4
Mayıs
2024
Cumartesi
BURSA

Bahçeli Bursa'ya geldi

Milliyetçi Hareket Partisi, kendilerini hiçbir siyasi gücün güdemeyeceğini belirterek, "Ankara'da AK Parti iktidarı döneminde ve belediyelerle talan edilen arazileri göz önüne alırsak koyun güdecek yerimiz kalmadı. 10 koyunu güdememek yerine başkalarına güdülmeyi MHP olarak tercih edemez, bunu siyasi ahlaksızlık kabul ederiz. Hiçbir küresel güç bizi gütmeye yetmez" dedi.

Fomara Meydanı'nda vatandaşlara hitap eden Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın seçimi kaybetmekten endişe ettiğini ileri sürerek, "Sayın Başbakan kaybetme psikolojisi içinde. Seçimden sonra önemli bir oy kaybına uğrarsa parti içi çözülmelerin de olacağının farkında. O sebepten dolayı hırçın bir üslup kullanıyor. Ne yaparsan yap, 29 Mart'ta bu millet size bir ders verecek ve uyaracak. Bu uyarıya kulak ver, yoksa bu gidişatın sonu hayırlı olmayacak" diye konuştu.
Erdoğan'ın, 'siyasi yasaklıyken karanlık kapılar ardında kimlerle konuşarak başbakan olduğunu' açıklamadığını hatırlatan Bahçeli, kendisinin iş başına gelmesi halinde bu 116 günün tek tek hesabını soracağını belirterek, "Eğer sormazsam namerdim" dedi.

Bahçeli, seçimlerin önemine işaret ederek, "Bu seçimler üzerinde meşruiyet tartışmasını başlatmamak için hepimiz sandığa koşmalıyız. Sandığa gitmenin önüne çıkarılan engellerin neler olduğunu vatandaşlarımız görüyor. Sandığa gitmek yetmiyor. Yakın tarihimizde kim iktidar oldu, olurken neye söz verdi, neyi yaptı? Tek başına bir iktidar olarak başarılı oldu mu? Yoksa başka başka olaylara sebebiyet veren bir odağa mı dönüştü? MHP olarak, 'Ülke senin, karar senin' diyoruz. sandığa gittiğinizde ülken için, Bursa için yüreğini koyun" dedi.

Siyasette kirlenme olduğunun altını çizen Bahçeli, "Türk siyasetinde son yıllarda büyük bir kirlenme ve çürüme görülmektedir. Sayın Başbakan, dün çiftçiyi azarlarken, daha sonra memuru hor görürken, haksızca, yalana dayalı hakaretlerde ve aşağılamalarda bulunmaktadır. Bu, bir başbakana yakışmayan bir davranıştır. Hiçbir siyasi parti genel başkanına yakışmayan bir davranıştır. Siyasi kültürümüzü geliştirmek, daha seviyeli bir siyasi hayatı gerçekleştirebilmek, başta Sayın Başbakan olmak üzere bütün liderlere düşen görevdir. Türkiye'de bir tahterevalli siyaseti güdülüyor. Bir tarafta AK Parti, bir tarafta CHP, sürekli gerilim stratejisi içinde, kamplaşmalara, bölünmelere zemin hazırlayan davranışlarla polemiğe sebep oluyorlar" diyerek gerilim siyasetinden vazgeçilmesini istedi.
TOKİ'nin siyasi malzeme konusu yapıldığını iddia eden Bahçeli şunları söyledi:
"Evsiz barksız insanlarımıza ev yapmak, kentsel dönüşümü gerçekleştirmek amacıyla kurulmuş olan TOKİ, ev yapmak yerine kürsü kurmakla görevlendirilmiş. Sanal açılımlar bahane edilerek Sayın Başbakan'ı takip ediyor, onun seçim hazırlıklarını gerçekleştirmeye çalışıyor. Sayın Başbakan, böyle bir kurumu istismarla, kırmızı halıyla bir o tarafa, bir bu tarafa gidiyor. Sola gitmişse CHP'ye vuruyor, sağa gitmişse MHP'ye saldırıyor. Sonra da, 'Bana hakaret ediliyor' diyor. Sonra da 50 bin, yüz bin TL'lik tazminat davalarıyla kendini masum ve mağdur hale getirmeye çalışıyor.

