3
Mayıs
2024
Cuma
BURSA

YAHUDİ'YE TAŞ ATMAK...

Bursa’da yaşamını sürdüren şair, yazar Cevat Akkanat’ın, Milli Gazete Kültür Sanat/Perşembe siirpenceresi@yahoogroups.com’a ve Bursa’daki bazı aydınların elektronik posta adreslerine, Filistin Şiirleri Antolojisi’nden alıp gönderdiği şiir aynen şöyle:

‘TAŞ
olsaydım
taş olsaydım
gözünde YAHUDİNİN
Filistinli taş olsaydım...’

Aynı zat-ı muhterem Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi’nin Filistin’le ilgili etkinliği için şöyle bir duyuru yapıyor:

“Bugün saat 16.30’da, Metin Önal Mengüşoğlu, Sefer Özdemir ve Cevat Akkanat ‘Dinmeyen Gözyaşı Filistin’ konulu bir etkinlikte konuşacaklar... ‘Filistin’ için, bekliyoruz...” Altındaki imza ve yer de şu:

TYB Bursa Şubesi (Seyyid Usul Kültür Merkezi-Arap Şükrü Sokağı’nda-Bu sokak yavaştan çehre değiştiriyor yani)

Parantez içindeki “Bu sokak yavaştan çehre değiştiriyor yani” cümlesi Bursa’yı bilenler için büyük bir anlam taşıyor.

1324 yılında Bursa’nın Osmanlılar tarafından fethinden sonra Orhangazi, Bursa’daki Musevilerin, Arap Şükrü Sokağı’nda yerleşmelerine ve burada ibadetleri için bir sinagog yapmalarına izin verir. 1492 yılında İspanya’dan göçe zorlanan Yahudiler de, Padişah II. Beyazıt’ın isteği ile Bursa’da bu sokağa yerleştirilirler. Bu nedenle, yakın geçmişe kadar bu bölge “Yahudilik Mahallesi” olarak bilinir. Bursa’da yaşamlarını sürdüren 50-60 hane Yahudi nüfusun ibadete açık olan Geruş Sinagogu da bu sokaktadır.

Fethetme girişimi mi?

Arap Şükrü, aynı zamanda sağlı sollu meyhanelerin, içkili restoranların bulunduğu bir sokak. Bursa Osmangazi Belediyesi, içlerinde PEN, TYS ve Edebiyatçılar Derneği temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 100 üyesi bulunan Bursa Yazın Sanat Derneği’ne belediyeye ait yerlerden birini vermezken; Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi’ne, biri Irgandı Köprüsü, diğeri Arap Şükrü Sokağı’nda bulunan Seyyid Usul Kültür Merkezi’ni tahsis etti.

Hükümete yakınlığıyla bilinen TYB’nin böylesi bir bölgeye yerleştirilmesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Medeniyetler İttifakı!” düşüncesinin bir sonucu mudur?

İsrail’in devlet olarak Gazze’ye saldırısının bir katliam olduğu elbette şüphe götürmez bir gerçek. Ancak unutmayalım ki İsrail cezaevlerinde barış isteyen İsrailli Yahudi aydınlar da yatıyor. Son olarak dünyaca ünlü Yahudi komedyen Roseanne Barr, İsrail’i ağır bir dille eleştirerek, şunları söyledi: “İsrail bir Nazi devleti. Yahudi ruhuna işkence ediyor. Filistin’e destek için yapılacak eyleme katılacağım”.

ABD, AB İsrail’in saldırısını savunma amaçlı olarak değerlendirerek katliama olanak tanırken, İsrail’i destekleyen içinde Türkiye’nin de bulunduğu bazı Müslüman ülkelerin tavrını nasıl değerlendireceğiz?

Yoksa Roseanne Barr’ın gözüne de bir Filistinli taş atıp bu Müslüman ülkelerin gözüne gerçekleri görmemeleri için birer at gözlüğü mü takacaksınız?

Güney Özkılınç - Radikal
Yayın Tarihi : 12 Ocak 2009 Pazartesi 21:20:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?