Yargıtay 1. Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa değişikliği ile ilgili çekincelerini ortaya koyduklarını belirterek, son sözü 12 Eylül'de toplum iradesinin söyleyeceğini söyledi.

Yargıtay 1. Başkanı Hasan Gerçeker, Karabük Barosu tarafından düzenlenen "Taksirli Suçlar ve İş Kazaları" sempozyumuna katıldı. Toplantıya, Gerçeker'in yanı sıra Karabük Valisi İzzettin Küçük, hakimler, savcılar, baro başkanları, avukatlar ve çok sayıda davetli katıldı. Karabük Baro Başkanı Av. Fatma Şirin açılış konuşmasını yaptı.

Gerçeker, adalete yapılacak yatırımın her zaman toplumun her ferdine dönecek en kıymetli hazine olduğunu belirterek adaletin olmadığı yerde toplumda ne huzurun ne güvenin olacağını söyledi. Gerçeker, konuşmasında "Bildiğiniz gibi biz ömrünü 40 yıldır adalet hizmetine adamış insanlarız. Elbette bir takım deneyimlerimiz var. Bunları zaman zaman yaptığımız toplantılarla sizlere aktarmakta bizim görevimiz. Tabi adaletin toplumda en büyük değer olduğunu söylemeye gerek yok" dedi.

Adalet en büyük değer olduğuna göre adaleti gerçekleştirecek olan yargının da mutlaka çok güçlü ve işlevini bu işleri yerine getirebilmesi için mutlaka tam bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini anlatan Gerçeker, şöyle konuştu: "Onun için bizlere göreve geldiğimizden bu yana yargının temel ayaklarından biri olan savunma ayağını avukat arkadaşlarımız ile her zaman yurdun çeşitli yerlerinde yaptığımız toplantılarla hep omuz omuza yargı bağımsızlığının mücadelesini vermeye çalıştık. Dün verdik, bugün

veriyoruz yarın yine vermeye devam edeceğiz. Şunu özellikle belirtmek istiyorum, tabi bu mücadeleyi biz toplum için yapıyoruz. Adalet devletin temelidir özdeyişi bu anlayışı en güzel ifade eden bir cümledir. Bunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor."

Adalete yapılacak yatırımın her zaman toplumun her ferdine dönecek en kıymetli hazine olduğunu anlatan Gerçeker, şunları söyledi: "Adalet olmazsa, toplumda ne huzur olur ne güven olur ne fertlerine olan saygınlığı kalır bir kargaşa ortamı içinde huzursuzluklar alır başını gider. Onun için bizim dileğimiz kısa sürede toplumumuzun hoşgörülü, uzlaşmacı, birbirlerine sevgi ve saygıyla yaklaşan bir birini anlayışla karşılayan, görüşleri farklı, düşünceleri farklı olsa bile bunları çeşitli platformlarda

oturarak konuşarak, halletme düşüncesini benimsemiş olan bir toplum haline gelmemizdir. İnşallah kısa zamanda bu bilince erişen toplumumuz laik olduğu çok daha iyi seviyelere gelecektir. Bugün dünyanın ve Avrupa'nın çeşitli yerlerine gittiğimiz zaman oradaki sistemlere, oralardaki kurulan yargı düzenine imrenerek bakıyoruz. İnşallah bizdeki yargı düzeni de onlardan aşağıya kalmayacak. Ben şuna inanıyorum ki, Türk hukukçuları hiçbir zaman Avrupa'daki hukukçulardan, dünyadaki hukukçulardan hiç aşağı değil.

Birbirimize karşı birlik ve beraberliğimiz, sevgi ve saygımız olduğu sürece başaramayacağımız hiçbir şey yoktur."

SON SÖZÜ TOPLUM SÖYLEYECEK

Gerçeker, anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulunarak, Anayasa değişikliği ile ilgili çekincelerini açıkladıklarını son sözü ise toplum iradesinin söyleyeceğini ifade etti. Yapılan Anayasa değişikliği ile ilgili görüşleri zaman zaman kamuoyuna duyurduklarını anlatan

Gerçeker, sözlerine şöyle devam etti: "Biz bunları yılların verdiği birikimimizle, deneyimimizle ortaya koymaya çalışıyoruz. Yoksa bugün anayasamızın ön gördüğü devletin temelini oluşturan üç ana güç vardır. Yasama Yürütme ve Yargı bunlar birbirlerine eşit güçlerdir. Bunlar birbirlerinin karşısında olan güçlerde değildir. Bunlar dengeli olarak birbirleri ile çalışarak devlet çarkını en iyi şekilde düzenleyecek olan, çevirecek olan güçlerdir. İnanıyorum ki, biz bu birlik ve beraberliğimizi sağlarsak bu

işlevi de en iyi şekilde yerine getireceğiz. Anayasa değişikliği ile ilgili elbetteki biz çekincelerimizi yargı bağımsızlığına uymadığı görüşlerimizi ortaya koyduk. Ama son noktayı burada 12 Eylül'de yapılacak referandumda bir toplumda en büyük güç olan toplumun iradesi gösterecektir ve herkes de o iradeye saygı gösterecektir."

2005 yılında özellikle ceza yasalarında çok köklü değişiklik yapıldığını belirten Gerçeker, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu yapılan değişikliklerde ceza sistemimizi A'dan Z'ye tamamen değiştirdi ve sil baştan yeniden ceza sistemi oluşturmaya çalıştık. Tabi Daire Başkanı iken bu çalışmanın içindeydim orada bulunan değerli arkadaşlarım büyük bir özveriyle artan bu insan gücünün çok üstünde olmasına rağmen büyük bir özveriyle çalışarak ellerinden geldiği kadar yeni uygulamaları yapmaya çalıştılar. Bu konuda

ben büyük mesafe alındığına inanıyorum. Özellikle bu taksirle ilgili suçlar, iş kazaları ile ilgili konular, 9. Ceza Dairesi'nin uzmanlık alanına giren konular. 9. Ceza Dairesi olmasa Yargıtay'ın üzerindeki yükün daha artacağına inanıyorum. Onlar Yargıtay'ın bel kemiğidir."