18
Mayıs
2024
Cumartesi
KARABÜK

Bir Kardemir efsanesi

1937 yılında, Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleri ile kurulan ve 15 haneli bir köy iken bugün Karabük'ün ortaya çıkmasına vesile olan Türkiye'nin ilk ağır demir çelik sektörü Kardemir, 71. kuruluş yıldönümünü kutluyor. 

2007 yılını 124.6 milyon YTL karla kapatan Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri A.Ş., dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
15 haneli Öğlebeli köyünden oluşan bir mahalleyi il yapan Kardemir A.Ş. geçirdiği krizli yılları geride bırakarak 71 yıldır Türkiye'nin ekonomisine katkı sağlayan bir fabrikanın yanı sıra bir okul olma öncülüğünü sürdürmeye devam ediyor. Yanlış politika uygulamaları ile "13 yıl önce ömrünü tamamladı" diye kapatılma kararı verilen Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri Fabrikası bugün Türkiye'nin aranan markası yanında dünya şirketleri ile rekabet edecek konuma geldi. Kardemir özelleştikten sonra ayakta durmak için gereksinim duyduğu yatırımları yapmaya başlayınca kar eden bir fabrika konumuna geldi. 

1960 ve 70'li yıllarda yaptığı ray üretimini aradan geçen 30 yıl sonra Ray profil haddehanesi yatırımı ile yeniden yapmaya başlayan Kardemir bugün Türkiye'nin 72 metre uzunluğunda hızlı tren raylarını üretir hale geldi. Türkiye'nin yanı sıra Ortadoğu'ya açılmayı hedefleyen KARDEMİR çalışmalarını aralıksız sürdürerek başta, Suriye, Irak, İran ve Suudi Arabistan'ın demir yollarını yenilemeyi hedefliyor. Önce bir istasyon adı sonra nahiye daha sonra kaza ve nihayet 1995 yılında il olan Karabük'ün 100 nüfuslu bir mahalleden 218 bin nüfuslu bir il olan Karabük olarak 71. yılını il olarak da 13. yılını kutluyor. 

KARDEMİR'İN KURULUŞ ÖYKÜSÜ
Temelleri 3 Nisan 1937 de atılan Karabük Demir Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) A.Ş., 71 yıllık serüveninde inişli çıkışlı yollardan geçerek tüm zorluklara rağmen ayakta durmayı başardı. 

Atatürk'ün Türkiye'de demir çelik sanayi kurulup kurulmayacağının incelenmesine dair emir vermesinin ardından 2 kez girişimde bulunulmasına ve sonuçlar olumlu çıkmasına rağmen ödenek yokluğu nedeniyle ertelenen fabrika kurulması yönündeki çalışmalar 1932 de üçüncü kez Rus heyetinin incelemeleri ile gündeme gelerek yeniden başlatıldı. Türkiye'de ekonomik ilkeler içinde demir çelik sanayi kurulup kurulmayacağının incelenmesine 1925 yılında İktisat Vekaleti tarafından başlandı. 1925 yılında, bir taraftan petrol yataklarının incelenmesi için Lüksemburglu Dr. Lucius diğer taraftan kömür ve demir cevherini incelemek için de Avusturya'dan Leopen Maden Mektebi profesörlerinden Dr. Granigg getirildi. Dr. Granigg, Türkiye'de demir çelik sanayi kurmaya elverişli demir cevherinin bulunup bulunmadığını, maden kömürlerimizin demir çelik sanayiinde kullanılacak kok kömürü yapımına elverişli olup olmadığını, demir çelik sanayinin ekonomik bir şekilde Türkiye'nin neresinde kurulması gerektiğini incelemek üzere görevlendirildi. 

Dr. Granigg'in çalışmaları sırasında Ticaret Vekaleti'nde bir genel müdürlük kurularak başka uzmanlar da getirilerek madenlerimiz incelettirildi, Belçika'da Maurice ve Almanya'da Koppers firmalarında kömürlerin koklaşma testleri, Lüksemburg'da Medinger'de demir cevherinin analizleri yapıldı. Ancak, bu çalışmalara devam edilemedi ve demir çelik sanayinin kuruluşu 1928 yılına kadar gündeme gelmedi. 1928 yılı başlarında Erkan-ı Harbiye'de bir toplantı yapılarak demir çelik sanayinin durumu yeniden incelenmiş ise de bütçeye ödenek konulmadığından demir çelik sanayinin kurulması işi ikinci kez sonuçlandırılamadı. 

