3
Mayıs
2024
Cuma
BURSA

Görme engelli sporcunun azmi

Türkiye'nin ilk görme engelli maraton koşucusu ve dağcısı Necdet Turhan, "5 kıtada 5 maraton, 5 zirve" adını verdiği projesi için destek bekliyor. 

Daha önce 2002 ABD New York, 2004 Atina Klasik, 2005 Japonya Dünya Körler Maratonu ile 2006 Sidney Maratonu ve 16 Şubat 2007 tarihinde de Mısır'da yapılan Uluslararası 14. Luxor Maratonu'nu koşan Necdet Turhan, böylelikle küresel projesinin maraton ayağını tamamlamış oldu. Turhan, küresel projesini Afrika'nın çatısı olan Klimenjero Dağı tırmanışıyla sürdürmeyi amaçlıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Dağcılık Kolu şeref üyesi olan Necdet Turhan, Türkiye'nin değişik dağlarında çok sayıda tırmanış yaptı. 2002 yılında 5137 metrelik Ağrı Dağı'nın zirvesine tırmandı. 

Görme engelli sporcu Necdet Turhan, engellilerin ihtiyaç duydukları imkanlara kavuşunca pek çok şeyi başarabileceklerini kanıtlamak istediğini belirterek, "Engelimiz bize engel değil. Klimenjero tırmanışım için tanıtım ve finans desteği bekliyorum. Ben dağcılık dışında atletizmle de ilgileniyorum. Türkiye'de maraton koşan ve dağcılık yapan ilk ve tek görme engelli sporcuyum. Geçmişte dağa giden ya da götürülen görme engelli arkadaşlar olmuş, örneğin Erciyes'e gitmişler. Fakat sporcu değiller, bir heves olarak kalmış dağ ile olan ilgileri. Buna dair herhangi bir eğitim ya da disiplinleri olmamış. Benim durumum daha farklı. Elimden geldiğince gerek atletizmde, gerekse dağcılıkta bir sporcu formasyonu ile hareket etmeye çalışıyorum. Gerçi son süreçte dağcılık biraz geride kalırken, atletizm bir parça öne çıktı. Fakat son tahlilde her iki alanın da benim hayat tarzım olduğunu söylemeliyim" dedi.
Gerçek anlamda atletizm ve dağcılık sporu ile ODTÜ'de öğrenciyken tanıştığını söyleyen Turhan, "1990'lı yıllarda ODTÜ'de öğrenciydim. Spor öyküm orada başladı diyebilirim. Dağcılık sporu riskli, o risklerle karşılarında duran görme engelliyi bir araya getirdiklerinde doğal olarak arkadaşlar kaygılanıyor, kafaları karışıyordu. Bu anlamda ilk yıl yadırgandım, etkinliklerin büyük bölümüne götürülmedim. Böyle olmasında beni tanımıyor olmalarının payı büyüktü. Fakat inat ettim ve ayrılmadım koldan.

Atletizmle tanışmama vesile olan antrenmanlara düzenli olarak geldim. Koşma tekniğim de yok o zamanlar, bir arkadaşın kolundan tutup koşuyorum. Bazen kolunu tutacak arkadaş bulamadığım oldu. Buna rağmen yılmadım, kimseye de küsmedim. İlk yıl böyle antrenmanlarla geçti. Bu arada beni tanıdılar, farklılığım ve motivasyonum gözlemlendi zannederim. Fakat her şeye rağmen dağlar riskli ve bu risklerin ortasında her ne kadar özgün bir tekniği ve bazı yetenekleri olsa da bir görme engelli var. Sonra uzun etkinliklerde durum daha da farklı, özellikle partnerim açısından. Bir görme engelli ile aynı çadırı uzun süre paylaşacak arkadaşın bu hadise karşısında kendisini iyice tartması gerekir" diye konuştu.
iha
Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2007 Salı 11:59:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?