancak obsidiyen her yerde çıkmıyor. Yakın doğuda en zengin Anadolu. Göllü dağ dışında Acıgöl ve Doğu Anadolu’da Obsidiyen taşları bulunuyor. Bu taşların bir özelliği kolay yontulabilir ve taş aletleri yapımında kullanılabilir olmasıdır. Tarih öncesi insanlarca alet ve silah yapımında yaygın olarak kullanıldığı da biliniyor Göllü Dağ’ın patlamasıyla oluşmuş Kömürcü Obsidiyen yatakları Kapadokya bölgesinin en görkemlilerinden biridir.. Dünyanın ilk ticaret metası Niğde Göllü dağ Obsidiyen 14 .000 yıl önce Filistin’e kadar seyahat ettiğini belirlendi., Göllü dağ ve çevresinde çok kaynak var .ilk çalışmalarda İşlik (Atölye) bulmak için yaptık çünkü .Obsidiyen blok halde taşınamıyor.Yontularak taşınıyor.Hangi teknoloji ile yontuluyor, bunu bulmak için 1997-2000 yılına kadar İşlik kazısı yaptık. Buradaki Kale tepe işliği, Paleolitik dönemden kalkolitik döneme değin zengin ve çeşitli Obsidiyen bulgulan sergiliyor. Burada standartlaşmış ürünler üreten uzman işlikler ortaya çıkarıldı.. M.Ö 8 yılına tarihlenen atölye’de yapılan ürünler yerel kullanılmamış. Bu ürünlerin buradan Yakındoğu’ya da ihraç edilmiş, Özellikle Kıbrıs ve Kuzey Suriye’ye gönderilmiş Ehli Hayvan yok. Taşıma hayvanla yapılamıyor.Sırtlarında taşıyarak bu Obsidiyen ürünleri götürmüşler. Obsidiyen, gerek estetik açısından güzelliği, gerek kolay yontulabilmesi nedeniyle tarih öncesi insanının en önemli sanayi ürünü idi. İşliklerdeki buluntulara uygulanan radyo karbon deneyleri sonucunda, bunların günümüzden sekiz bin ile dört bin beş yüz yıllık bir zaman dilimi arasında yapıldığı anlaşıldı Bu konuda çalışma tamamlandı. Yakında kitap olarak yayınlanacak. Bir dönem ile ilgili önemli bilgi ve bulgular böylece gün ışığına çıkmış oldu. 

ÖMER FETHİ GÜRER: Bu önemli veriler gösteriyor ki bölge ciddi anlamda bir ticaret alanı. Ne yazık ki günümüzde bu konularda çok bilgi ve ilgi yok. Niğde için bir yerde değerlerinin bilinmediği kent demek doğru olur. Şu aşamada yapılan çalışmalarınız nelerdir? 

PROF.DR. NUR BALKAN-ATLI:Paleotik döneme ait (Yontma Taş devri) Göllü dağ başka yerinde bulgular bulduk. 2000 yılında Paleotik Çağ çalışmalarının devam ederken Kale tepe Deresi 3 olarak adlandırılan Pleistosen tabakalanması saptandı. Orta ve Alt Paleotik dönemler 200 bin sene öncesine ait Bir Milyon ile 200 bin senesi arası insan elinden çıkan aletler buluyoruz. Volkanik arazi asitli olduğu için insanı kalıntılarını yok etmiş, aletler çok eski Afrika’da bulunan ilk aletlere benziyor.Satır vb aletler bilindiği kadar Anadolu’da görülmemişti. “Burada, ‘riyolit’ taşından çok ilkel bir taş işleme yeri bulundu. Bu sanayi, büyük olasılıkta Obsidiyen oluşumundan (volkanın patlamasından) öncesine aittir. Buradaki Obsidiyen yaşı yaklaşık 1 milyon yıl olarak belirleniyor. Söz konusu ilkel taş işliği ise bu tarihten öncesine ait olduğu için insanların burada 1 milyon yıl önce bu ilkel taş işleme merkezinde çalıştıkları olasılığını da gündeme getiriyor. Bu bulgu yalnızca Anadolu için değil tüm Yakındoğu ve Avrupa’nın tarih öncesi kültürleri açısından da çok büyük önem taşıyor.” Anadolu en eski iskan yerleri bu bölge diyebiliriz. İnsan Afrika’dan çıkıp Anadolu’ya geçişinde Anadolu’da bu konuda izlerle rastlanmıştı.
Niğde Göllü dağ kazılarında Afrika’dan Avrupa’ya geçiş ilk ileri’de bulundu. Orta Anadolu’da, çok geniş bir zaman (yaklaşık bir milyon yıl ile 160 bin yıl önceleri) aralığında farklı insan topluluklarının yaşadığı bu çalışma ile belgelendi.. Kazı alanı Türkiye’nin bilinen en eski insan yerleşimlerindendir. Bölgede çalışmalar devam edecektir 

ÖMER FEHİ GÜRER: Kazı çalışmalarında açığa çıkan satır, mızrak ve ok ucu gibi bulgular yanında farklı bir buluntuya da erildi mi? 

PROF.DR NUR BALKAN-ATLI: Evet. Kömürcü Köyü Göllü dağ Kazı çalışmaları devam eden Mousterien tabakalardan birinde Atgillere ait kalıntılar bulundu. Atgillerden ait çene yanı sıra dişlerde elde edildi. Atın atası sayılabilecek hayvana ait bu çene ile at dişleri kazılarda elde edilen en önemli düne ışık tutacak bulgulardandır. Bu bulgu ile Kapadokya’da 200 bin yıl önce at varlığı saptandı. 200 bin yıl öncesine ait bir at çene kemiği şimdiye değin bilinen, Anadolu’nun en eski atı kalıntısı özelliğini taşıyor. Kapadokya’nın önemli bir yöresi olan Niğde’de bu kadar eski bir at kemiğinin bulunması ise bir başka açıdan ilginçtir. Persçe “Katpatuka” denilen “Kapadokya” sözcüğü “güzel atlar ülkesi” anlamına geliyor.

