3
Mayıs
2024
Cuma
BURSA

BURSA'DA 'ROMAN'TİK DEĞİŞİMDEN HERKES MUTLU

İstanbul'un Sulukule'si neyse Bursa'nın Kamberler'i de o. Kaderleri bile aynı. Her ikisi de kentsel dönüşüm geçiriyor bu aralar. Fakat Kamberler'de dönüşümün adı sadece kentsel değil. Evleri, mahalleleri değişirken, Roman vatandaşlar da sıkıntılarla dolu hayat şartlarını iyileştirme adına toplumsal dönüşüm peşinde.

Açıkçası artık dışlanmak, bir kenara itilmek istemiyorlar. 'Çingene' kelimesi etrafında gelişen tüm önyargıları dağıtmanın, toplumla iç içe yaşamanın derdindeler. Suçla anılmaktan fazlasıyla rahatsızlar. 'Suç işleyen yok mu; tabii ki var' diyorlar. Ama suça iten, insanları yozlaştıran ötekileştirmenin artık son bulması gerektiğini düşünüyorlar. Çalışmak, sosyal güvencesi olan bir meslek sahibi olmak istiyorlar. Çocuklarının lise, üniversite okuyup doktor, mühendis olmasını, kamu kurumlarında görev alabilir durumla gelmesini istiyorlar. Bunları isterken de öyle işi lafta bırakmıyorlar. 'Devlet bize sahip çıkmıyor' ajitasyonuna da bürünmüyorlar. Gencecik bir Roman'ın peşine takılıp şehrin tüm mahallelerini içine alan bir sivil toplum hareketi başlatmışlar çoktan. İlk iş, Roman Kültürünü Tanıtma ve Dayanışma Derneği'ni kurmuşlar. Hedef olarak genç nesli seçmişler. Meslek edindirme, eğitim seviyesini yükseltme adına projeler geliştiriyorlar. Çok da kararlılar. Projelerinin hayat bulması, sonuç vermesi için vali ve belediye başkanlarının yakasını bırakmıyorlar. Gördükleri destekten çok memnunlar. 'Bursa'da devlet destek veriyor artık, şimdi sıra halkta!' diyorlar.

Bursalı Romanları böylesi bir dönüşümün peşine düşüren isim ise 26 yaşındaki Efkan Özçimen. Hem esmer hem de yenilikçi olmasının yanı sıra insanları peşinden sürükleme yeteneğinden ilhamla nam-ı diğer 'Romanların Obama'sı'. Tabii yardımcısı Orçun Zolun'u unutmamak gerek. 'Biz ne yaparız da Romanları toplumsal hayatın içine katarız? Neden bizim de doktorumuz, mühendisimiz yok? Neden hep suçla anılıyoruz?' gibi soruların girdabında beraber dertlenmişler. Bakmışlar ki bir iki kişinin dertlenmesiyle olacak gibi değil 'bizim toplu hareket etmemiz gerek' fikrinde birleşmişler. Mahallelerinde de kentsel dönüşüm başlamış bu arada. Yıllardır Kamberler'de yaşayan Romanlar, yeni mahallelerine taşınmışlar. Osmangazi Belediyesi'nin yıkık dökük mahalleyi sosyal donatı alanına çeviren bu projesini gönülden desteklemişler ama 'Ya kültürümüz ne olacak?' sorusuyla yüzleşmişler. Efkan, dernek kuralım fikrini açmış Orçun'a. On binlerce Roman vatandaşın desteğini alınca koyulmuşlar işe.

Hâlihazırda dört bin üyesi bulunan derneği altı ay önce kurmuşlar. Fakat öyle kolay olmamış dernekleşmeleri. Dernek kurmak için her şeyleri hazır olsa da toplumdaki üzücü önyargıyı aşamamışlar yedi ay boyunca. Dernek açacak kiralık yer bulamamışlar çünkü. Roman derneği adını duyan mekân sahibi türlü türlü bahanelerle kiraya vermemiş mülkünü. En sonunda yerel bir gazetecinin araya girmesiyle bir zamanlar mahalleleri olan Kamberler Tarih Parkı'nın hemen karşısındaki dernek yerini kiralayabilmişler. Efkan, sabahtan akşama kadar kiralık yer aradıkları günlerde içinden geçenleri şöyle dile getiriyor: "Yeterin artık ya! Romansak vatan haini değiliz ki! Bu ülkenin insanıyız. Türkiye'nin evladıyız!"

