Yıllarca Doğu ve Güneydoğu'da elinde tüfekle terörle mücadele eden Türkiye'nin ilk kadın özel harekatçısı Funda Basmacı, şimdi siyasetçi olarak teröre çözüm arıyor. Başbakanlıkları döneminde Bülent Ecevit ve Tansu Çiller'e de yakın korumalık yapan Basmacı, şimdi Türkiye Partisi'nde Bursa İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Silahla teröre çare bulunamayacağını belirten Basmacı, barışçı çözümler üretmek için siyasete girdiğini ifade etti.

Emekli olduktan sonra Bursa'ya yerleşerek yeni bir iş hayatına başlayan Funda Basmacı, İHA muhabirine özel açıklamalarda bulundu. 19 yaşında polislik mesleğine başlayan ve 2 yıl sonra özel harekat birliğine katılan Funda Basmacı, 10 yıl boyunca Doğu ve Güneydoğu illerinde görev yaptı. Batman'da görev yaparken operasyon dönüşü kurulan pusuda iki bacağından da vurulan Basmacı, bölgede bulunduğu süre içinde birçok arkadaşını şehit verdi. 18 yıl özel harekatçı olarak görev yapan Basmacı, emekli olduktan sonra Bursa'ya yerleşti.

"TERÖRE SİLAHLA ÇARE BULUNMAZ"

Siyasete yakın dostlarının ısrarı üzerine Demokrat Parti'de başladığını ifade eden Basmacı, "Geçtiğimiz yıl genel başkanı kendime ve görüşlerime daha yakın olduğu için Türkiye Partisi'ni tercih ederek gelen teklifi kabul ettim. 18 yıl ben bu devlete silah çekmiş insanlara karşı dağlarda mücadele ettim. Silahla saldırana silahla karşılık vermek, devletin savunma refleksidir. Tüm dünyada bu böyledir. Bunun çözüm olmadığını yaşayarak gördüm. Devletimiz mecburen askeri ve polisiyle hala karşılık vermekte.

Çözümü bu şekilde yakalayamayacağımız gördüm ve siyasete geçerek sıkıntıları farklı şekilde çözmek istedim. İnsanların neden ülkemize saldırdığını ve sıkıntıların kaynağını bularak, barışçı çözüm elde etmeliyiz. O bölgede yaşayan insanların sıkıntıları var. Mağduriyetlerden çaresizliklerden kaynaklanan süreç var. Ekonomik ve sosyal eksiklikler giderilmeli. Ben o bölgede 10 yıl çalıştım. O insanlarla biz iyi ilişkiler kurduk, arkadaş olduk. Asla Türkiye'de Türk-Kürt ayrımı yoktur. Biz Türk halkıyız ve sadece dilimiz ayrı olabilir. Geçmişte birlikte yaşamayı kabul etmiş halkız. Bundan kaynaklanan sıkıntıların siyasetle hükümetle çözülebileceğini düşünüyorum. Bu silahla çözülecek bir konu değil" dedi.

"BENİM MÜCADELE ETTİĞİMİ DAĞLARDA ESKİ DTP'Lİ MİLLETVEKİLLERİNİN EŞ VE KARDEŞLERİ VAR"

DTP'nin bir Kürt partisi olmadığını ve kapatmanın da çözüm getirmeyeceğini ifade eden Basmacı, "DTP'liler Kürt halkını temsil etmiyor. Meclis'te kürsüye çıkıp devlete silahla saldıran insanların haklarını savunup onların adına konuşuyorlar. Öcalan'ın hakları için mücadele veriyorlar. Ben buna Kürt partisi olarak bakmadığım için DTP'nin kapatılması da çözüm değil. Öyle bir sistem oluşturulmalı ki bir daha başka isimle çıkamamalılar. Oradaki tüm vekillerin benim yıllarca silahla mücadele ettiğim arazide eşleri, kardeşleri var. Kendileri zaten vekil olunca dağdan geldiler. Parti kapatmaya karşıyım ama DTP'nin kapatılması da çözüm değil" diye konuştu.

"BEN YILLARCA DAĞLARDA BUNLAR MECLİS'TE DEVLETE SİLAH ÇEKENLERİN HAKLARINI SAVUNSUNLAR DİYE MÜCADELE ETMEDİM"

Emine Ayna'nın siyasi yasak almamasına çok üzüldüğünü kaydeden Basmacı, "Yasak gelmesi gereken insanlar vardı ama asla o iki kişi değildi. Onlar zaten en sakin en yumuşak milletvekilleriydi. Neye göre iki kişi yasak aldı. Üç kişi olsa yeni bir parti kuramayacaklardı. Bunun altında da farklı beklentiler var. Niye iki kişi de üç kişi değil? Meclis'te o koltuklara oturup yakışıksız konuşmalar yapan insanlardan çok rahatsızım. Kendimi sıkıntıda hissediyorum. İçimde bir sızı var. Yıllarca o insanlarla mücadele ettim ve birçok tehlike yaşadım. Ben bunları bugünler için, Meclis'te bu sözleri duymak için yaşamadım. Askerlerimiz hala mücadele ediyor. İstediğim tek şey Meclis'te yer alarak bu düşüncelerimizi özgürce vekili olduğumuz insanlar adına konuşabilmek" şeklinde konuştu.