Bu davranışlar, Türk siyasetinde bir gerginliğe sebep olabilir. Tek başına iktidar olmuş, anayasa değişikliği dahil her türlü yasayı çıkartabilecek bir seçim gücüyle ülke yönetiyor. Ama Sayın Başbakan, bir teknik hata içinde bulunuyor. Millet iradesini ikiye bölüyor. Keskin bir çizgi çiziyor. Kendisine oy verenler dostlar ve canlar, vermeyenleri hasımlar olarak görüyor."
Hükümetin memurları sürgünle tehdit ettiğini, kendi taraftarlarını himaye etmeye çalıştığını ileri süren Bahçeli, "Haddizatında AK Parti'ye oy verenlere kötülük yaptığının farkında değil. Sosyo-ekonomik kriz tırmandığı takdirde, çok büyük sosyal olaylara sebebiyet verebilir. Öbür taraftan ülkeyi etnik unsurda bölünmeye, inanç temelinde ayrışmaya, mezhep temelinde dışlamaya, devlet kurumları arasında sinsice oyunlar oynayarak kutuplara ayıracak davranışlarda bulunuyor. Her gittiği yerde 36 etnik gruptan bahsediyor. Üşenmeden de teker teker sayıyor. Hollandalı bir uzmanın kitabından aldığı 36 unsuru sayıyor. Osmanlı'nın zirve noktasında sahip olduğu toprak alanı 24 milyon metrekaredir. Zamanla süzüle süzüle bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nde 780 bin kilometrekareye sıkışıp kalıyor. Osmanlı'nın çekildiği yerlerde bugün 54 devlet var. Ama hiçbirinde Osmanlı barışı görülmüyor. Osmanlı küçülürken, o topraklarda yaşayan muhterem insanlar, Türkiye'de beraberce yeni bir devlet kurmayı tercih ederek Türk milleti
olarak, hiç bir etnik unsura dayanmadan Türkiye Cumhuriyeti'ni kuruyor ve 85 yıldan bu yana da kardeşçe yaşayarak, üniter yapısını korumak ve huzuru artırmak gayretindeyken, sayın Başbakan, Türkiye'yi 36'ya bölerek ne yapmak arzusundasın? Bu kadar tahrikçi olmanın kime faydası var? İlkokulda aritmetik dersinde dört işlemi öğretirler. Bunların birisi çıkartma, diğeri bölme, diğeri toplamadır. İki artı iki kaç eder? İki çarpı iki kaç eder? Dört eder. Demek ki çarpma ve toplamada artış var. İkiden iki
çıkartılırsa kaç eder? Sıfır. İkiyi ikiye bölerseniz bir eder. Toplanma dururken, bölünmeyi niye tercih edelim? Böyle bir dönemde Kafkasya'dan gelenlerimiz, Balkanlar'dan gelenlerimiz, Ortadoğu'dan gelenlerimiz olmuş ve Türk milletini büyük bir aile olarak kabul edip birlikte yaşamayı kararlaştırmış. Böyle bir ortamda bölünmeyi niçin körüklesin Sayın Başbakan?" diye sordu.