'Çalgıcı Mektebi' sanatkâr yetiştirecek

Derneği kurar kurmaz işsiz genç Romanların meslek edinmesi için kafa yormaya başlamışlar. Dönemin Osmangazi, şimdinin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Efkan ve Orçun'un 'Gençlerimiz sosyal güvencesi olan meslekler edinsin, Allah vergisi yeteneklerini batakhanelerde kullanmak zorunda kalmasın' haykırışına kulak vermiş. 'Çalgıcı Mektebi' projesini başlatmış hemen. Roman mahallesinin tarih parkına dönüşen kısmında yıkılmayan tek bina olan Kız Yakup Kahvesi, müzik ve dans dersleri verilen bir eğitim kurumu olacak yakında. Fakat genç Romanlar, restorasyonu beklemeden kolları sıvamış. Mahallenin yakınında bulunan bir kültür merkezinde eğitimlere başlamışlar hemen. Konservatuar hocaları çocuk ve gençlere eğitim vermeye başlamış. 20 kişilik bir dans grubu da kurmuşlar. Bursa'da düzenlenen uluslararası festivallerde boy göstermeyi planlıyorlar. İlk gösteri 9-10 Mayıs'taki Hıdırellez şenliklerinde. Sadece Roman değil, tasavvuf, halk ve sanat müziği eğitimleri de alıyor genç Romanlar. Hatta iki katlı 'Kız Yakup Kahvesi Çalgıcı Mektebi' hazır hale geldiğinde alt katını spor salonu yapmayı düşünüyorlar. Orçun, "Çocuklar burada eğitim alsın, sporla ilgilensin. Sokaklarda kötülüğe bulaşmasın." sözleriyle anlatıyor amaçlarını. Efkan söze giriyor bu arada: "Sadece müzisyen olsun, bu işten para kazansın değil derdimiz. Müzikle ilgilenen çocuklar okulda ve sosyal hayatta başarılı oluyor. Zaten Romanların Allah vergisi yeteneği var. Bunu toplumumuzun gelişmesi için kullanalım."

Efkan ve Orçun, 'Çalgıcı Mektebi'nin Romanların hayat kalitesini yükselteceğine inanıyor. Yine de işi bununla sınırlı tutmaktan yana değiller. İşsiz Romanların hepsini meslek edindirme kurslarına yönlendirmek için proje başlatmışlar. Belediyelerden destek bekliyorlar tabii. Efkan, elindeki listeyi gösteriyor hemen. Mahalle mahalle işsiz Roman vatandaşların ismi, nasıl bir eğitim alıp hangi işlerde çalışabileceği yazılı bu listede. Bursalı Romanlar için gecelerini gündüzlerini harcadıkları belli. Söz dönüp dolaşıp eğitime geliyor. Daha doğrusu eğitimsizliğe. "Gençlerimizin yüzde sekseni lise okuyamıyor." diyor Orçun. Sebebini de Efkan söylüyor hemen: "En büyük sebep maddi imkânsızlıklar. İnsanların işi yok ki! Bu yüzden istihdam edilmeliler."

Genç Romanların toplumsal dönüşüm projeleri kısa vadeli değil. "Üç beş senede değişmez. Önümüze 30 yıl koyduk." diyorlar. Roman çocukların hepsinin okumasını, iyi meslekler edinmelerini istiyorlar. En önemlisi de Romanlara karşı toplumdaki olumsuz bakış açısının artık değişmesini arzuluyorlar. Bu arada özeleştiri yapmayı ihmal etmiyorlar. Efkan, "Bu algıyı değiştirmek için biz de bir şeyler yapmamışız bugüne kadar. Keşke babalarımız, dedelerimiz böyle bir dernek kursaydı." diyor. Ardından sözlerini şöyle sürdürüyor: "Öncelikle bütün insanlar, Müslümanlar insana insan olduğu için değer vermeyi öğrenmeli. İnsanlara ayrımcılık yapmanın günah olduğunu biliyorlar aslında, bilmiyorlar değil. Bundan vazgeçmeleri lazım artık."

'Romanların önünü açmak görevimiz'

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe: Her türlü kültür ve milletten insan yaşıyor Bursa'da. Her türlü nimeti barındıran, cazibesi yüksek bir şehir burası. Dolayısıyla tüm kültürlerin birleştiği nokta ve çok renkli bir il. Bunların içinde en önemlilerinden biri de Roman kültürü. Onlar bu şehrin en eski topluluklarından biri. Bizim amacımız, bu insanlarımızın da diğerleri gibi toplumla iç içe yaşamaları, şehrin nimetlerinden eşit derecede faydalanmaları. Birlikte yaşıyorsak, komşuysak onların önünü açmak, sosyal alanda yerlerini güçlendirmek bizim ana görevlerimizden biri. Her alanda meslekî eğitim kursumuz var. Yeni alanlarda kurslar da düzenleyebiliriz. Meslek edindirmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

Kamberler Tarih Parkı'nda Deli Ayten'in de yeri var

Kamberler'deki kentsel dönüşüm için 378 bina Osmangazi Belediyesi tarafından kamulaştırılıp yıkıldı. Ortaya çıkan bin metrekarelik alan park yapıldı. 55 bin metrekarelik Kamberler Tarih Parkı'nda kültür merkezi, botanik bahçesi, göletler, su oyunları havuzu ve festivallerin yapılabileceği etkinlik sahnesi gibi alanlar bulunuyor. Parkta ayrıca Osmanlı Devleti'nin ilk altı padişahının büstleri, kılıç kalkan heykeli ve Osmanlı zafer anıtı yükseliyor. Bursa'ya hizmet etmiş ünlü isimlerin heykelleri zamanla parka konulacak. Park, yakın zamanda Kamberler'in tanınmış simalarından Deli Ayten'in heykeline de ev sahipliği yapacak. 25-30 yılını Bursa'da geçirmiş olan herkesin, omuzlarına astığı rengarenk çantaları ve Ramazan aylarında çaldığı davuluyla tanıdığı Deli Ayten'in yerine konmayı bekleyen heykeli şu an parktaki bir depoda.



 

Önder Deligöz - Zaman
Yayın Tarihi : 2 Mayıs 2009 Cumartesi 17:47:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?