Türkiye'de demir çelik sanayinin kurulması çalışmalarına 1932 yılında üçüncü kez Rus heyetinin incelemeleriyle başlandı. Heyetin verdiği raporda, 1929-1930 yılları gümrük istatistiklerine göre yılda 150 bin ton demire sürüm bulunabileceği, gelecekteki ihtiyaç da düşünüldüğünde 300 bin ton/yıl üretim yapacak yüksek fırınlara gereksinim duyulacağı, yüksek fırınların işletilmesi için kurulacak kok fabrikasından da kimya sanayi bakımından çok önemli yan ürünler elde edileceği, ağır sanayi merkezi çevresinde kurulacak sülfürik asit ve diğer yan sanayinin ekonomik olacağı tespit edildi. Nihayet, ağır demir sanayinin kuruluş yerinin tespiti ve diğer sorunların incelenmesi için Sümerbank ve Erkan-ı Harbiye birlikte incelemelerde bulunarak birinci Sanayi Planı'nın bu en önemli kuruluşunun kesin olarak kurulmasına karar vermişler ve kuruluş yeri için Karabük yöresi uygun bulundu. 

ÇELTİK TARIMINDAN ÇELİK SANAYİSİNE
Türkiye'de ağır demir sanayinin kurulmasına dair kanun 17 Mart 1926 da kabul edilerek 29 Mart 1926 tarihli 334 sayılı Resmi Gazetede 786 No.lu Kanun olarak yayınlandı. Demir Çelik Sanayinin kurulması için 1925 yılında incelemelere başlanmasından sonra bu sanayi için uygun bir yerin seçilmesi sorunu ile de ilgilenildi ve zaman zaman değişik fikirler öne sürüldü. Bu konuda Amerikalı iktisatçılar ve Rus heyeti incelemeleri ile Sümerbank ve Erkan-ı Harbiye mümessillerinden bir kurul çalışmaları sonrası demir çelik sanayi kuruluş yeri için maden kömürü havzasına yakın olan "Karabük" seçildi. Karabük'ün demir çelik memleketi seçiliş nedenleri olarak; maden kömürü havzalarına yakınlık, demiryolu güzergahı üzerinde ve yörenin işçi yerleşmesine uygun oluşu ile jeolojik bakımdan ağır endüstri kurulmasına elverişli olması gösterildi. 

Karabük Demir Çelik Sanayii'nin kurulmasına elverişli görülmesi nedeniyle 10 Kasım 1936 tarihinde İngiliz Hükümeti ile imzalanan 2,5 milyon sterlinlik bir kredi anlaşması üzerine H.A. Brassert firmasına ihale edilen tesislerin temeli, 3 Nisan 1937'de zamanın Başvekili İsmet İnönü tarafından Zonguldak'ın Karabük köyünde Filyos Irmağının kolları olan Soğanlı ve Araç çaylarının birleştiği arada geniş çeltik tarlaları üzerinde atılmış ve böylece Karabük'te çeltik tarımından çelik sanayisine dönülerek 

Türkiye'nin ilk ağır sanayi hamlesi başlatılmış oldu.
1 Mart 1938'de teknolojik montaj çalışmalarına başlanılan entegre demir çelik tesisleri kurucu İngiliz firması uzmanları ile birlikte Türk mühendis, teknisyen ve işçilerinin azami gayretle çalışmaları sayesinde 3 yıl gibi kısa sürede yapılarak 6 Haziran 1939'da kuvvet santralinin işletmeye alınmasını müteakiben diğer tesisler de peyderpey işletmeye alındı. Karabük köyünün çeltik tarlalarında kurulan tesislerden ilk Türk Çeliği, 10 Ekim 1939 tarihinde alındı. Fabrikanın kuruluşunda köylüler katır sırtlarında taş taşırken, mahkumlar bir yıl çalışmaları karşılığı mahkumiyetlerinden 2 yıl affedilerek çalıştırıldı. İngiliz ve Alman Mühendisler, Türk köylüleri ve mahkumlar, hatta Çankırı Cezaevi'nde yatan mahkumların arasında bulunan Nazım Hikmet bile tesislerin kuruluş inşaatında çalıştı. 

