18
Mayıs
2024
Cumartesi
KARABÜK

4. Demir-Çelik Kongresi başladı

İki yılda bir gerçekleştirilen Demir-Çelik Kongresi'nin 4.'sü Karabük'te başladı.

Karabük Üniversitesi Prof.Dr. Bektaş Açıkgöz Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen 4. Demir Çelik Kongresi'ne geniş bir katılım olurken, ilk gün yapılan iki oturumda Türk çelik sektöründe mevcut durum ve geleceğe ilişkin beklentiler üzerinde duruldu.

Türkiye Makine Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi tarafından düzenlenen 3 Kasım'a kadar sürecek kongrede, demir-çelik sektörünün dünü bugünü, üretim ve teknolojik uygulamalar, sektörde çevre, enerji ve yönetim, atıkların değerlendirilmesi, aşınma, korozyon, sürtünme ve yorulma ile toplam kalite yönetimi gibi konular masaya yatırılacak.

Kongrenin açılışına Karabük Valisi Can Direkçi, Vali Yardımcısı Cemal Hüsnü Kansız, Belediye Başkanı Hüseyin Erer, İl Özel İdare Genel Sekreteri Mehmet Uzun, Emniyet Müdürü Zekeriya Kahraman, Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ahmet Soykök, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Akyüz, Karabük Üniversitesi geçici Rektörü Prof.Dr. Bektaş Açıkgöz, Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Burhanettin Uysal, Makine Mühendisleri Odası Genel Başkanı Emin Koraman, Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, Makine Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Atıf Mete ile demir çelik sektörü temsilcileri katıldı.

4. Demir Çelik Kongresi'nin açılış konuşmasını yapan Makine Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Atıf Mete, demir-çelik üretiminin, sanayi devrimi ile başlayan süreçte dünya sanayisinin gelişmesine ve ülkelerin kalkınmasına öncülük ettiğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerde diğer sektörler açısından lokomotif görevi üstlenmiş olmasından dolayı demir-çelik sektörünün temel sanayi kollarından biri olma özelliğini sürdürdüğünü anlatan Mete, şöyle konuştu: "Demir-çelik, ürün çeşitliliği ile teknolojinin gelişmesine öncülük ederek geleneksel sanayi dışında teknolojik alanlarda da yerini almıştır ve bunu uzun bir süre koruyacağı açıktır. Türk demir-çelik sektörünün büyümesi ve ülkemiz dış ticaretinde önemli bir yeri olan ihracat performansındaki gelişmesini sürdürebilmesi için üretim maliyetleri bizim sektörümüze göre çok daha düşük olan ve rekabet etmek zorunda kaldığımız Çin, Ukrayna, Rusya gibi ülkelerin seviyesine düşürülmesi gerekmektedir. Ulusal demir çelik sektöründen bahsedebilmek için kömür ve demir cevheri madenciliği ile çelik üretim ve tüketimi bir bütün olarak düşünülmeli, ulusal demir çelik stratejisi belirlenmelidir."

Kongreye katılan Türkiye Makine Mühendisleri Odası Genel Başkanı Emin Koraman ise yaptığı konuşmada, özellikle Erdemir'in özelleştirilmesi üzerinde durdu. Koraman, konuşmasına şöyle devam etti: "Erdemir ve yan kuruluşları yassı çelik, silisyumlu yassı çelik, uzun çelik, dikişsiz boru üretiminde ciddi bir kapasitenin yanı sıra Türkiye'nin demir cevheri arama ruhsatı, iki büyük ve stratejik limana, bir kok, bir sinter, bir kireç fabrikasına, yüksek fırına, çelikhaneye, sürekli dökümlere, sıcak ve soğuk haddehanelere, kalay ve krom kaplama hattına, galvanizleme hattına, yatırım, danışmanlık, mühendislik, projelendirme zenginlik ve birikimine sahiptir."

Kamu işletmeciliğinin çökertildiği bir ortamda bile Erdemir'in büyük bir gelişme içinde olduğunu anlatan Koraman, sözlerini şöyle sürdürdü: "500 en büyük kuruluş içinde Erdemir karda, üstelik özel sektör kategorisindeki karda birinci gelmekteydi. Erdemir'in 2004 yılında elde ettiği net kar, satışın rakamının neredeyse 3'te 1'i oranında. Erdemir her 3 yılda bir, satılmasıyla elde edilecek geliri zaten hazineye kazandırmaktadır. Uluslar arası para ve finans kuruluşları DTÖ ve AB'ye verilen taahhüt sonucu böylesine verimli ve stratejik bir kuruluşun satılması hiçbir açıdan akılcı değil. Bu nedenle odamız Erdemir'in satışına yönelik ciddi bir hukuki mücadele de sürdürmektedir. İdare hukuku temel ilkelerine göre, her idari işlemde kamu yararının bulunması vazgeçilmez bir koşuldur. Oysa Erdemir özelleştirmesinde kamu yararı bulunmamakta, hatta kamu zarara uğratılmaktadır."

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ramazan Denizer de, 1990 sonrası gelişen süreçte dayatılan ekonomik politikaların sıkıntısını çeken illerin başında Zonguldak'ın geldiğini söyledi. "Kardemir'in, Zonguldak'ta maden ocaklarının kapatılmasına, Erdemir'in özelleştirilmesine karşı birlikte mücadele verdik" diyen Denizer, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün geldiğimiz noktada Türkiye'nin en değerli şirketlerinin yabancılaştırılması girişimlerine karşı çözüm yolları arıyoruz. Bu sürece nasıl gelindiğini en iyi biz biliyoruz. Zonguldak, Karabük, Bartın halkı biliyor. Bugün hem TTK'nın hem de Türkiye'nin her zamankinden daha fazla üretime ihtiyacı var. Koklaşabilir taş kömürü sadece Zonguldak bölgesinde bulunduğu için Kardemir ve Erdemir bizim bölgemize kuruldu ama biz bu iki fabrikamıza kömür veremiyoruz. Biz demir çelik için, sanayi için üretmek istiyoruz."

4. Demir Çelik Kongresine katılan Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise yaptığı konuşmada, dünya çelik sektöründeki gelişmelere ve Türkiye'de yapılan özelleştirmelere değindi. Dünya çelik sektöründe ülkemizin artışına baktığımızda yüzde 70'ler civarında olduğunu anlatan Yayan, şöyle konuştu: "15 milyon tondan 26 milyon tona varan bir artış söz konusu. Bu Türk demir çelik sektöründeki performansın yükselişini açıkça ortaya koyuyor. Başka bir ifade ile biz dünya çelik sektöründe 4 misli fazla performans göstermişiz. Önümüzdeki yıllarda bu performansın artarak devam edeceğini düşünüyoruz. 2002 yılında dünya üretiminde 17. sıralarda iken 2005 yılında 11. sıraya geldik. Aradan geçen 2 yılda 2007 yılında ise yine 11. sırada yer aldık. Bizim arkamızdaki ülke ile aramızda 2005 yılında 10 milyon üretim farkı varken bugün 5 milyon ton farka indi."
Kongrenin "Türk Çelik Sektöründe Mevcut Durum ve Geleceğe İlişkin Beklentiler" konulu ikinci oturumu, Kongre Danışma Kurulu üyesi ve Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan başkanlığında yapıldı.

iha
Yayın Tarihi : 1 Kasım 2007 Perşembe 16:51:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?