Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, krizin siyasi malzeme yapılmasının yanlış olduğunu belirterek, "Finansal yapımızda bir kriz yok, Türkiye o dönemleri geride bıraktı" diye konuştu.
Türkiye'nin mobilya başkenti olma yolunda hızla ilerleyen İnegöl'de, MODEF'in ardından bu kez Mobilya Yan Sanayi ve Ahşap Makineleri Fuarı (MOYAF) açıldı. 55 stantta 85 firmanın ürünlerini tanıtma fırsatı bulduğu fuarın açılışında konuşan Bakan Faruk Çelik, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin dış kaynaklı olduğunu, bazı çevrelerin krizi siyasi malzeme yaparak ülkenin istikrardan, birlik ve beraberlikten uzaklaşması için çalıştığını söyledi. Çelik, "Küresel ekonomik kriz bütün dünyada var. Bazı çevreler,
yaşanan bu sürecin bir politik malzeme konusu olması gayreti içerisindedir. Türkiye'nin istikrardan uzaklaşması, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünden uzaklaşmasını istiyorlar. Bunların hepsi yanlıştır. Son ocak ayı işsizlik oranları yüzde 15 olarak açıklandı. Bunun üzerine o kadar çok şeyler konuşulup söyleniyor ki, sanki bu ülkede sorumluluğu olmayan, sorumluluk taşımayan insanlar gibi rastgele konuşmalar ve değerlendirmeler yapıyorlar. Bu dış talep ve iç talep daralması olarak karşımıza çıkan küresel
krizin, Türkiye'de istihdamı ciddi şekilde etkilediğini biliyoruz. Biz bunu ekim, kasım ve aralık ayı meclis toplantılarımızda açıkça ifade ettik. Bu sorun sanayicilerimizden kaynaklanan bir mesele değil. Bu, işini kaybeden vatandaştan kaynaklanan bir sorun değildir. Bu mesele, Türkiye'nin yönetiminde söz sahibi olan hükümetten kaynaklanan sorun değildir. Bu sorun, suyun bulandığı ABD'de finans sektörünün ciddi şekilde sarsılması, bankaların batması ve dünyada güven ortamının kaybolmasından kaynaklanıyor.
Bunun çözümüne dönük bir şeyler konuşacağımıza, bunu bir iç politika meselesine döndürmek talihsizliktir ya da yanlışlığa destek vermektir" dedi.

"BANKAMIZ BATMIYOR Kİ BİRİLERİ GİBİ PAKETLER HAZIRLAYALIM"
İspanya'da işsizlik oranlarının yüzde 17'lerde olduğuna dikkat çeken Çelik, "İspanya AB ülkesi. Ne söyleyeceksiniz? ABD'de bir yılda 5 milyon kişi işsiz kaldı. Avrupa Birliği'nde durağanlık, ümitsizlik, üç çeyrektir küçülen ekonomiler söz konusu. Ümidini kaybetmiş bir dünya var. Türkiye böyle değil. Bu fuar bile bunun en can alıcı göstergesidir. İnsanımız mücadele ediyor. İnsanımız dünyadaki bu gelişmeler karşısında direniyor. Geçen ay işten çıkan insan sayısı 609 bin, işe giren insan sayısı 575 bin.
Yani işten çıkışlara ve girişlere baktığınızda ekonomi kriz göstergesi vermiyor. Bir dinamik yapı var. Bunu görmemiz gerekiyor. Onun için diyoruz ki finansal yapımızda bir kriz yok. Yani bankamız batmıyor ki birileri gibi paketler hazırlayalım. O dönemleri Türkiye geride bıraktı. Kamu maliyemizde sıkıntılı bir tablo yok. İnşallah bir kısa süre içerisinde durulmaya başlayacak. Ama Türkiye'de kamu maliyesinde sıkıntı olmamasına rağmen. 'Neden paket açmıyor?' gibi bir yaklaşım, yüzeysel yaklaşımdır, doğru bir
yaklaşım değildir" diye konuştu.
Bazı çevrelerin bankalardaki mevduatlarına güvence istediğinden söz eden Çelik, "Yani bankadaki paranın tamamına güvence getirmemiz istendi. Başbakanımız, 'Hayır' dedi. Ama ne bankalar önünde kuyruklar oluştu ne bir panik yaşanıyor ne de bir sıkıntı var. Normal süreç devam ediyor. Dışarıda olup bitenlerle içerde olup bitenleri iyi gözlememiz gerekiyor. Bizde sıkıntı yok mu? Var tabii ki. Bu kadar dünyayı saran sıkıntı varken, Türkiye'ye bunun yansımadığını söylemek doğru değil zaten, biz de öyle bir bakış
açısı içerisinde değiliz. Merkez Bankası faizleri indiriyor. Ama reel sektörle yüz yüze gelen diğer bankalar kar oranlarını açıklıyor. Bunu kabullenmek mümkün değil. Yani sen yüzde 38, 40 oranlarında kar yaptığını söyleyeceksin, ama reel sektörlerle olan ilişkilerinde aynı esnekliği göstermeyeceksin. Bu doğru değildir. Bunlarla ilgili tedbir alma gayreti içerisinde olduğumuzu bilmenizi isterim. Mutlak surette finans sektörü reel sektörün taleplerini dikkate almalıdır. Eğer böyle yapmazsanız, reel sektör
olmadan finans sektörü nasıl kar elde edecek, nasıl varlığını sürdürecek? Çünkü finans sektörünün sağlıklı bir şekilde hayatiyetini sürdürmesi, reel sektörün talepleri ile doğru orantılıdır" dedi.

