6
Mayıs
2024
Pazertesi
BURSA

Aile "SOS" veriyor

AİLE

Bursa'nın İnegöl ilçesinde, İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (İHMED) tarafından Kent Müzesi'nde 'Güçlü Aile Modeli' konulu bir konferans düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasını yapan İHMED Başkanı Haydar Cerrah, yeryüzünde her toplum ve milletin, ailenin, gençliğin ve kadınların geleceği üzerine planlar yaptığını belirterek, "Kimi, aileyi nasıl sömüreceğinin, nasıl yozlaştıracağının, nasıl kandıracağının planlarını yapmıştır. Kimi de nasıl güçlendireceğinin, nasıl huzur yuvası haline

getireceğinin planlarını yapmıştır. Aile, bizim inancımızda ve kültürümüzde mukaddestir. Günümüze kadar hep böyle gelmiştir. Çocuklar, okuldan, işten, sokaktan yorgun, sıkıntılı ve moralsiz gelince hep ailenin sıcaklığına ve hoşgörüsüne sığınmıştır, anne-babanın şefkatiyle rahatlamıştır. Baba, ailesi sayesinde yorgunluğunu atmıştır. Son yıllarda işgal edilmiş aile yapısı bizleri ürkütmektedir. Medya canavarına teslim edilerek uyuşturulan, okumayan, düşünmeyen, dizikolik olan anne-babalar, çocuklar için bir

sığınma yeri, bir liman olmaktan çoktan çıkmıştır. Kahvelerde, kumarhanelerde ve internette huzur arayan baba için çocuklar birer kamburdur" dedi.

Jan Jack Russo'nun, "Bana iyi kadınlar verin, size iyi toplumlar vereyim" sözünü hatırlatan Cerrah, "Peygamber Efendimiz, 'Sizin en hayırlınız eşine en iyi davrananınızdır' buyuruyor. Her akşam milyonlarca insan, ailesinde bulamadığı huzuru kahvede, kumarhanede ve gece kulüplerinde aramaktadır. Aile yuvalarını tahrip eden bu gibi mekanlar için bir proje var mıdır? Evinde bir bölüm yanmaya başlayınca dehşetle itfaiyeyi arayan anne-baba, aile ocağındaki manevi ve ahlaki yangın karşısında acaba ne kadar hassastır?" diye sordu.

"Çalışan anne ve babalar, çocuklarına maddi bolluk sağlarken, acaba ruhlarının ve kalplerinin de ihtiyaçlarını anlayabilmişler midir?" diyen Cerrah, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En çok boşanmanın olduğu ilin Denizli olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda en çok çalışan kadın nüfusu da Denizli'dedir. Hem çalışmak hem de aileyi toparlamanın, sıcak ve sığınacak bir aile limanı oluşturmanın yolları yok mudur? Soruları çoğaltabiliriz. Ama çözümlere odaklanmak ve bu alanda kafa yormak şüphesiz daha önemlidir. 'Komşuda başlayan yangın bana da gelecektir' endişesiyle çare aranmalıdır. Kadınlar başta olmak üzere toplum olarak bu yarayı tedavi etmek için bir yerden başlamalıyız diye

düşünüyoruz. Anneler ve babalar bir an önce bu felaketin farkına varmalıdır. Sigara, içki, kumar, fuhuş, uyuşturucu ve sorumsuzca süren hayatlar, aile içi şiddet, iletişim bozuklukları, bir an önce bizleri harekete geçirmelidir. Maddi yükselişler ve refah, manevi çöküşlere sebep olmamalıdır."

"AİLE YOK EDİLMEK İSTENİYOR"

Psikolog yazar Mücahit Gültekin ise, gelecekte aile modelinin nasıl olacağının tartışılması gerektiğini belirterek, "Avrupa'da, gelecekte aileye ihtiyaç olacak mı, aile denilen bir kurum olacaksa nasıl bir formu olacak diye soruluyor" dedi.

Dünyayı idare eden sistemlerin aileyi yok etmek istediğini ifade eden Gültekin, "Çalıştığım ana okulunda yaptığım bir ankette, çocuklardan kimlere benzemek istediklerini yazmalarını istedim. Kız öğrenciler Bihter, erkek öğrenciler ise Maraz Ali olmak istediklerini yazmış. Anne ve babasına benzemek isteyen ise sadece 6 öğrenci çıktı. Öğrenciler rock, rap ve hip-hop dinliyor. Bu televizyon ve bilgisayarla olabilir. Ama bundan anne ve babaların haberi yok. Türk aile yapısı denilince kutsallık akla geliyor.

Ama Türkiye'de şu an ailenin kutsallığı tartışmaya açıldı" diyerek aile müessesesinin korunmasını istedi.

Boşanmaların arttığına dikkat çeken Gültekin, "Sadece bu yıl boşanmalar bir önceki seneye göre yüzde 4,8 arttı. Bu rakamlar tedirgin ediyor. ABD'de evlenen her 3 aileden biri boşanıyor. İsviçre'de bu oran yüzde 54, Fransa da ise yüzde 38'dir. Türkiye'de boşanma sayısı 2000 yılında 35 bin iken, 2001 yılında 93 bine çıktı. Bu sayının artmasını herkes ekonomik krize bağlıyor. Ama ben buna inanmıyorum çünkü Türkiye'de ekonomik kriz ilk defa yaşanmadı. Bu ancak bir tetikleyicidir. Ama çözülmeye başlayan bir

aile yapısı var. Batıda çok kötü bir tablo var. Bizimki bu kadar karamsar değil. ABD'de 1920'li yıllarda evlenen kadınların yüzde 85'i ev hanımıydı. 1970'li yıllarda ise ABD'de çocuklarını göremeyen ve büyütemeyen bir aile yapısı oldu. ABD'de son 9 yılda eve dönüş başladı. İş kadınları artık evlerine dönmeye, çocuklarını kendileri büyütmeye başladı" diyerek aileye yeniden önem verilmeye başlandığını dile getirdi.

İHA
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2010 Cumartesi 12:26:04
Güncelleme :25 Aralık 2010 Cumartesi 18:10:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?