6
Mayıs
2024
Pazertesi
BURSA

'Çölyak'ta yeni gelişme

5 DAKİKADA UYGULANABİLEN BIOCARD HIZLI ÇÖLYAK TESTİ 500 BİN HASTANIN TANISINI SAĞLAYACAK

Çocuklarda ve yetişkinlerde en sık görülen kalıtsal hastalık olan Çölyak hastalığı ile ilgili olarak dünyada yeni gelişmeler yaşanıyor. Uzmanlar, yapılan çalışmalara göre Türkiye'de 500 bin civarında potansiyel Çölyak hastası olduğunu, ancak günümüzde bunlardan sadece 5 bin tanesinin tanı alabildiğini belirtti. Geri kalan 495 bin kişinin ise hasta olmasına rağmen bundan habersiz olduğunu belirterek, "Biocard Hızlı Çölyak Çölyak testi ile 5 dakikada alınan sonucun positive çıkması neticesi uygulanacak biopsi ile kesin tanı derhal konulabilmektedir." dediler

Ülkemizde her 100 kişiden birinde görülebilen Çölyük hastalığına olan farkındalığı artırmak için ikincisi Bursa'da düzenlenen 'Çölyak Hastalığı Bilimsel Toplantısı' nda konuşan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu, Türkiye'de henüz tanı alamamış en az 495 bin çölyak hastasının bulunduğunu söyledi.

FSM Form Sağlık ve Medikal Ürünleri A.Ş. firması, çağımızın en önemli ve sinsi hastalıklarından olan Çölyak hastalığına olan farkındalığı arttırmak için Bursa Almira Otel'de doktorlara bir toplantı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu ile Uludağ Üniversitesi Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Tanju Başarır Özkan, Türkiye'de pek çok kişinin yabancı olduğu Çölyak hastalığı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Aynı zamanda Ege Çölyakla Yaşam Derneği'nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Aydoğdu, en iyi ihtimalle düşünüldüğünde, Türkiye'de 500 bin civarında Çölyak hastası olması gerektiğini belirtti. Buna rağmen, bilinen hasta sayısının 5 bin civarında olduğunu ifade eden prof Aydoğdu, geriye kalan 495 bin hastanın sağlıklı yaşamak ve hayatta kalabilmek için doktorları beklediğini belirterek, "Çölyak tüm dünyadaki hekimlerin korkulu rüyası haline geldi. Bu tanıyı koymak çok sorumluluk isteyen bir iş. Çünkü bu hastalar tanıyı takiben ömrünün sonuna kadar glutensiz gıdaları tüketmek zorunda kalıyorlar. Öte yandan tanı konulamaması hastayı ileride lenfoma kanser riski dahil birçok hastalığa açık hale getirmektedir." dedi,

"ÇÖLYAK TESTİNİ BATILILAR EVLERİNDE KULLANIYOR BİZ İSE DAHA DOKTORLARA YENİ ANLATIYORUZ"

Türk toplumunun buğday ağırlıklı beslenmesine değinen Prof. Dr. Aydoğdu, "Bizler henüz memeden kesilmeyen çocuklarımıza daha barsak sistemi bile gelişmeden hemen bisküvi ezmeleri vermeye başlıyoruz. Minicik yavrularımız daha o yaşlarda glutenle tanışıyor. Çölyak tanısı için süreçlerin çok iyi yönetilmesi gerekir. Farklı belirtilere çok dikkat etmek gerekir. Çok farklı dallardan hekimlerimiz bu farklı belirtiler ile karşılaşabilir. Türk toplumunun bu hastalığa alışması lazım. Batılılar anında sonuç veren Biocard hızlı çölyak testini evlerinde kullanıyor. Biz ise daha doktorlarımıza yeni anlatıyoruz. Bu hastalığın tek bir tedavi yolu var, o da ömür boyu glutensiz gıdalarla beslenmektir. Bu hastalara geç tanı konulduğu takdirde ölüme kadar gidebiliriler. Teşhis sonrası artık biz buna çölyak hastalığı değil, Çölyaklı hayat tarzı diyoruz. Çünkü bu insanlar diyetlerine sadık kaldığı müddetçe hiçbir sorun yaşamadan yaşantılarına devam ediyorlar'' diye konuştu.

"ÇÖLYAKLILAR BİR SÜRE SONRA ETİKET OKUMA HASTASI OLUYOR"

Bir ince barsak hastalığı olan çölyak hastalığının buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarla beslenilmesiyle ortaya çıktığını ifade eden Aydoğdu, "Bir çay kaşığının 8'de biri kadar un bile çölyak hastalarına çok büyük zararlar veriyor. Günlük beslenmemizde sıklıkla yer alan ekmek, pasta, kek ve tatlı çeşitleri ile gofret çikolata, makarna bisküvi, irmik, un gibi pek çok hazır gıdalarda gluten içeren bu tahıllar yer almaktadır. Maalesef marketlerdeki tüm gıda ürünlerinin de yüzde 80'i gluten içeriyor Ayrıca gluten raf ömrünü uzatıcı olarak kullanılıyor. Kırmızı ete bile artık gluten koyuluyor. Çölyak hastalarının alacağı eti bile 'içinde supleks var mı' diye sorması gerekiyor. Çölyak hastaları iyi bir etiket okuyucusu olmak zorunda. Bu durum bazen bu kişilerde etiket okuma hastalığına dahi yol açabiliyor" dedi.

