Karabük'ün önde gelen sanayicileri bugün yaptıkları basın toplantısında KARDEMİR yönetimin politikalarını ağır bir dil ile eleştirerek, haklarını, İMKB, SPK, Rekabet Kurumu ve Adliye nezrinde arayacaklarını belirttiler.

Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Pehlivan Baylan, Haddeciler Derneği Başkanı Gökalp Büyükbektaş, Yönetim kurulu üyeleri Mustafa Dastar ve Mehmet Mescier, Kaptan Demir Çelik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nur Çebi, Gölbaşı tesislerinde yaptıkları kahvaltılı basın toplantısında Kardemir yönetiminin politikalarını sert bir dil ile eleştirdiler.

Dün gerçekleştirilen 15. Genel Kurulda zaman zaman oldukça sert anların yaşandığını belirten sanayiciler Divan Başkanı ve aynı zamanda şirketin Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ersin Çamoğlu'nun yanlı yönetim gösterdiğini, kendilerine yapılan yanlışları anlatmak üzere söz vermediğini bu nedenle birer hissedar olarak bazı maddelere şerh koyduklarını ifade ettiler.

Karabük Haddeciler Derneği Başkanı Gökalp Büyükbektaş, buradaki sanayicilerin, nakliyecinin Kardemir'den çıkacak 1 kilo demirde hakkı olduğunu belirterek, "Faaliyet raporu hazırlanmış ve burada, 'Müşterilerin istek ve beklentilerini belirlemek, ürün tesliminde temrin ve beklentileri belirlemek, müşteri şikayetlerine duyarlı olma ve azaltma' gibi madde var. Bunu maalesef uygulamıyorlar. Baba, oğul, enişte toparlanmış bir aile şirketi oluşturulmuş. Biz bu kadar zaman hakikaten çok sabır gösterdik, ama bu saatten sonra sabrımızın dün son noktasıdır. Bundan sonra biz elimizden geleni yapacağız. Burası babalarının bir çiftliği değil burası Karabük'ün şirketidir. Ben 2000 yılında da Haddeciler Derneği Başkanı idim, o zaman 44 üyemiz vardı, bugün ise 22 üyemiz var ve bunların birçoğu da faal değil. Bu haddeler burada hammadde olduğu için kuruldu ancak bugün kendilerine hammadde verilmediği için ya kenti terk ediyorlar yada tesislerini kapatıyorlar. Kardemir'de 3 bin işçimiz var diyorlar, bizim üyelerimiz de 3 bin işçi çalıştırıyor. Eğer Kardemir Yönetimindeki insanlar Kardemir'in ürettiği kütüğü kendi tesislerine aktarmak yerine bize satsa biz iki vardiya çalışır ve 3 bin işçi daha istihdam ederiz. Ülkemizin en büyük sorunu işsizlik iken yapılan bu uygulamayı kınıyoruz. Dün Genel Kurulda 72 milyon TL zarar açıkladınız. Bu para nerede, kimin cebine gittiğini ben merak ediyorum. Dün SPK'nın bir gözlemcsini genel kurulda görmek isterdik" dedi.

İşadamı Ahmet Nur Çebi ise kent sanayicisinin artık dayanamaz noktaya geldiğini ifade ederek, dünkü Genel Kuruldan sonra bir değişiklik olmazsa artık kavga başlamıştır" dedi.

Çebi, açıklamasında ayrıca bir divan başkanın bu kadar tavırlı ve haddini bilmeden davranmasını teessüfle karşıladığını, bir de yönetim kurulunun 7 tane üyelerinin her birinin 10 bin TL maaş almasının deklare edildiğini ifade ederek, "Genel Kurulda bu iki konuyu asla unutmayacağım. Aslında dedikleri taahhütlere uyuyorlar. Çünkü kendileri müşteri olduğu için memnuniyeti çok güzel uyguluyorlar. Biz epey bir mücadele verdik. Bundan sonra birlik ve beraberliğin olmasını istiyoruz. Bu onların son şansı. Eğer birlik ve beraberlik olmazsa mücadele farklı boyutlarda devam edecektir. Sabah 08.00'de satış tahtası açılıyor, 08.05'de kapatılıyor. Bu 5 dakika olayını artık kaldırmalıdır bu yönetim. Burada üretilen ürün 20-30 dolar karla dışarı satılsa nereden baksanız 30 milyon dolar bu şirketin kasasında kalır. Biz yüksek fiyattan teklif veriyoruz ancak bize mal verilmiyor ve düşük fiyatla yönetimdeki iki kişiye veriliyor" dedi.

Göreve geldiği günden itibaren kentte birlik ve beraberliği sağlamak için büyük bir mücadele verdiklerini belirten TSO Yönetim Kurulu Başkanı Pehlivan Baylan ise, "Genel Kurulda kendim ve üyelerim adına kendilerine adeta yalvardım, ancak kılları kıpırdamıyor, aynı vurdumduymazlık devam ediyor, artık canımıza tak etti. Ben 7 yıl siyasi partinin İl Başkanlığını yaptım ve partimin içinde bulunduğu 57. Hükümet çıkarttığı kararname ile bu şirketi kurtardı. Kardemir'in 1 kilo cevheri, kömürü olmadığı için kapısına kilit vurulma noktasına geldiği günlerde işimi, ailemi, her şeyimi feda edip Ankara'da günlerce bakanların kapısında yattım. Bu kararnameyi ben çıkarttım, ama biz bu kent için, çalışan için, sanayici için, esnaf için mücadele ettim, çıkan kararname ile devlet bir gecede şirketin 100 milyon dolar borcunu sildi. Ben iki adamın borcunu sildirmedim, Karabük'ün borcunu sildirdim. Ben bu şirketi iki adam servetine servet katsın diye kurtarmadım. Bir insana ekmek vermekten daha kutsal ne var? Ben iki vardiya çalışıyordum hammadde olmadığından 50 kişiyi işten çıkartmak zorunda kaldım. Yüreğim kan ağlıyor, hammadde bulamadığım için, vermedikleri için işçi çıkarttım. Üretilen kütüğü bizlere dağıtsalar, bu kentin sanayicisini, işsizini düşünseler, paylaşmayı bilseler ne olur, paylaşmasını bilmeyenleri biz paylaşacağız. Artık mücadele başladı, bu saatten sonra dönüş yok. Başta adli makamlar olmak üzere gidilmesi gereken her makama gidecek ve yaşanan bu sıkıntıları sona erdirmek için her türlü mücadeleyi vereceğiz" diye kaydetti.