FABRİKA KURAN FABRİKA
3 Nisan 1937'de temeli atılarak kurulan Demir Çelik Fabrikaları 13.05.1955 tarihine kadar Sümerbank'a bağlı "Demir Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğü" adı altında çalıştı. Demir Çelik Fabrikası İşletmesi'nin muhtelif ünitelerinin ilavesi ile genişletilmesi üzerine Müessese, Sümerbank'tan ayrılarak 13.05.1955 tarih ve 6559 sayılı kanunla bağımsız bir KİT durumuna gelmiş ve "Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü" adını aldı. 

21.06.1955 tarihinde Eti Bank'ın bir müessesesi olan Divriği Demir Madenlerini de bünyesine alan ve Genel Müdürlük olarak faaliyet gösteren Karabük Demir Çelik Fabrikaları bünyesinde deneyimli montaj elemanları yetiştirerek Türkiye'de ağır sanayiinin kurulması ve 3. Demir Çelik Fabrikası olan İskenderun Demir Çelik Fabrikası'nın kurulmasına da öncülük etti. Uzun yıllar ulusal endüstrinin lokomotifi olan Karabük Demir-Çelik İşletmeleri, bir dönemden itibaren teknolojisini yenilemekten alıkonulur ve Karabük'ten kaynaklanmayan nedenlerle zarar etmeye başladı. Böylece 5 Nisan 1994 tarihli Ekonomik Tedbirler Programı kapsamında yıl sonuna kadar özelleştirilmesine, bunun sağlanamaması durumunda kapatılmasına karar verildi. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 30.12.1994 tarih 94/16 sayılı kararı ile Karabük Demir Çelik Fabrikaları Müessesesi özelleştirme kapsam ve programına alınmış, bu amaçla müessese 13.01.1995 tarihinde Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.ye dönüştürüldü. Özelleştirme Yüksek Kurulunun 94/16
ve 29.03.1995 tarih 95/30 sayılı ek kararları Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.'nin Müteşebbis Heyet tarafından 17.02.1995 tarihinde kuruluşu tamamlanan KARDEMİR A.Ş.'ye devri öngörüldü. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile KARDEMİR A.Ş. Müteşebbis Heyeti tarafından imzalanan 30.03.1995 tarihli sözleşme ile devir şartları hükme bağlandı. Buna göre, Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş. hisselerinin tamamı KARDEMİR A.Ş.'ye devredildi. 

ÖNEMLİ ZİYARETLER
Karabük Demir Çelik Fabrikaları'nı belirli aralıklarla zamanın önemli isimleri ziyaret etmişlerdir. 1955 yılında Irak Kralı 1.Faysal, 1956 da İran Şahı Şah Rıza Pehlevi ve eşi Süreyya, 1956 yılında Afgan Kralı Zahif Han, 1957 yılında Habeşiştan (Etopya) İmparotoru Haile Selasiye ziyaret etmiştir. 

1955 yılında Karabük Demir Çelik İşletmelerini ziyaret eden Irak Kralı 1. Faysal ülkesine döndüğü gün bir suikast sonucu öldürülmüştür. 1959 yılında D.Ç İşletmelerini ziyaret eden Japon Büyükelçi Takasiro İnove'nin boru fabrikası gezisi sırasında çatıda yuva yapmış güvercinlerin döktüğü kum ve tozlar kafasına dökülmüş, elçi bu işin işçiler tarafından yapıldığını sanarak mahkemeye vermiş, mahkeme üç yıl sürmüş sonuçta işçiler beraat etmiştir. Gerçeği öğrenen Büyükelçi işçilerden özür dilemiştir. 2002 yılında yaşanan kriz döneminde zor anlar yaşamaya başlayan KARDEMİR'i ABD CİA eski Başkanı James Woosley de ziyaret etti. 

