Çanakkale Savaşı'nda annesine yazdığı mektubu dünya literatürüne giren, Şehit Muallim Ethem'in heykeli doğum yeri olan Niğde'nin Hacıabdullah beldesinde dikildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Hacıabdullah beldesinde yaptırılan Şehit Muallim Ethem'in heykeli, düzenlenen törenle açıldı.

Niğde Valisi Sebahattin Öztürk, törende yaptığı konuşmada, şehitlerimiz için yapılan ve yapılabilecek her şeyin, onlar için yapılması gerekenden az olduğunu söyledi.

Bu tür abideleri yapmanın sayısız faydalarının olduğunu dile getiren Vali Öztürk, ''Yabancı ülkelerde, onlara göre şehit olanların adları kitabelere yazılıyor. Bizde henüz böyle bir gelenek oluşmamış. Biz Türkler tarih yapmasını biliyoruz ama yazamıyoruz. Türklerin kahramanlıkları başka ülkelerde olsaydı, dünya onlardan bahsederdi. Biz bu kahramanlarımızı kendi insanlarımıza bile anlatmaktan aciziz. Artık dünyada işgaller askerlerle olmuyor, basın yoluyla oluyor, ekonomiyle oluyor, kültürle oluyor. İşte o nedenle biz de milli gelirimizi artırmalıyız, çok çalışmalıyız, kaynaklarımızı artırmalıyız. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum'' diye konuştu.

-ŞEHİTLERİMİZİN MEZARLARINI BU ALANDA TOPLAYACAĞIZ-

MHP Niğde Milletvekili Mümin İnan ise bize bu vatanı emanet edenlerin hatırasını her zaman taşıyacaklarını belirtti.

Hacıabdullah Belde Belediye Başkanı İbrahim Katırcı da yaptığı konuşmada Şehit Muallim Ethem'in Çanakkale Savaşı sırasında vatanı savunurken şehit düştüğünü anımsatarak, ''Bu abide ile Türk Milleti'nin o günleri asla unutmaması gerektiğini anlatmaya çalışacağız'' şeklinde konuştu.

-ŞEHİT MUALLİM ETHEM BEY-

Çanakkale Savaşı sırasında düşman kuvvetlerinden Anzak ve Yeni Zelanda askerleri ailelerine yazdıkları mektuplarda Çanakkale'den ''cehennem'' diye bahsederken İbrahim Ethem annesine yazdığı mektupta, cepheyi ''cennet bahçelerinden bir bahçe'' olarak anlatıyor.

Savaşın o dehşet anında mektubu yazmış olmasına rağmen dehşetten daha çok ırmaklardan, kırlardan ve koyunlardan söz ediyor. ''Valideciğim'' diye başladığı mektubunda, savaştaki oğlunun özlemi ile yanıp tutuşan biricik annesinin yüreğine biraz olsun su serpebilmek için bütün edebi gücünü kullanıyor. Mürekkebine kan karışıyor ancak o, annesini üzen tek bir satır yazmıyor.