Amasya Pancar Ekiciler Kooperatifi ve Amasya Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Demir, şekere konulan kota yüzünden büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, milletvekillerinin, sivil toplum örgütlerinin ve Amasyalılar'ın
kendilerine destek vermesini istedi.
Amasya Şeker Fabrikası'nın 95 bin ile 105 bin ton arasında şeker üretme kapasitesi olduğunu belirten ve kota yüzünden 60 ile 70 bin ton arasında şeker ürettiklerini ifade eden Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Demir, "Yabancı ülkelere büyük miktarda kota verilmek için birilerinin gayret içerisinde olduğunu görüyoruz. Aldığımız habere göre Şeker Üst Kurulu bu kotaların artırılmasına karşı çıkmış, eğer doğruysa onları kutluyorum. Bunun Bakanlar Kurulu'ndan geçmemesi de en büyük arzumuz. Yabancı sermaye gelsin diye Türkiye'de 10 milyona yakın insanın geçimini direkt ilgilendiren bir ürünün önünü kesmek, ne kadar vatanseverlikle bağdaşır bunun yorumunu kamuoyuna bırakıyorum. Tatlandırıcılara verilecek kota miktarı yüzde 50 artırıldığı zaman yüzde 15'e çıkacak, bunun çıkışından dolayı da tatlandırıcılara alınan kota miktarı 357 bin 500 ton civarında olacak. Bu da Amasya Şeker Fabrikası gibi 5 tane fabrikanın kapatılması ya da hiç şeker üretmemesi, binlerce çiftçinin gelirinden mahrum kalması anlamına gelir" dedi.
Amasya Şeker Fabrikası'nın Amasyalıların malı olduğunu belirten Mahmut Demir, "İstihdamın ülkenin en büyük sorunu haline geldiği bu dönemde, yerli sermayeyi yöneten dövizi üretmeniz gereken bir dönemde, siz ülkenin insanını, çiftçisini cezalandıracaksınız, dışarıdan gelen şekere göz yumacaksınız, yurtdışından gelmiş ve ülkeye katma değer sağlamayan firmalara menfaat sağlayacaksınız. Biz bunu her sene söylüyoruz ama dinlemesi gereken insanlar dinlemiyor. Türk çiftçisini cezalandırmaktan vazgeçerler; kotalar yüzde 50 eksilterek yüzde 5'e düşürülür ve ülke çiftçisinin menfaati bu şekilde korunur. Bizim kotamız hala istenilen seviyeye gelmedi. 60-70 bin ton arasında bir kotadayız. Normalde bizim fabrikamızın alması gereken kota miktarının 95 bin ton civarında olması lazım. Bu böyle olmayınca 30 bin ton şeker bölgemizin 50 trilyon civarında kaybı demek. Bize verilen kotada hakkımız yendiği için yan hesaplarını da yaptığımız zaman yaklaşık her yıl 100 milyon YTL'lik bir kaybımız var. Bu konuda sadece bizim değil milletvekillerimizin, sivil toplum örgütlerinin ve herkesin üzerine sorumluluk düşüyor. Biz bu konuda yalnız kalıyoruz. Sanki kotalar ya da şeker fabrikası bizim babamızın malı gibi kabul edilerek yalnız bırakılıyoruz. Bölgenin sessiz ve duyarsız kalmasını anlamış değiliz" diye konuştu.