7
Mayıs
2024
Salı
BURSA

Gökçe işadamlarına moral verdi

Amerika'da başlayan global krizin Türkiye ekonomisindeki etkilerinin 2001 yılında yaşanan derin krizden çok daha hafif olacağı, Amerika'da yıllık gayri safi milli hasılanın (GSMH) 4 katı büyüklüğe ulaşan, kağıt üzerinde dolaşan ekonominin köpüğünün alınıp, ayıklama ve finansal düzenleme yapılmasının da 6 ila 9 aylık bir süreçte tamamlanacağı belirtildi. 

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası meclis üyelerine son ekonomik gelişmelerle alakalı yorumlarını aktaran ekonomist Prof. Dr. Deniz Gökçe, Amerika'daki sıkıntının faizlerin hep düşeceği, konut fiyatlarının da hep yükseleceği düşüncesindeki yanlışlıktan kaynaklandığını söyledi. Amerika'da finans sektöründeki anlayışta ve kanuni düzenlemelerdeki hataların da bu krizi hazırladığına dikkat çeken Gökçe, "Amerika'da GSMH 13 trilyon dolar, ancak Mortgage kredilerinin sigortalanması, türev olarak devredilmesi ile oluşan ipotek kıymetler yükü 54 trilyon dolar mertebesine ulaştı. 

Amerika'nın yıllık hasılatının 4 katından fazla bir mali enstrüman dolaşıyor. Bu arada hep faizlerin düşeceği ve konut fiyatlarının yükseleceği varsayımı ile bankalar ev kredisi verdiler. 50 milyon kişi makul ödeyebilecek şartlarda kredi alırken, 40 milyon kişinin de gerçekte ödeyebilecek gücü yokken kredi kullandığı anlaşıldı. Bu finansal dönüşü olamayacak kişilerin kredileri patlayınca gayrimenkullere el konuldu, ortaya fazladan arz çıktı. Bu durumda konut fiyatları düşmeye başlayınca saadet zinciri gibi sistem çöktü. Bu tabloda bankaların Mortgage kredilerini sigorta eden şirketler ilk batan firmalar oldu. Bu hatalı yapılanmada devlet yönetiminin de kabahati olduğu, sistemi kontrol edemediği anlaşıldı. Türkiye bankalarını 2001 yılındaki krizden sonra 40 milyar dolar vatandaşın cebinden ödediği vergilerle düzenlemişti. Biz de, Mortgage gibi uzun vadeli gayrimenkul kredileri rasgele verilmeye başlamadan, Amerika'nın çarpıklığı patlayınca, böyle derin bir darbeden, bataklığa girmeden kurtulmuş oluyoruz. Bu bir şanstır. Şu anda Amerika sistemindeki sıkıntıları tespit edip ayıklamaya başladı. Bu operasyonun fiziki zorluklar sebebiyle 6 ile 9 ay süreceğini düşünüyorum. Bu süreçte krizden Amerika'dan çok Avrupa etkileniyor. Çünkü Avrupa'daki bankaların mali büyüklükleri devletlerinin büyüklüklerinden fazla durumda. Brüksel'de iki bankayı yaşatmak için 150 milyar avro gerekiyor. Bunların mevduatları devletin bütçesinden büyük. Amerika'da henüz kriz tam hissedilmedi. Asıl sıkıntılar 2009'un ilk aylarında çıkacak. Amerika 2008'in birinci çeyreğinde 0.9 büyüdü, ikincisinde 2.8 büyüdü, üçüncüsünde ise - eksi 0.5 oldu. 4. çeyrekte rakamların eksi 2-3 arasında geleceğini düşünüyorum. Böylece gerçek çöküşü 2009'un Ocak ayında göreceğiz. Türkiye geç de olsa bu durgunluktan kısmetine düşeni alacak. En önemli ihracat yaptığımız yer olan Avrupa'da pazarın daralmasından dolayı ülkemiz etkilenecek. Türkiye'nin bu krizde en önemli sıkıntısı da büyümede kullandığımız sıcak paranın dışarı çıkmasıdır. Ancak bu arada petrol fiyatları düştüğünden, yıllık 60 milyar dolar seviyesindeki enerji tüketimimiz 40 milyar dolara gerileyecek, 20 milyar dolar geçen yıl sıcak para girmiş gibi bir etki ile büyük sıkıntı çekmeden durumu idare ederiz. Türkiye 2001 gibi bir kriz yaşamaz" diye konuştu. 