"116 GÜNÜN TEK TEK HESABINI SORMAZSAM NAMERDİM"
Fazilet Partinde bir tahterevalli siyaseti güsi'nden gelen AK Partililerin milli görüş gömleğini çıkardığını anlatan Bahçeli, "Milli görüş gömleği yerine bir tişört giymiş, önünde AB, arkasında ABD yazıyor. Sonra da dönüp her şeyin kendisinde bulunduğunu iddia ediyor. Cumhuriyet'in kazeyapıldığını iddia eden Bahçeli şunları anımlarını inkar ediyor. 1923 'ten bu yana, ülkemizde çok büyük ekonomik ve sosyal gelişmeler olmuştur. Ne hikmetse Sayın Başbakan, her şeyin kendisinden başladığını iddia ediyor. Bir
sorunun cevabını Başbakan'dan beklemek durumundayız. 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında AK Parti tek başına iktidar olmuştur. Ama Erdoğan milletvekili olma yeterliliği olmadığı için milletvekili seçilememiştir. 15 Kasım 2002 tarihinde şimdiki Cumhurbaşkanı önderliğinde hükümet kuruldu. Sonra Siirt'ten milletvekili seçilerek 59. hükümeti kurdu. Burada bir alacakaranlık var. Bunu iyi seçmeliyiz. Bir yerde şiir okuduğu için milletvekili seçilemeyen bir şahsiyet, nasıl oldu da Siirt'te bir partilisini istifa
ettirip milletvekili seçip 59. hükümeti kurmuştur? Hangi karanlık odalarda ve ilişkilerde, yasal olmayan durumu yasal hale getirerek milletvekili seçilip başbakan oldun. Sayın Başbakan, 'Ne biliyorsun gel açıkla. Açıklamazsın namertsin' diyor. Ben de, 'Asıl sen açıkla. Yalansa ben namert olayım' diyorum. Cenab-ı Allah bir gün nasip eder, halkın teveccühüyle iş başına gelirsem, bu 166 günün her gününü ayrı ayrı sormazsan namerdim" ifadelerini kullandı.
Hükümetin özelleştirme adı altında yabancılaştırma yaptığını ifade eden Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
"ANAP, MHP, merhum Ecevit'in başkanlığında 57. hükümeti kurmuştur. Başbakan, hiçbir şey yapmadığı gerekçesiyle MHP'yi suçluyor. Sayın Başbakan, en güvendiğin danışmanlarından birine görev ver, 57. hükümet neler yapmış incelesin. İftirayla, yalanla bir yere varman mümkün değil. Bu hükümet, iki büyük kriz yaşamış, önlemler alarak, her türlü fedakarlığı ortaya koymuştur. Köklü bir reform yapmıştır. Ama Sayın Başbakan hangi tedbirlerin alındığını bilmiyor. Öğrenmek için Resmi Gazete'ye bakman yeter. Şimdi
MHP'yi suçluyor. Bir rakam vermek istiyorum: 57. hükümet döneminde 17 ve 18. Stand By anlaşmaları yapıldı. 1999 ve 2000 tarihi arasında IMF ile olan ilişkilerden dolayı Türkiye 28.5 milyar dolar IMF kaynağı kullandı. Bunun sebebi bankacılık ve finans sektörüyle ilgili sorunlar ve ekonomik krizdi. Siz 2005 yılında bir Stand By anlaşması yaptınız. 13.37 milyar dolar kaynak aldınız. Şimdi bizi suçlarken IMF'ye niye 13 milyar dolar borçlandın? Bunla beraber 107 milyar dolar AK Parti iktidarı döneminde yüksek
faiz, düşük döviz nedeniyle Türkiye'ye para akışı olmuştur. Özelleşme adına yabancılaştırma yapılarak Türkiye'ye 50 milyar dolar para akışı oldu. Özelleştirmelerden gelen paraları alırken özelleştirme mi yaptın yabancılaştırma mı? Telekom'u Arap'a verdin, Finansbank'ı Yunanlılara. Milli geliri artırdık diyorsunuz. 520 milyar dolar. Önemli bir miktar. Bu nereye gitti Sayın Başbakan? Çiftçi kardeşim, sen pay aldın mı? Esnafın cebine giren var mı? İşsizimize ne kadar iş bulundu? Bu para nereye gitti? Gel Allah
adına konuş, yandaşlarını zenginleştirdin, vatandaşları fukaralaştırdın. 2007 yılından bu yana Türkiye'de ekonomik kriz var. ABD'de Mortgage'den dolayı kriz yaşanıyor.nde bir tahterevalli siyaseti gü Kriz şimdi de Türkiye'yi sardı. Bir krizin belirtisi iki olayla kendisini hissettirir. İşsizliğin çoğalması ve yoksulluk ile açlığın artması. Son dönem her aileden bir kişi işsiz. Daralan iç ve dış talepten dolayı üretim kaeyapıldığını iddia eden Bahçeli şunları pasitesinin aşağı çekilmesi nedeniyle fabrikalar
kapanıyor ve işçiler çıkarılıyor. İşsizlik bir ekonomik sorundur, aynı zamanda toplumsal bir felaketin de adıdır. Her evde patlamaya hazır bir sosyal dinamit var demektir. Açlık sınırı 740 TL. Şu an asgari ücretle çalışan bir kişi bunun altında alıyor. Yoksulluk sınırı 2 bin 241 TL'dir. Bu, memurun, emeklinin, esnafının aylık gelirinin çok üzerindedir. Bugün bakın Bursa'ya; kaç kişi açlık sınırın altında? Böyle bir durumda Türkiye bir ekonomik krize doğru gidiyor. Aldığınız tedbirleri devam ettirin.
'Muhalefet felaket tellallığı yapıyor' demeyin. Peki bu krizin teğet geçtiği yer neresidir sayın Başbakan? Dolar sahipleri yüzde 56 zenginleşirken vatandaş fukaralaştı. Ben eminim ki parasını rantla, vurgunla, talanla elde eden ama sonra da dolara bağlayan zannediyorum krizin Türkiye'de teğet geçtiği nokta olsa gerek. Kriz yavaş yavaş insanımızın yüreğini delip geçiyor."

