7
Mayıs
2024
Salı
BURSA

Eski hatlar ihtişamını koruyor

Bursa Ulu Camii dünyada yaşayan en önemli hat merkezi olarak kabul ediliyor.

Duvarlara yazılan hatlar veya levha olarak asılanlar çok kıymetli bir sanatın nadide parçalarını oluşturuyor. Sultan Mahmut Han'ın kendi elleri ile yazdığı hatlardan Bursalı Şefik'in 1855 yılında duvarlara nakşettiği Bursa işi tabir edilen siyah kırmızılı hatlara kadar farklı tarz ve karakterde yazılar Ulu Cami'nin zenginliğini artırıyor.

Bursa'da, Ulu Cami'nin yakınındaki Aynalı Çarşı'daki antikacı dükkanlarında ise, 100 ile 200 yıl öncesine ait küçük el yazması hat levhaları da baş köşeyi süslüyor.
Aynalı Çarşı'da faliyet gösteren Minyatür Antika'nın Sahibi Mehdi Kamruz, Bursa ve İstanbul'daki tarihi konak ve evlerden kendisine ulaşan her biri farklı özellik ve süslerle bezenmiş levhaların günümüzde de kültür kokan mekanlarda yerini bulduğunu söyledi. Her biri 100 ile 200 yıl önce yazılmış tarihi özelliğe haiz levhalarda farklı tarzlar, şekiller ve karakterler yansıdığını anlatan Kamruz, "Kimi bir ayet-i kerime, kimi önemli bir hadis-i şerif, kimi bir beyit olarak karşımıza çıkıyor" dedi.

Mehdi Kamruz, her levhanın önemli bir mesajı olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Bazı levhaların dergahlarda bulunan görevli kişiler tarafından yazıldığı, süsleme tarzlarından belli oluyor. Bir mevlevi sikkesi, veya perdeli bir süsleme bu sanatçının dergahta kaldığının işaretlerini veriyor. Bazıları siyah kırmızı olarak aynen Ulu Cami'nin 1850'deki büyük Bursa depreminden sonra duvarlarına yazıldığı tarzda levhalara nakşedilmiş. Hatların kağıtları ve mürekkebleri önem arz ediyor. Kağıtlar mutlaka aharlı tabir edilen, kalemin rahat akması için parlatılmış ve sağlamlaştırılmış özellikte oluyor. Sert olan büyük akik taşı ile mührelenen yani parlaklaştırılan kağıtlar veya yumurta aklı, sabunlu formüllerle aharlanan kağıtlar eski hatların kağıtlarında dikkat çeken özelliklerin başında geliyor. Hat mürekkebleri de özel mum isinden elde edilmiş asırlara meydan okuyan güce sahip mürekkeplerden oluşuyor.

" Bugün Ulucami'nin duvarlarındaki hatların etrafındaki yılların verdiği kirliliğin temizlendiğini anlatan Kamruz, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak hali hazırda hatların mürekkeplerine hiçbir şey olmuyor. Böyle güçlü bir mürekkeple yazılmışlar. Ayrıca sanatçıları da meşhur olanlar var. Tarzlarından belli oluyor. Mesela Mahmut Celalettin'in bir yazısı var. Son dönem hattatlardan Necmettin Okyay'ın eserleri var. Bilinen hattatların eserleri de çıkıyor. Bunlar tabii ki çok daha farklı bir yere sahipler. Cel'i yani kalın olarak yazılanlar, tarzına göre Sülüs, Ta'lik gibi çok farklı çeşitlerde levhalar bulunuyor. Bunlar muhteviyatındaki ifade ile de güçleniyorlar. Günümüzde tanesi 500 ytl ile 3 bin ytl arasında değerle el değiştiren tarihi hatları da tabiiki bu kültüre meraklı, entelektüel kişiler alıyor. Ancak bu kültür hiç de azalmıyor. Her geçen gün hat yazılarına ilgi artıyor. Çünkü önemli bir sanat değeri olan tarihi hat levhaları, müzayedelerle birlikte halen Bursa Aynalı Çarşı'daki antikacılarda alınıp satılıyor."

Ulu Cami'de 4 tane vav harfinin iç içe yerleştirildiği mealen İzzet (hürmet-tazim) Muminlere aittir yazısının günümüzdeki hattatlar tarafından taklit edilmesi bile büyük bir kıymet ifade ediyor. Büyük camilerde, usta sanatkarların işleri, günümüzdeki mukallitler tarafından yine göz nuru dökülerek tabllaştırılsa da hatta olan ilgi artarak devam ediyor. Özgün olanlar ve sanatkarı özel olanlar ise bambaşka bir şekilde kendisine yer buluyor. Talik tarzda yazılmış bir levhadaki tasavvufi bir beyt ise, şunu diyor: "Hastalığını içinde hissetmiyorsun, ilacında içinde sen onu görmüyorsun."

iha
Yayın Tarihi : 7 Eylül 2008 Pazar 12:22:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?