ÖZELLEŞTİRME ÇALIŞMALARI
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 30 Aralık 1994 tarih 94/16 sayılı kararı ile KARDEMİR Müessesesi özelleştirme kapsam ve programına alınmış, bu amaçla müessese 13 Ocak 1995 tarihinde Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.'ye dönüştürüldü. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 94/16 ve 29 Mart 1995 tarih 95/30 sayılı ek kararları KARDEMİR'in Müteşebbis Heyet tarafından 17 Ocak 1995 tarihinde kuruluşu tamamlanan KARDEMİR A.Ş.'ye devri öngörüldü. 

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (Ö.İ.B) ile KARDEMİR A.Ş. Müteşebbis Heyeti tarafından imzalanan sözleşme ile devir şartları hükme bağlandı. Buna göre, KARDEMİR A.Ş. hisselerinin tamamı KARDEMİR A.Ş.'ye devredildi. İş Kanunu'na tabi olan çalışan tüm işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ödendi. Şirketin acil ihtiyaç duyduğu bakım, onarım ve yatırımlar için 20 milyon 619 bin 599 dolar verileceği taahhüt edildi. Ayrıca sermaye artışına mahsuben 900 milyar TL nakit  ve asgari emniyetli stok seviyesi 1.278 milyar TL'lik stok devri öngörüldü. Bunun yanında tüm borç ve yükümlülükler Türkiye Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü uhdesinde bırakıldı. 

KARDEMİR A.Ş. kurucu ortakları ve Müteşebbis Heyet ile Özelleştirme Yüksek Kurulu arasında imzalanan devir sözleşmesinin 3. Maddesinin a bendinde belirtilen hisse dağılım grup ve oranlarına göre devir tarihinden itibaren 30 Mayıs 1995 tarihine kadar en geniş katılımı sağlayacak biçim ve tarzda ortaklık yapısını oluşturmayı taahhüt etti. Belirtilen taahhütlerin yerine getirilmesine kadar şirketin her türlü taşıt, makine ve teçhizatları ile taşınmazları üzerine Ö.İ.B. lehine rehin ve ipotek tesis edildi. 

7-14 Temmuz 1995 tarihlerinde yapılan hisse satışı sonucu sermaye 408 Milyar liraya çıktı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan alınan 27.09.1995 tarih, 6391 sayılı yazı ile hisselerin gruplara dağılımı istenen şekilde gerçekleştiği ifade edilerek konulan rehin ve ipotekler kaldırıldı. Bunun sonucu olarak devir alınan Karabük Demir Çelik Fabrikaları A.Ş.'nin sermayesi KARDEMİR A.Ş.'ye devredilerek çıkarılmış sermaye 8.733.927.521.411 TL.'sına yükseltilmiş (1) TL bedelle devralınan şirket hisseleri 408 milyar TL'lik hisse alan ortakların hisseleri nispetinde bedelsiz dağıtıldı. Böylece devir hükümleri 30.03.1995 tarihinden geçerli olmak kaydıyla yürürlüğe girdi. Türkiye'deki sanayi tesislerinin tamamında imzası bulunan Karabük Demir ve Çelik Fabrikası, 1990 yılından itibaren verimlilik ve karlılık işlevlerini kaybederek zarar eder duruma geldi. Geçmişte istihdama dayalı yanlış politikalar, yeni yatırımların yapılmaması, deniz yoluna yakın irtibatlni ı bir limanın bulunmaması, 1980'li yıllardaki yüksek enflasyon ve ihtiyaçların yüksek faizle bankalardan karşılanması, Erdemir'in kuruluşundaki yüzde 25.5'lik payının 30 Nisan 1987 tarihinde bedelsiz olarak (KOİ) Kamu Ortaklığı İdaresi'ne devir edilmesi Karabük Demir Çelik'i çok zor durumda bıraktı. Fabrika, 1994 yılını 231 Milyon dolar zararla kapattı. 

