Nilüfer Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi  tarafından, 7-9 Haziran tarihleri arasında düzenlenen 'Kent ve Sağlık Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı. 

UÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Aytekin, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, 3 gün süren sempozyumda 36 oturumun gerçekleştirildiğini, 83'ü sözel, 72'si poster olmak üzere, 155 bildirinin sunulduğunu kaydetti. 

Türkiye'de ilk kez halk sağlığıyla ilgili geniş kapsamlı sempozyum düzenlendiğine dikkat çeken Aytekin, sempozyuma, 6'sı yabancı, 72 bilim adamının konuşmacı, 354 kişinin de konuk olarak katıldığını söyledi. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Türkiye'de bir ilke imza atmanın mutluğunu ve onurunu yaşadıklarını ifade etti. 

Bir kent yöneticisi olarak birçok şeyi sempozyumda öğrendiğini vurgulayan Bozbey, "Kentlerin insan sağlığı üzerinde çok büyük etkileri var. Bunların hepsi 3 günlük sürede bilimsel olarak anlatıldı. Kent sağlığı hakkında bilmediklerimizi bu sempozyumla öğrendik. Bildiriler de internet sayfamızda yayınlanacak" dedi. Konuşmaların ardından açıklanan sempozyumun sonuç bildirgesinde, 3 gün süresince kent ve toplum, kentlerin çevresel sorunları, kent ve sağlık hizmetleriyle kent ve planlama ana temalarının tartışıldığı belirtildi. 

Bildirgeye göre, sempozyumda, "Kent ve Toplum" ana başlığı altında, bugün dünyada sağlık göstergelerini etkileyen en önemli faktörün sosyal sınıflar arasındaki uçurumun büyümesi olduğu, bu sınıfsal kopuşun beraberinde bir içe kapanmayı getirdiği vurgulandı. Kentlerin geleceği konusunda en büyük sorumluluğun kent yöneticileri ve politikacılara düştüğü ifade edilen bildirgede, toplum adına bir denetim işlevi olması gereken medyanın ise Türkiye'deki sermaye-medya ilişkisi nedeniyle bu işlevi yerine getiremediği kaydedildi. 

"Kent ve sağlık hizmetleri" başlığı altında yapılan oturumlarda, bulaşıcı hastalıkların kontrolü için merkezi bir ekip kurmanın ve kalıcı önlemler almanın öneminin vurgulandığına dikkat çekilen bildirgede, Türkiye'de salgın hastalık oluşmasına zemin hazırlayabilecek en önemli etkenin kanalizasyon sisteminin, su şebekesi üzerine döşenmesi olduğu ifade edildi. Bildirgede, "Sonuç olarak, sempozyumun birçok disiplini bir araya toplayabilme, tartışabilme ve tabi ki bir sonuca bağlama anlamında başarılı olduğu kabul edilerek, sağlıklı kentler meydana getirme yolunda böylesi buluşmaların, devamının sağlanmasının önemli olduğu görüşünde birleşildi" ifadelerine yer verildi.