Bursa Mühendis ve Mimar İşadamları Derneği'nin (BUMİAD) aylık olağan yönetim kurulu toplantısına Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Kamil Salihoğlu ile birlikte katılan Ziya Güney, Bursa'yı adeta ikiye bölen Nilüfer Çayı'nın kirlilik saçtığını belirtti.

Yaklaşık 30 yıldır hiçbir müdahalenin yapılmadığı Nilüfer'in bugünkü durumunun, sanayileşmenin getirdiği acı sonuçların arasında en vahimi olarak değerlendirildiğini aktaran Ziya Güney, geniş ve ayrıntılı bir plan ile Nilüfer Çayı ve havzasının kurtarılması için çalışılması gerektiğinin altını çizdi.

Güney, "Bilinçsiz sanayileşme yüzünden Nilüfer Çayı'nı göz göre göre kaybettik. Sanayi kuruluşları, arıtma tesisi yapmak ve işletmek kendilerine maliyet olarak pahalı geldiği için atıkların hepsini olduğu gibi derelere boşaltıyor. Hiçbir denetim mekanizması olmadığı için kimse de bu duruma dur demiyor. İşte Nilüfer Çayı'nın kaybedilmesinin en önemli sebebi budur. Aslında mesele ve çözüm yolu gayet açık. Ancak kimse bu duruma dur demiyor veya diyemiyor" dedi.

"ULUDAĞ'IN KANNAK SULARI YABANCILARA SATILIYOR"

Bursa'da kullanılan içme suyunun yüzde 70'inin Doğancı Barajı'ndan, yüzde 20'sinin yer altı sularından, yüzde 10'luk bir kısmının da Uludağ'dan gelen sulardan elde edildiğini anlatan Güney, Uludağ'daki su kaynaklarının yabancı firmalar tarafından alındığını iddia etti. Güney, yabancı firmaların Uludağ'daki su kaynaklarını satın almalarına birilerinin engel olması gerektiğini kaydetti. İleride yaşanacak su sıkıntısında başvurulacak doğal kaynakları yabancılara satmanın çok yanlış olduğunu söyleyen Güney, "Öz kaynaklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor" diye konuştu.

Toplantının diğer konuğu olan U.Ü. Öğretim Görevlisi Dr. Kamil Salihoğlu ise yılardır Nilüfer Çayı'nı incelediklerini ve bu suda hemen hemen her türlü atık maddenin bulunduğuna dikkat çekti. Sanayi atıklarının Nilüfer Çayı'na verilmesi yüzünden suyun tüm özelliklerini kaybettiğini vurgulayan Dr. Kamil Salihoğlu, dereden akan maddeyi su değil içerisinde her türlü kanserojen madde bulunduran biyolojik bir sıvı olarak nitelendirdi.

Nilüfer'in acil olarak kirlenmiş saha ilan edilmesi gerektiğini belirten Salihoğlu, mahalli idarecilerin havza yönetim planları oluşturmak sureti ile Nilüfer Çayı ve havzasının nasıl daha iyi hale getirilebileceğinin planlarını yapması gerektiğini ifade etti. Salihoğlu, bu yapılacak çalışmaların da en çok kirletici olan sanayiciler tarafından sonuna kadar desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Salihoğlu, bütün atık suların temizlenmesi durumunda bile en erken 30 yılda Nilüfer'in eski haline kavuşabileceğini söyledi.

Toplantıyı yöneten BUMİAD Yönetim Kurulu Başkanı Özaslan, Bursa ovasının ve ekolojik yaşam alanının en önemli su kaynağı ve deşarj yolu olan Nilüfer çayı ve kolları olan derelerin son 30 yılda adeta katledildiğini, çevresine zehir saçan, pis kokular yayan ve çevresi dışında Marmara Denizi'ni de zehirleyen vahim bir hal aldığını bildirdi. Özaslan, kamu, yerel yönetimler, uludağ üniversitesi, meslek odaları, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte kararlaştıracakları eylem planı ile bu kangren olmuş meselenin çözülebileceğine inandıklarını ifade etti. BUMİAD olarak bu konuyu kamuoyunun gündemine getirmek için 5 Aralık'ta 'Temiz Nilüfer, Yeşil Bursa' adı altında bir panel düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.