KARABÜK HALKI FABRİKAYA SAHİP ÇIKTI
DYP-SHP Koalisyon Hükümeti'nin aldığı ve Başbakan Tansu Çiller'in, Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ile birlikte açıkladığı 5 Nisan 1994 tarihli ekonomik kararlar çerçevesinde Karabük Demir Çelik Fabrikaları'nın özelleştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde kapatılmasına karar verildi. İlk defa bir şehir kendisinin kurtuluşu için büyük bir mücadeleye girdi. Yollar kapatıldı, halk, işçi, esnaf, işadamı ve politikacılar eyleme başladı. 8 Kasım 1994 tarihinde Karabük'ü Ankara'ya bağlayan yollar kapatıldı. Tüm işyerleri kapatılarak, hayat bir günlüğüne durduruldu. Çelik işçilerinin, Karabük'teki sanayici ve esnafın ve yöre halkının kararlı ve ısrarlı çabaları ve mücadeleleri sonrasında hükümet geri adım attı. Karabük DÇ Fabrikaları'nın kapatılmasından vazgeçilerek 30 Mart 1995 tarihinde tesisler dünyada örneği bulunmayan bir şekilde 1 liraya çalışanlara ve yöre halkına satılarak özelleştirildi. Özelleştirme sonucunda KARDEMİR çalışanları yüzde 35, sanayici ve tüccarlar yüzde 30, esnaf ve sanatkarlar yüzde 10, yöre halkı yüzde 25 hisse sahibi oldu. Devir işlemlerinden hemen sonra 2 trilyon liralık işletme sermayesinin temini için KARDEMİR halka açıldı. Ancak gerekli işletme sermayesi tamamlanamadığından ikinci kez halka arz gündeme geldi. Bu halka arzda çalışanların hissesi yüzde 51.6'ya yükselirken 2 trilyon beklenen sermaye miktarı da 408 milyar lirada kalmıştı. 

1 TL'YE DEVİR TESLİM
Belirtilen taahhütlerin yerine getirilmesine kadar şirketin her türlü taşıt, makine ve teçhizatları ile taşınmazları üzerine ÖİB lehine rehin ve ipotek tesis edildi. 7-14 Temmuz 1995 tarihlerinde yapılan hisse satışı sonucu sermaye 408 milyar TL'sına ulaştı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan alınan 27.09.1995 tarih, 6391 sayılı yazı ile hisselerin gruplara dağılımı istenen şekilde gerçekleştiği ifade edilerek konulan rehin ve ipotek kaldırıldı. Bunun sonucu olarak devir alınan Karabük Demir Çelik
Fabrikaları A.Ş.'nin sermayesi KARDEMİR A.Ş.'ye devredilerek çıkarılmış sermaye 8.733.927.521.411 TL.'sına yükseltildi. (1) TL bedelle devralınan şirket hisseleri 408 milyar TL'lik hisse alan ortakların hisseleri nispetinde bedelsiz dağıtıldı. Böylece devir hükümleri 30.03.1995 tarihinden geçerli olmak kaydıyla yürürlüğe girdi.
Türkiye'deki sanayi tesislerinin tamamında imzası bulunan Karabük Demir ve Çelik Fabrikası, 1990 yılından itibaren verimlilik ve karlılık işlevlerini kaybederek zarar eder duruma geldi. Geçmişte istihdama dayalı yanlış politikalar, yeni yatırımların yapılmaması, deniz yoluna yakın irtibatlı bir liman bulunmaması, 1980'li yıllardaki yüksek enflasyon ve ihtiyaçların yüksek faizle bankalardan karşılanması, Erdemir'in kuruluşundaki yüzde 25.5'lik payının 30 Nisan 1987 tarihinde bedelsiz olarak (KOİ) Kamu Ortaklığı İdaresi'ne devredilmesi, Karabük Demir Çelik'i çok zor durumda bıraktı ve fabrika 1994 yılını 231 milyon dolar zararla kapattı. 