Bölgede değişik tabakalarda elde edilen verilerde aletlerin çeşitliliği av hayvanlarından yararlanmaya ilişkin bilgilerde veriyor. Toprağın asidik oluşu, organik kalıntıların büyük bölümünün yok olmasına neden olmuşsa da, farklı insan evrelerinin aletler ile incelemeye devam ediyoruz.KD3, olarak tanımlanan alan Alt ve Orta Paleolitik çağlara ait 17 arkeolojik tabaka içeren kazı alanı bilinmeyenleri aydınlanmasında önemli bir alan oluşturuyor..Anadolu için eşiz olan bu veriler bilinmeyenlere ışık tutmaktadır. Kazılmakta olan bu açık hava buluntu yeri, Türkiye’nin en önemli Paleotik Çağ yerleşimlerinden biri ve Anadolu yarımadasının ilk iskânıyla ilgili sorulara yanıt verebilecek, şimdilik bilinen tek buluntu yeridir. 

ÖMER FETHİ GÜRER: Kazı ve araştırma çalışmaları ne kadar devam edecek? 

PROF.DR NUR BALKAN-ATLI: Kültür Bakanlığı ile ilgili protokol bu yıl bitmektedir. Niğde Müze Başkanlığında devam eden bu kazı çalışması sona ermesine karşın kaynaklar dikkate alınarak çalışmaları Göllü dağ bölgesinde devam edecektir..
Bölgede çok geniş bir alanda Obsidiyen bulunmaktadır. Bu nedenle aynı alanda farklı bölgelerde yapılacak çalışmalarla yeni bilgilere erilmesi de olasıdır. 

ÖMER FETHİ GÜRER: Niğde il genelinde çok farklı tarihi, doğal güzelliklere ve bilinmeyenlere sahip ama yeterince önemsenmiyor. Siz Niğde ile ilgili izlenimleriniz nedir? 

PROF.DR NUR BALKAN –ATLI: Niğde için söylenecek çok güzel özellikler var. Doğa güzellikleri müthiş. Turizm için tarih ve doğa zengini bir bölge. Meyvesinden doğasına eski tarihi dokudan antik dönemlere ait onca varlığı ile Turist için her şeyin olduğu yer. Ne yazık ki bu değerlerinden Niğde yararlanamıyor. Niğdeliler olayları sahiplenmiyor. Niğde için turizm açılım olabilir. Bu alanda daha çok tanıtım ve çalışma yapılmalıdır. Niğdeliler Niğde’ye sahiplenirse Niğde var olan değerleri ile kısa sürede önemli merkez olur. Hıristiyanlar için Eski hac yolu üzerinde olması, tarihi kalıntıları,Selçuklu,Osmanlı dönemi eserleri, Tyana,Bahçeli, Gümüşler gibi değerleri ile Niğde çok kısa sürede önemli bir konuma erecek zenginliği bulunmaktadır. Dediğim gibi Niğdeliler bu konuları sahiplenmelidir. 

ÖMER FETHİ GÜRER: Çabalarınızı, çalışmalarınızı, bilimsel uğraşınızı, koşullarınızı yerinde gördüm. Sizlerin bu uğraşları insanlığın tarihini aydınlatacak özellikte ve önemdedir. Sizleri ekibinizi içtenlikle kutluyorum. İyi ki siz ve sizin gibi değerler var. Yoğunluğunuz içinde ayırdığınız zamana ve görüşme ve bilgilerinize de ayrıca teşekkür ederim.
 
Ayrıca kazı alanında çalışmalarda bulunan ve 7 yıldır bu kazılara katılan Ludovıc Sumak (Fransız) ile görüştüm. Bir Milyon yıl öncesine ait doğal kaya çevresinde çalışmalarını yaparken Afrika’dan Avrupa’ya geçen ilk insan ile ilgili bulgulara erilen yeri gösterdi. 7 yılda beş bine yakın alet incelemeye alınmıştı. Beril Alataş bölgede kazı çalışmalarında yer alan bir diğer isimdi. Birde bu konuyu yazılarla gündeme taşıyan Berkay Dinçer vardı ama bu yıl askerde olduğu için görüşemedik. Kazı alanından inişte çevrede obsidiyenlerden oluşan dağdan geçtik. Kömürcü köyü kuş bakışı görülüyordu.Kazı ekibi bir çadırı ve kazı için gerekli malzemesi ile o ıssızlıkta çabalayıp çalışıyordu. Bu kazı çalışmaları için bölgede rehberliğimizi değerli dost eski İl Genel Meclis Üyemiz Ulvi Gülsever yaptı. Amcam yol arkadaşım Emekli Milli Egitim Müfettişi Dinçer Gürer ile önce Bağlama kamp yeri sonrası Kömürcü Köy ve Göllüdağ'a çıktık.
Ömer Fethi Gürer - Kenthaber
Yayın Tarihi : 6 Eylül 2006 Çarşamba 11:50:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yaşar gülsever IP: 85.99.92.xxx Tarih : 5.12.2007 18:56:34

ömer bey ben yorum yapmayacagım. güzel nigdemizin tanıtımından dolayı size teşşekür ederim. sizi internette takip ediyorum. kolay gelsin