"GELİŞMELERİN FARKINDAYIZ, TEDBİRİMİZİ ALDIK"
Yaşanan gelişmelerin farkında olduklarını ve tedbir aldıklarını anlatan Çelik, şunları söyledi:
"Bakın işveren primlerine yüze 25'lik indirim yaptık. Yüzde 19,5 prim öderken, yüzde 14,5'e çektik. Yeni iş yeri kuranların işe alacağı her vatandaşın primlerini bir yıl biz ödüyoruz. Yaptığımız bu güzel icraatı sanayicilerimize de onların tepesinde oturan yetkililere de anlatamadık. 5 kişi mi çalıştırıyorsun, 6. kişinin primini biz devlet olarak ödüyoruz. 1 kişi mi çalıştırıyorsun, alacağın 2. kişinin primini biz devlet olarak ödüyoruz. Kademelide 5 yıl teşvik yapıyoruz. Yani yeni bir şirket mi kurdun,
10 kişi mi çalıştıracaksın, bu 10 kişinin primlerini biz ödüyoruz. Ama bu çalışmayı birçok sanayici bilmiyor."
KDV ve ÖTV indirimlerinin karşılığını gördüklerini belirten Çelik, "Sanayi üretim endeksinde ciddi düşüşler oldu ama reel sektör güven endeksi aralık ayında yüzde 52,3 iken, nisanda 85,1 seviyelerine geldi. Ne demek bu? Bazı adımlar atarsanız, 'Biz diriyiz, canlıyız, üretime hazırız' anlamına gelen bir yükseliş gerçekleşmiştir. Bu bizi şevklendirmiştir. Önümüzdeki dönem açısından kimse karamsar olmasın. Gerek nüfus yapımız, gerekse çalışma azmimiz, kamu maliyesi ve finans açısından sağlam duruşumuz çok
daha hızlı bir şekilde krizin atlatılacağının müjdelerini veriyor" dedi.
İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, "İnegöl'ün gururu, yüz akı mobilya fuarlarından birisi olan 2. Mobilya Yan Sanayi ve Ahşap Makineleri Fuarı'nın açılışını yapmaktan mutluluk duyuyoruz. MODEF'iyle, MODEF Expo'suyla, MOYAF'ıyla tüm Türkiye şahit olmuştur ki, artık İnegöl ekonomisi, sosyal ve kültürel birikimi ile Türkiye'nin yükselen yıldızıdır. Mobilyası, köftesi ve Oylat Kaplıcaları ile İnegöl'ümüz tanınan, bilinen bir Türkiye markasıdır. Fuarlar ile İnegöl'ümüz kapılarını tüm Türkiye'ye ve
dünyaya açmıştır" açıklamasını yaptı.

iha

Yayın Tarihi : 26 Nisan 2009 Pazar 11:32:44