ZARARDAN KARLI DÖNEMLERE GEÇİŞ
Özelleştirme öncesi 1984-1994 yılları arasında devlet tarafından 14 milyon dolar yatırım yapılan Kardemir sürekli zarar eder durumdaydı. Devletteyken gerekli yatırımların tam yapılamamasından dolayı kendini yenileyemeyen dev fabrika, özelleştirilme sonrası modernizasyon ve tesis yenileme çalışmalarına başladı. Çelik üretim sistemi değiştirilerek, konverter sisteme geçildi. Dünya ile rekabet edilecek hale getirilen bu yatırımlar için finans giderleri dahil 210 milyon dolar harcandı. Kardemir, 1995 yılında 5.982 milyon dolar, 1996 yılında 30.217 milyon dolar ve 1997 yılında 43.592 milyon dolar kar etti. 1998 Asya ve Rusya krizi Türkiye'deki çelik sektörünü sıkıntıya soktuğu gibi Kardemir'i de modernizasyon yatırımlarını yaparken yakaladı. Devlet kuruluşlarından satın aldığı hammaddenin taşınmasında devletten beklediği kolaylığı sağlayamayan Kardemir, Elektrik Ark Ocakları'na sağlanan sübvansiyondan da yararlanamayınca haksız rekabetle karşı karşıya kaldı. Bu arada İsdemir'in devlet desteğini arkasına alarak ucuz demir-çelik ürünleri satması, Kardemir'i de fiyat indirimine zorlayarak zararın katlanmasına yol açtı. 1997 yılı sonundan itibaren yaşanmakta olan global krizden en büyük darbeyi Türk demir çelik sektörü aldı. Özellikle entegre tesisler arasında uzun mamul olarak bilinen inşaat çeliği üreten Kardemir ve İsdemir, bu krizlerden olumsuz etkilenirken bir de haksız rekabetle karşı karşıya kaldı. 1998 yılından itibaren zarar etmeye başlayan Kardemir, 1998'i 4.788 milyon dolar, 1999'u 71.441 milyon dolar,
2000'i 61.588 milyon dolar zararla kapattı. 

Kardemir 2001 yılı bilançosunu ise 118,635 trilyon TL zarar olarak açıkladı. Hurda adı altında denetimsiz şekilde Türkiye'ye giren kalitesiz kütük, ömrünü tamamlamış ray ve gemi saclarından yapılan inşaat demirleri ülkenin kullanımına sunuldu. Kimyasal kompozisyonları ve mekanik özellikleri standart dışı olan bu demirlerle yapılan binalar, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde çöktü. Kalitesiz demir kullanımı nedeniyle binlerce insan öldü ve milyarlarca dolarlık mali kayıp oldu. Tüm bu yaşanan olumsuzluklara rağmen yılmadan yoluna devam eden KARDEMİR en son çare olarak yurt dışından sağladığı kredilerle yatırımlarına yön vermeye başladı. 

Bugün 500 milyon dolar üzerinde yatırım yapan fabrika bu yatırımı içerisinde 45 milyon dolar çevre yatırımı yaparak doğaya saygısını gösterdi. Sürekli çevreyi kirlettiği sözleri ile karşı karşıya kalan Kardemir yaptığı yeni projelerle çevreye duyarlı ve AB standartlarında bir fabrika olma prensibini benimsedi. Bugün yaptığı 45 milyon dolar çevre yatırımı ile bacalarından çıkardığı gazları dahi kullanarak yeni yatırım alanları ve pazar ortaya çıkardı. Olmazsa olmaz dediği yatırımlardan vazgeçmeyen ve tüm sıkıntılara rağmen ayakta durmak için yatırımlara devam eden Kardemir, bugün Türkiye'nin aranan markası oldu ve ülkenin demir yolu ağlarını 35 yıl aradan sonra yeniden örmeye başladı. Özelleştirmenin en iyi örneklerinden biri olan Kardemir, gelecek 2008 yılı sonu itibari ile devam eden yatırımlarını tamamlayarak kapasitesini yüzde 100 artıracak. 

Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) A.Ş. yatırımlarını tamamladıktan sonra yıllık 1 milyon ton olan üretim kapasitesi 2 milyon 500 bin tona çıkarılacak. 