Toplumun çok büyük bir kesiminin bu hastalıktan habersiz olduğunu belirten Prof Aydoğdu, çölyak hastalığının bilinme oranının yüzde 16 olarak belirlendiğini ifade ederek, "Sivil hareket çok önemli. Doktorlarımızın Çölyak'ı her zaman göz önünde bulundurması gerekir. Bu hastalar en temel ihtiyaçlarını bile zorlukla karşılıyor. Dışarıda hiç bir şey yiyip içememektedir. Bu insanlarımız 9 yıl önce ise yiyecek hiçbir şeyleri yoktu. Artık yavaş yavaş glutensiz unla yapılmış ekmekten baklavaya, makarnadan pastaya kadar pek çok glutensiz gıdayı bulabiliyorlar. Bu olumlu gelişmeler doktorların, hastaların ve derneklerin ortak çalışmaları sayesinde oldu" diye konuştu.

"HASTALIK BUKALEMUNA BENZİYOR"

Uludağ Üniversitesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanju Başarır Özkan ise çölyak hastalığını bukalemuna benzetti. Hastalığın klasik olarak 2 yaşın altındaki çocuklarda karın ağrısı ve şişliği, ishal, büyüme geriliği gibi besin maddelerinin emilememesine bağlı olarak beslenme bozuklukları şeklinde belirti gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Özkan sözlerini şöyle sürdürdü.

"Tabi bunlar bu hastalığın klasik bulguları. Çölyakın yıllar içinde değişen yüzü gündeme geldi. Tek bulgulu ya da bulgusu olmayan vakaların giderek arttığını görüyoruz. Ve yine çocuk gastroenterolojisine endoskopinin de girmesiyle hastalığın tanısı özellikle son 10 yılda giderek artmış durumda. Bu sebeple bundan 15 yıl önce sıklığı Avrupa'da binde bir, 300'de bir tanımlanan hastalığın şimdi güney ve orta Avrupa ile Finlandiya örneklerine benzer şekilde Türkiye'de de yüzde 1 civarında olduğunu düşünüyoruz".

Türkiye'de bu hastalıkla ilgili ilk taramanın 1998 yılında yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Özkan, "O zaman yapılan taramalarda da biz bu hastalığın görülebilirlik oranını yüzde 1 bulmuştuk. Ama bizler tüm olguları tamamen tarama şansımız olsaydı bu oranın daha da artacağını düşünüyoruz. Özellikle biz çocuk hekimleri tarafından tanımlanan bir hastalık olduğu için bu hastalığa daha yatkınız. Ama tüm hekim gruplarının, erişkin branşları da dahil olmak üzere çölyakı düşünmeleri ve tanıya gitmesi gerekiyor. Çünkü bu bukalemun gibi bir hastalık. Çok çeşitli bulgularla seyredebiliyor. Klasik olgular dışında. Bizler hekim arkadaşlarımızın ve sağlıkla ilgilenen kişilerin dikkatini bu noktaya çekmek ve buna konuda düşünmelerini istiyoruz. Şayet hasta diyete uymazsa barsak kanserine kadar giden komplikasyonlar ile karşılaşabilir. Bunlar kısa vadede değil de uzun vadede olduğu için dikkatten kaçıyor" diye konuştu.

Çölyak testini Türkiye'de dağıtan Innomed İlaç Ticaret ve Sanayi A.Ş firması Satış Müdürü Mehmet Alabaş, "Artık vatandaşlarımız tüm eczanelerde bulabilecekleri Biocard hızlı çölyak testi sayesinde 5 dakika içinde ön tanı alıp yapılacak biopsi ile çölyak hastası olup olmadığını hemen öğrenebiliyorlar. Parmaktan alınan bir damla kanla kişi, laboratuar ortamına gerek görmeden güvenilir, hızlı ve ekonomik olarak bu hastalığın pençesinde olup olmadığının ön tanısını koyabiliyor ve tanı biopsi ile kesinleştiriliyor " diye konuştu.

Ardından toplantıya katılan pek çok doktor ve çölyak hastası yakını, Prof. Dr. Özkan ve Prof. Dr. Aydoğdu'ya hastalık hakkında merak ettiklerini sordu. FSM Form Sağlık ve Medikal Ürünleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Erzincanlı ve şirket yetkilisi Kamuran Dikbaş ise seminere konuşmacı olarak katılan iki hocaya birer teşekkür plaketi verdi.

5 DAKİKADA UYGULANABİLEN BIOCARD HIZLI ÇÖLYAK TESTİ 500 BİN HASTANIN TANISINI SAĞLAYACAK
İHA
Yayın Tarihi : 28 Şubat 2010 Pazar 11:18:05
Güncelleme :28 Şubat 2010 Pazar 12:22:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?