Deniz Gökçe, kendisinin dünyada çok itibar ettiği Amerika MIT merkezindeki bir Fransız iktisatçı ile sürekli takip ettiği ve güvendiği iyi bir iktisatçının bakış açılarının, global krizin 1 yıl içerisinde neticeleneceği ve büyük bir depresyon olarak değil, devletlerin sistemlerini denetleme eksikliğinden kaynaklanan bir sıkıntı gibi görülüp kolayca aşılacağı görüşlerine katıldığını bildirdi. 

İş yapan insanların iyimser olmak mecburiyetinde olduklarına dikkat çeken Deniz Gökçe, "Türkiye'nin 2001'de dış borç stoku gayri safi milli hasılanın yüzde 89'una gelmişti. İç borç stoku da yüzde 38 seviyesindeydi. O dönemde Derviş geldi, IMF'den 40 milyar dolarlık destek geldi, bugün geldiğimiz noktada durumu düzelttik. Şu anda dış borç stoku GSMH'nin yüzde 1.3'üne geriledi. İç borç da azaldı, GSMH'ye oranı yüzde 38'ten yüzde 28 seviyesine indi. Bu arada 3 ay borçlanan devlet, o güne göre hem çok daha düşük faizle, hem de 3 yıl gibi bir vade ile borçlanıyor. 13 defa IMF programını bozan Türkiye, ilk defa bir IMF programını uygulayarak sağlam bir mali yapıya kavuştu. Bu tablo Avrupa Birliği ile flört etmek kadar önemli bir durumdur. Bütçe denkliği ve mali açıdan son 10 yılda çok iyi durumdayız. Tabii bu iyi durumu milletimiz ödediği müthiş vergilerle sağlıyor. Cep telefonundan akaryakıta, motorlu taşıt vergisinden trafik cezalarına kadar çok iyi ödeme yapıyoruz" diye konuştu. 

Ak Parti'yi kapatma davası ile Ergenekon operasyonunun ekonomiyi olumsuz etkilediğini rakamlarla anlatan Deniz Gökçe, Türkiye'nin hasılatının yüzde 25'i kadarlık bir yatırım gerçekleştiğini, bunun yüzde 18'lik kısmının tasarrufla yapıldığını, yüzde 6-7 gibi kısmının ise özel sektörün dış borçlanması ile yürütüldüğüne dikkat çekti. Gökçe, Türkiye'nin 2001'den sonra yıllık yüzde 5-7 arasında büyüdüğünü, bunun 2008'de ise yüzde 3-3.5 arasında gerçekleşmesi halinde Türkiye'nin global krizden darbe almamış sayılabileceğini bildirdi.
 
Gökçe, 2009 yılının ilk 6 ayının durgun geçeceğini, ikinci 6 ayının da normalleşme sürecinde olacağına dikkat çekerek, 2001 gibi bir çöküşün yaşanmayacağına vurgu yaptı. Türkiye'nin global krizdeki en büyük sıkıntısının dışarıya çıkan para olduğuna dikkat çeken Gökçe, "İlk darbede 13 milyar dolarlık bir gidiş oldu. Ancak bu 80 milyar dolarlık Merkez Bankası rezervlerinin yüzde 15'ine tekabül ediyor. Ciddi bir durum değildir. Bu çıkış 20 milyar doları bulabilir. Ancak petrol fiyatlarındaki düa eksi 0.5
oldu. 4. çeyrekte rakaşüş sebebiyle bu rakam telafi edilir. Türkiye'nin en önemli meselesi denk bütçedeki 35 milyar dolarlık sosyal güvenlik sistemi açığıdır. Bu da çıkarılan kanunla iyileşme noktasında gelişme kaydedecektir" diye konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 29 Ekim 2008 Çarşamba 13:58:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?