2
Mayıs
2024
Perşembe
BURSA

Bursa'nın içme suyu yeraltından

BUSKİ Genel Müdürü İsmail Hakkı Çetinavcı, yaşanan kuraklık sebebiyle Bursa'da yüzde 10 kullanılan yer altı su kaynaklarının bu yıl yüzde 30'a çıktığını söyledi. Çetinvacı Doğancı Barajı'nın bu yıl yüzde 60 seviyesinde dolululuk oranı gösterdiğini belirterek, barajda Bursa'nın 1 aylık içme suyu kaldığını ifade etti. 

Bursa Gazeteciler Derneği'nin Bursa Tartışmaları adı altında düzenlediği panelde, Bursa'nın suyu meselesi ele alındı. Prof. Dr. Ulviye Özer'in yönettiği panele konuşmacı olarak katılan BUSKİ Genel Müdürü İsmail Hakkı Çetinavcı Bursa'nın su sıkıntısı olmadığını belirterek, alınan önlem ve çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bursa'nın 3 büyük su kaynağı olduğunu açıklayan Çetinavcı, "Bursa'da Doğancı Barajı, yer altı kaynakları ve Uludağ pınarlarından içme suyu karşılanabilmekte. Yaşanan kuraklık sebebiyle Doğancı Barajı'nın doluluk oranı bu yıl yüzde 60 seviyelerinde kaldı. Bu yıl yer altı su kaynaklarından yüzde 30 oranında faydalandık. Bu oran geçtiğimiz yıllarda yüzde 10 seviyelerindeydi. Şehrimizde günde 270 bin metre küp su tüketilmektedir. Doğancı Barajı'nın 1 aylık içme suyu kaldı. Yer altı sularını Bursa'nın içme suyuna aktarımını sağlayacak bir projemiz var" dedi. 

DSİ Bölge Müdürü Mehmet Kılınç ise yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi. Türk insanının çevreci bir toplum olmadığına dikkati çeken Kılınç, "Bursamız'da yapılan yatarımlar belli. Barajlarımız devam ediyor. Göllerimizin hepsinin bir görevi var. İçme suyu olarak kullanamayız, çünkü hepsi sulama için faaliyet gösteriyor. Avrupalı suyu medenice kullanıyor. Biz sorumsuzca kullanarak suyumuzu tüketiyoruz. Türkiye'de suyun yüzde 50'si kaçak olarak kayboluyor. Bu oran Bursa'da yüzde 24 seviyelerinde. Biz planlarımızı yaptık. Su sıkıntımız yok. 2014 yılında Nilüfer ve Çınarcık barajları tam kapasiteyle faaliyete geçecek. Nilüfer Barajı bitti ve 1.5 ay içinde teslim edeceğiz. Ancak biz çalışmaları yaparken bazı çevreler önümüze taş koymaya çalışıyor. Çınarcık Barajı'nın olduğu bölgede bulunan çınarlar bizi çok uğraştırdı. Bazıları burayı sit alan göstererek çınarlara zarar verdiğimizi savundu. 30 tane çınar kesilse ne olur. 2 milyon insanın geleceği ve hayatı söz konusu. Bilim mantığa göre hareket etmeli" şeklinde konuştu. 

Uludağ Üniversitesi'nden panele katılan Prof. Dr. Hasan Ertürk de panelde Bursa'nın su kaynakları ve eko sistemleri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. İnsanlığın kullandığı tatlı su miktarının dünyadaki bulunan su miktarının binde 6'sını oluşturduğunu ifade eden Ertürk, "Dünya nüfusunun yüzde 13'ü yeterli su kaynaklarına sahip değil. Dünyada günde 10 bin çocuk susuzluktan kaynaklanan hastalıklar sonucu hayatını kaybediyor. Birleşmiş Milletlerin 2005 yılında yaptığı su raporuna göre 2050 yılında 66 ülke susuzluk yaşayacak. ABD'de günlük su tüketimi 500, İngiltere'de ise 200 litre. Bu oran ülkemizde günlük 98 litre. Türkiye 2040 yılında dünya su savaşlarının ortasında kalacak. Dünya Bankası projelerine göre, Bursa'nın sularının özelleştirilmesi planlanıyor. Bursa ise akarsu anlamında zengin değil. Özelleştirmeler suyu piyasa malı haline getirecek ve suyu daha pahalı yapacak. Bursa'da sular kaynaklarında kirleniyor. Uludağ pınarları kirlenmeye başladı. II. Oteller Bölgesi'nde yapılaşma devam ettiği sürece Uludağ'ın suları kirlenecek. Nilüfer Havzası'nın suları ise hiçte hijyenik değil. Özetle Bursa içme suyunu kaynağında kirletiyor" diye kaydetti. 

Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Ertuğrul Aksoy ise Türkiye'de suların yüzde 72'sinin tarımda sulama olarak kullanıldığını açıklayarak, tarımda salma sulamadan vazgeçilerek, damla sulama yöntemine geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

İHA
Yayın Tarihi : 22 Eylül 2007 Cumartesi 18:48:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?