Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Batı Anadolu Lojistik Organizasyonlar Projesi'ne (BALO) ortak olarak ihracatçıya rahat bir nefes aldıracak. BTSO Başkanı Celal Sönmez, sanayicinin 4-5 günde tüm Avrupa'ya tren yoluyla ürün ihraç etmesini sağlayan Ro-Ro destekli projeye Bursa'nın, Susurluk'taki Okçugöl'e kadar ray döşeyerek katılacağını söyledi.

BTSO Meclisi, mayıs ayı olağan toplantısını hizmet binasında gerçekleştirdi. BTSO Meclis Başkanı İlhan Parseker başkanlığında toplanan mecliste konuşma yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, üyelere 'Batı Anadolu Lojistik Projesi'ni anlattı. Türkiye'nin dört bir yanından Marmara Bölgesi'ne tren veya kamyonlarla gelecek malların 4-5 günde Avrupa'ya uzanmasını öngören BALO projesinden bahseden Sönmez, Bursa'nın da bu çalışmanın içinde yer alması gerektiğini vurguladı. Projenin içinde TOBB'un da bulunduğuna dikkat çeken Sönmez, "En fazla da yüzde 3 hissedar olma şansı var. Buna Bursa olarak biz de katılacağız. Anadolu'daki bütün üretimin bir şekilde kamyonlarla ya da trenle nasıl gelecekse Susurluk'la Mustafakemalpaşa arasında Oktçugöl diye bir yer var. Buraya tren depolama lojistik bölgesi diyelim. Bütün mallar karayoluyla gelecek, bu gelen mallar yapılacak tren yoluyla Bandırma'ya taşınacak. Bandırma'daki hazır bekleyen tren Ro-Ro'su (yük taşıma gemisi-vapuru) karşıya Tekirdağ'a geçecek. Tekirdağ'dan yine mallar trenle Avrupa'nın göbeğine kadar gidecek. Çok güzel bir proje. Manisa Odası bu işin başını çekiyor. Biz de katılalım dedik" dedi.

Viyana ve Frankfurt'a 4-5 günde ürünlerin ulaşabileceğini ifade eden Sönmez, malların bütün Avrupa'ya dağılabileceğini vurguladı. Sönmez, "Bizim burada yapacağımız iş, Bursa'nın Okçugöl'e tren yoluyla bağlanmasıdır. Bursa OSB'nin ya da diğer OSB'lerin bir şekilde Okçugöl'e trenle gitmesidir. Biz belirli bir yere kadar yol alırız, bizden sonrakiler de devam eder. Çünkü bir tren yolunun yapılabilmesi ve çalışı hamle gelmesi, yüzlerce kamulaştırma, milyonlarca dolarlık bir yatırım demek. Bu çalışmanın içinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Gemlik ve Mudanya'ya da tren yolu konusunda bir çözüm üretebilirsek ne mutlu bize. İnşallah bu oluşumun içinde olacağız, inşallah başarırız" şeklinde konuştu.

SANAYİCİ EKONOMİDEKİ OLUMLU HAVADAN MEMNUN

Türkiye'nin ekonomi alanında ve siyasette çok ilginç bir süreçten geçtiğini söyleyen Sönmez, ekonomideki hemen tüm parametrelerin küresel kriz öncesine dönmüş olunduğunu ve üretimin olumlu seyrettiğini gösterdiğini söyledi. Sönmez, krizden sonra yaklaşık 1,5 milyon kişinin iş sahibi olduğunu, girişimci ve tüketici gider endekslerinin en yüksek seviyelerde ilerlediğinin altını çizdi. Sönmez, "Cari açık kaygılarımızla birlikte artmaya devam ediyor. Yılın ilk çeyreğinde cari açığımız ikiye katlanarak 22 milyar doları aştı. Yani 2011 yılında 42,2 milyar dolarlık cari açık hedefinin yarısın daha şimdiden yakaladık. Bu tempoyla devam edersek yılsonuna doğru 80 milyar doları konuşmaya başlayacağız. Cari açığın bu kadar yüksek oluşuna kar transferleri gibi geçici sebepler bulunabilir, ama bu da kafamızı kuma gömmek olur. Türkiye ekonomisi büyüdükçe, cari açığı da büyüyen bir ülke haline gelmiştir. Yılın ilk 4 ayında dış ticaret açığımız 33,6 milyar doları aşmış, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 56,3 e kadar gerilemiştir. TÜİK verilerine göre, ihracat artışı yüzde 22,4 ithalat artışı ise yüzde 44,1 olmuştur. İlk 4 ayda yaptığımız 43,3 milyar dolarlık ihracata karşın, enerji ve aromalı ithalatımız 55 milyar dolarını üzerindedir. Bu kadar yüksek bir açığın orta ve uzun vadede sürdüremez seviyede olduğuna hepimiz hem fikiriz" şeklinde konuştu.

"Artık Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerden sonuç beklemeyi bırakıp, sorunun kalbine inmemiz lazım" diyerek konuşmasına devam eden Sönmez, "Küresel kriz sırasında yaşarak gördük ki; Avrupa Birliği merkezli bir deprem Türkiye'de çok daha şiddetli etkiler oluşturmakta. Bu sebeple Türkiye'nin 2023 yılı perspektifini çizerken ekonomimizi sağlam temellere oturtmamız şarttır. Sanayimizi ithalat bağımlığından kurtarıp, Türkiye'yi Avrasya'nın orta ve yüksek teknolojili üretim merkezine dönüştürmeyi hedefleyen sanayi stratejisine ve girdi tedarik stratejisine çok hızlı bir şekilde geçmemiz gerekmektedir. Cari açık ekonomide çok büyük fedakarlıklarla kazandığımız başarıları, her an tehlikeye atabilecek bir kara delik olarak karşımızda duruyor" şeklinde sürdürdü.

"EKONOMİK BÜYÜME DAHA ADİL SAĞLANMALI"

Sönmez, yaklaşan 12 Haziran seçimlerinin Türkiye için hayırlı olmasını temenni ederek, "12 Haziran'dan sonraki meclise tarihi görevler düşüyor. Anayasa'dan başlayarak, eğitimden yargıya, vergi sisteminden kamu yönetimine kadar birçok yapısal reformlar içeren kanunlar çıkaracaklar. Öncelikle ekonomik büyümenin daha adil paylaşılacağı bir ortamı sağlamalıyız. İşsizlikle, yoksullukla, kayıtdışılıkla, mücadelemizi güçlendirmeliyiz. Seçim yaklaşırken meydanlar çok sıcak, üslup çok sert. Daha fazla kamplaşma ve ayrışmanın bu ülkenin menfaatine olmadığını, sorumluluk makamındaki herkesin özümsemesi şart" dedi.

Toplantıda, KOSGEB ve BUTGEM işbirliğinde düzenlenen girişimcilik kursunu başarıyla tamamlayan 59 kursiyer sertifikalarını aldı.