Yüksek Hemşire Güler Özkartal, ilk yardım eğitiminin 3 yılda bir tekrarlanması gerektiğine işaret ederek, "Türkiye'de maalesef ilk yardımın bilinmemesi yüzünden çok fazla can kayıpları oluyor. Vatandaşlarımızın bu konuda şuurlandırılması için ilk yardım kurslarının kurumlar ve okullarda yaygınlaştırılması gerekiyor" dedi. Yıldırımlı dağcılara yüksekten düşme, taşıma, yılan akrem kene sokması ve donma konularında ilk yardım bilgileri verildi.

Düşme ve kazalardan sonra yardım edilecek kişinin önce şuurunun açık olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen Güler Özkartal, "Şuur açık ise solunum vardır. Şuur yoksa, yüzü koyun yatırıp, yakın uzuvları uzatıp, uzaktakileri bükerek yan döndürmelidir. Bu durumda rahat nefes alması sağlanabilir. Boyun kırığında orta hattaki kıkırdak yapılı gırtlak sağa, sola kayabilir. Ense çukurunda anormallik görülür. Boynu kırık olan hastaları oynatmadan sabitlemek çok önemlidir. Hava yolunu açmak için çene yere dik açı olacak şekilde yaralı sırt üstü yatırmalıdır. Kan kayıplarında yaranın üzerini en kolayı bir bezle sarmaktır. Kan kaybı büyük ise, tek kemikli kolun ve ayağın üst kısmındaki kemik üzerine bandaj yapılmalıdır. Normal nabız 60-100 arasıdır. İlk yardımda önce kendi can güvenliğinizi düşünmeli, sonra zarar vermeden ilk yardım yapmalısınız. Soğukkanlılığı korumak, 112 ekiplerine sağlıklı adres verip vak'anın ne olduğunu belirterek telefonla destek almak da önemlidir" dedi.

İlk yardımda bak-dinle-hisset yolunun takip edilmesi gerektiğini anlatan Güler Özkartal, "2. değerlendirmede dikkat edilecek husus, kafa tası, boyun, göğüs kafesi, sırt boşluğu gibi bölgelerde şekil bozukluğu var mı, kanama geliyor mu, karında sertlik var mı bu kontrol edilir. İç kanamalarda karın çok aşırı sertleşme gösterir. Çift organları diğerine benzer şekilde mi diye kontrol etmelidir" dedi.

Solunum yolu tıkanmasında öncelikle kişinin öksürme durumunda ise bunun nefes aldığına alamet olduğunu ve kesinlikle sırtına vurulmayıp öksermesine devam etmesinin telkin edilmesini isteyen Özkartal, "Eğer kişi hiç bir şekilde nefes alamıyor ise, elleri ile boğazını tutuyordur. Bu zamanda başını ve sırtını biraz öne doğru eğip, arkasında vurma şeklinde değil, eli ileri doğru sürtmek şeklinde orta şiddette dokunarak nefes borusu kaslarını yukarı doğru harekete geçirmeyi denemeliyiz. Bu da olmaz ise, arkasına geçip, kolumuzu göbek üstüne, göğüs kafesinin altına kenetleyip, kendi baş parmağımızı büküp bunu diyagrama doğru bastırmalıyız. Böylece nefes borusundaki kasları yeniden hareketlendirme imkanı bulabiliriz. Tıkanmalarda pratik ve doğru müdahele çok önemlidir. Nefes alamayan bir kişi 2 dakika içerisinde şuurunu kaybeder, 4-6 dakika içerisinde beyin ölümü başlar. 10 dakika sonra döndürülemez hal alır" diye konuştu.

Akrep, arı, yılan sokmalarında soğuk kompres uygulanabileceğini, ancak bölgenin ovulmaması gerektiğini anlatan Özkartal, en uygun yerden bandaj yapılarak zehrin yayılmasının önlenebileceğine işaret etti. Dağcılık grubu üyelerine küçük bebek maketleri ile tatbikat yaptıran Özkartal, kırıklarda mutlata sert bir cismin üzeri sarılıp yumuşatılarak bölgenin sabitlenmesini, kol kısmında ise gömlek ile de sabitleme yapılabileceğini bildirdi.
Birim Sorumlusu Nazif Makas da, bu tip eğitimlerin çok faydalı olduğunu, hafta sonu da oryantirik eğitiminin Kirazlıyayla Gölcük mevkiinde yapılacağını bildirdi.

iha

Yayın Tarihi : 1 Mayıs 2009 Cuma 11:34:37