İstifa kararını düzenlediği toplantı ile açıklayan İzzet Çelik şöyle konuştu: "Saadet Partimizin 11 Temmuz kongresinden sonra gelişen olaylar sonucunda hiç istemediğimiz halde bir yol ayrımına girilmiştir. Bu süreç önce ve kısmen kongre salonunda başlamış olup onun devamında büyüklerimizin ve gençlerimizin televizyon açıklamaları ile devam etmiştir. Daha sonra internet siteleri devreye girmiştir. Son olarak geçtiğimiz ay İstanbul'daki iftar olayı ile birlikte bu durumlar zirve yapmıştır. Yaşanan bu süre içersinde ve kongreden hemen sonra davalar açıldı, ziyaretler yapıldı. Fakat yol ayrımı için yapılması gerekenlerin hepsi yapıldı sonunda kayyuma gidildi. İnanın şimdiye kadar olanlar karşısında biz hep sustuk. Biliyorduk ki bir taraf susmaz ise olay büyür idi. Susan taraf biz olduk. Hatta bizim susmamızı bazıları zafiyet olarak bile algıladı. Çünkü yapılanlar değerlendirdiğinde genel başkanımız ve onu sevenler Saadet Partisinde artık istenmiyordu. Bu husus açıkça da ifade ediliyordu. Metod ve taht sorunu nedeniyle bu şekilde aydınlığa çıktı ve yol ayrımına gelinmiş oldu. Biz Genel Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş beyin 1 Ekim'de açıkladığı üzere aynı azim ve şevkle yeni bir siyasi çatı altında yolumuza devam edeceğiz. Bu nedenle il başkanı olarak ben, tüm ilçe başkanlarımızın tamamı, yönetim kurulu üyelerimiz il ve ilçe bazında yüzde 80'den fazla Saadet Partisi'nden istifa etmiştir. Tabi ki disiplin kurul üyelerimizin yüzde 90'ını da istifa etmişlerdir. İnşallah yakın bir zamanda siyasi faaliyetimize milletimize yakışır bir şekilde hizmetlerimize devam edeceğiz. Şu anda genel merkezimiz kurulacak olan siyasi partimizi belirleme de, gerekli tüzük hazırlıklarını yapmak için süratli bir şekilde çalışmaktadır. Biz il ve ilçeler olarak genel merkezden gelecek olan talimatları beklemekteyiz. Kimse zannetmesin bu istifa ile bugünkü Saadet Partili'ler milli görüş gömleğini çıkardı gitti sanmasınlar. Milli görüşün öyle gömleği falan olmaz. Milli görüş inançtır, Milli görüş yürektir, inancı ve yüreği olan herkes ölene kadar milli görüşte çalışmakta kendini sorumlu hisseder. Milli görüş ne bir siyasi partinin ne de bazı insanların tekelinde değildir olamaz da."