DÜNYA MARKASI OLMA YOLUNDA
Kardemir özelleştikten sonra 1999 yılına kadar 250 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. 2003 yılından sonra yüksek fırınlarını yenileyerek revartman yapıldı. Ray ve Profil haddehanesini yenileyerek hem ürün çeşitliğine giderek hem de tek Kardemir de üretilen ürünlere gidildi. Bunlarla ülkemizin ihtiyacı olan uzun boy ray, büyük boy profil, köşebent ve maden direğini üretir hale geldik. Kaliteli Çelik üretimi yaparak güçlü bir kurum haline geldik. Kısaca özelleştirmeden sonra bugüne kadar 500 milyon dolar üzerinde bir yatırım yaptı. Bu yatırımın içerisinde 45 milyon doları ise çevre yatırımıdır. 

2007 yılında ise 124.6 milyon YTL gelir eden Kardemir'in 2008 yılında da kar eden bir fabrika hedeflediklerini belirten Kardemir Genel Müdürü Dr. Osman Kılavuz, yüksek fırın yatırımlarını sürdürdüklerini ve 4. yüksek fırının faaliyete girmesiyle 2008 yılında üretim kapasitesinde önceki yıllara oranla büyük bir artış olacağını belirtti. "Bu yatırımlar olmasaydı, fabrika ayağa kalkamazdı" diyen Kılavuz, bu yatırımlar sayesinde bugün dünyanın aranan markası olan bir şirket olma yolunda ilerlediklerini söyledi. 

ORTADOĞU'NUN RAYLARINI DÖŞEYECEĞİZ
Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinde çok büyük demir yolu projeleri olduğunu belirten Kılavuz, "Ray ve profil açısından Irak'ın yanı sıra İran'ı, Suriye'yi, Yunanistan ve Bulgaristan'ı da düşünürseniz, çok büyük bir potansiyel var. Ortadoğu'da 72 metre uzunluğa kadar ray üretebilen tek işletme olduğumuzdan, Türkiye'ye komşu ülkelerdeki geniş pazarı değerlendiriyoruz" dedi. İran ve Suriye'nin çok büyük miktarlarda ray tükettiğini anlatan Kılavuz, sözlerini şöyle tamamladı: "Irak ortam düzeldiği zaman çok büyük miktarlarda ray tüketimi yapacak. Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinde çok büyük demir yolu projeleri var. Biz Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan'da ihaleler açıldığı zaman gireceğiz. Şu an İran'la ilgili ödeme problemleri var. Amerika tarafında bir şekilde boykot edilmiş durumda ve Türkiye'deki bankalar İran tarafından açılan akratifleri kabul etmiyor. Böyle olunca İran'a ray vermek zor gözüküyor. Ama formaliteler çözüldüğü zaman İran'a ve çevremizdeki ülkelere ray üretip vermeye başlayacağız. 

Ürettiğimiz raylar UIC-900-A standartlarına uygun olup son 5 senede ağırlıklı olarak ray üretmeye başladık. 100 bin ton civarında ürettiğimiz ray bugün TCDD tarafından kullanılıyor."

.
Yayın Tarihi : 2 Nisan 2008 Çarşamba 16:25:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Karabük'lü Vatandaş IP: 88.247.32.xxx Tarih : 7.04.2008 12:20:59

Zamanın devlet yöneticileri; milletimizin vergileri ile yapımına başlanan ve işletilen fabrikayı 1 YTL ye artı stok ve kıdem tazminatları gibi bir çok destek ile fabrika sahasının dışında lojman ve sosyal tesis binaları ile TESLİM EDLEN Kardemir A.Ş. nin sahipleri bugün yüzevlerin tamamını bedelsiz veya karşılıksız Karabük Halkının hizmetine TESLİM ETMEMEKTEDİRLER. Mimarlar Odası Temsilciliğini Bu Hususdaki Mücadelesinde Takdir ve Tebrik Ediyoruz.


can IP: 212.175.112.xxx Tarih : 3.04.2008 09:54:56

karabükü seviyoruz