Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sözde Ermeni soykırımı tasarısını kabul eden devletlere tepki olarak Türkiye'de kaçak olarak yaşayan 100 bin Ermeni'nin sınır dışı edilebileceğini açıklamasına tepki gösterdi.

Parti içi çalışmalar yapmak üzere Çanakkale'ye giden CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, İnegöl'de mola vererek İnegöl köftesi yedi. Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kaçak yaşayan 100 bin Ermeni'nin sınırd ışı edilmesi restine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Dik durmayıp intikamınızı sokaktaki vatandaştan alırsanız, bu durum doğru olmaz" dedi.

Sözde Ermeni soykırımının değişik parlamentolarda görüşülmesinin ve Türkiye aleyhinde sonuçlanmasının hoş bir tablo olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu konunun Amerika Temsilciler Meclisi'nde görüşülmesi doğru değil. Türkiye bu konuda daha aktif ve cesur politika izleyebilirdi. Büyük elçileri çekip bir süre sonra iade ederek sıkıntıyı çözemez. Kendi kendimizi kandırmayalım. Fransa da aynı şekilde yaptı ama yaptığımız boykotlar sonucunda Fransız arabalarına binerek ulaşımı sağlıyoruz. Hani nerede yaptığımız boykot? Siyasi iktidarın açık ve net duruş sergilemesi lazım. Ve o duruşu da sürekli kılması lazım. Öyle kamuoyunun davranışına yönelik 3 gün tepki gösterip 4. gün bundan vazgeçmek doğru değildir. Başbakan, 'İsveç'e yönelik gezimi iptal ettim' diyordu. Çıksın, 'Amerika'ya yönelik gezimi de iptal ettim' desin" diye konuştu.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in serbest bırakılan askerlerle alakalı, "Üzüldüm" şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Yargının kararına saygı duyulmalıdır. Yargı kuralına uymak, bütün demokrasi ülkelerin temel kuralıdır. Yargının verdiği karara, "Üzüldüm, keşke böyle bir karar vermeseydi" demek, yargının ondan sonra alacağı kararları bir anlamda etkilemek amacını taşır. Bu tür hareketlerden herkesin kaçınması lazım. Özellikle meclis başkanının daha da dikkatli olması lazım" şeklinde konuştu.

CHP'nin mayıs ayındaki kurultayında görev değişimlerinin olabileceğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, "Halka güven veren, bizi iktidara taşıyacak olan çevrelere güven veren bir yapılanma olsun. Değişimden önce neyi beklediğimiz çok önemlidir. Değişimle kitleyi yakalayabiliyorsanız, yaptığınız değişimin amacına ulaşmış olursunuz" dedi.

"DENİZ BAYKAL İLE ARAMIZDA HİÇBİR PROBLEM YOK"

Genel af konusundaki çıkışının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "İşsizliğin ve yoksulluğun bitmesi, aile sigortasının gelmesi, taş atan değil, elleri kalem tutan çocukların olması lazım. Gençlerimizin eline silah değil, ekmek alması lazım. Böyle bir tabloyu oluşturduğunuz zaman insanlar bağa değil, fabrikaya gelir. Bütün bunların sonucunda toplumsal uzlaşma sağlanır. Bununla alakalı af tartışılırsa biz ona da varız. 72 milyon vatandaş benim gibi düşünüyordur. Biz kavga etmek istemiyoruz. Herkesin

karnı doysun istiyoruz. Neden Türkiye huzuru aramıyor da huzursuzluk ortamında debelenip duruyor? Söylediklerim daha önce çarpıtılarak genel af istiyormuşum gibi yansıtıldı. Genel affın olması doğru değil ve Türkiye'nin şu anki koşulları buna müsait değil. Terörün olduğu yerde barış ve af olmaz. Kişi eline silah alacak, devlet onun karşısında, 'Ben seni affedeceğim' diyemez. O yüzden Silopi'deki görüntüden rahatsız olduk. Suçlunun ayağına yargıyı taşıdık. Böyle bir anlayışa her alanda karşıyız. Hukuk bu demek değildir. Hukuk, kamu vicdanıdır. Kamu vicdanının kabul etmediği bir şeyi biz hukuk olarak topluma dayatamayız" diye konuştu.

"CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile aranızda sıkıntı var mı?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Hiçbir problem yok. Görüşlerimiz de çok farklı değil. Zaman zaman söylemlerim medyaya farklı şekilde yansıyabiliyor. Ben Baykal'ı temsil ediyorum. Dolayısıyla söylemlerimin partinin dışında, farklı olarak algılanmaması lazım. Türkiye, halkına doğruları söyleyen ve o doğruların arkasında duran politikacılara ihtiyaç duyan bir noktaya geldi" cevabını verdi.