"TALAN EDİLEN ARAZİLER YÜZÜNDEN KOYUN GÜDECEK YER KALMADI"
Başbakan Erdoğan'ın, "Bunlara iki koyun versen güdemezler" sözlerine atıfta bulunan Bahçeli, "Sayın Başbakan bunları hafife alma, muhalefete saldırmanın kimseye faydası olmaz. Lan'la başlıyorsun be ile bitiriyorsun, bir sola bir sağa volta atıyorsun. Sonra da kalkıyorsun iftira ediyorsun. Ana muhalefet partilerinin liderleri Ankara'da 10 koyun güdemez diyor. Ne demekse? Acaba kendisi bu ülkede kaç koyun güdüyor. Ucu açık kavramlarla neyi izah etmeye çalışıyorsun? Aşağıladığın insanlar kim? Ankara'da AK
Parti iktidarı döneminde ve belediyelerle talan edilen arazileri göz önüne alırsak koyun güdecek yerimiz kalmadı. 10 koyunu güdememek yerine başkalarına güdülmeyi MHP olarak tercih edemez, bunu siyasi ahlaksızlık kabul ederiz. Hiçbir küresel güç bizi gütmeye yetemez. Sayın Başbakan'ın gelişi güzel konuşmalarından bir tanesi de "Baykal ve Bahçeli ruh ikizidir" demesi. Ne demek acaba bu? Bir yerden duyuyor, TV'den esinleniyor. Bunlara mı itibar ediyorsun? Ne demek bu ruh ikizi? Bu milletin evlatlarının
iradesiyle kurmuş olduğu siyasi partilerin tüm genel başkanlarıyla ruh ikizi olmayı, G.W. Bush'un ruh ikizi olmaya tercih ederim. Seçim biter ama bunlar siyasi hayatta kara lekeler olarak kalır. Bu gibi konuşmalardan artık vazgeçmenin zamanı geldiğini bilmelisin. AKP'liler Sayın Genel Başkanları'nı uyarmalılar. 'Bu tür konuşmalar size yakışmıyor. Böyle bir psikolojiyle devam etmeniz mümkün değil' diye uyarmalısınız. Ama sayın Başbakan yine bildiğini okuyacak. AK Parti'nin 6 yıl 4 aylık uygulamalarıyla, AK
Parti'ye oy verenler dahil, milletimiz bu gidişatın sonunu hayırlı görmüyor. Sayın Başbakan bunu fark etmiş olsa gerek. Sayın Başbakan kaybetme korkusu içinde. Seçimden sonra önemli bir oy kaybına uğrarsa parti içi çözülmelerin de olacağının farkında olsa gerek. O sebepten dolayı hırçın bir üslubu kullanıyor. Ne yaparsan yap, 29 Mart'ta bu millet size bir ders verecek ve uyaracak. Bu uyarıya kulak ver Başbakan. Yoksa bu gidişatın sonu hayırlı olmayacak. Geçmiş dönemde bu gibi davranışlar kimseye fayda
sağlamadı. Sandığa gitmelisiniz ve bu uyarıyı milnde bir tahterevalli siyaseti gület iradesi olarak yapmalısınız. Türkiye'de her şey demokrasiyle olmalı. Bunun dışında başka bir yolu denemek yararlı değildir. Bu dönemde AK Parti'ye bir ders verilmeli. AK Parti'ye ders vermek demek MHP'ye oy vermeeyapıldığını iddia eden Bahçeli şunları k demek. Alternatifin Milliyetçi Hareket Partisi olduğuna işaret etmek demektir. Bu işaret Gazioğlu Mehmet Bey'i seçerek olur" diyerek sözlerini tamamladı.
Fomara Meydanı'nı dolduran coşkulu kalabalığa seslenen Bahçeli'nin, sesinin kısılması yüzünden sık sık öksürerek konuşmakta zorlandığı gözlerden kaçmadı.
 

iha
Yayın Tarihi : 20 Mart 2009 Cuma 18:18:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?