Konak Kültürevi'nde düzenlenen kongreye, yerel yöneticilerin yanı sıra yerli ve yabancı çok sayıda bilim adamı katıldı. Kongrenin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, özellikle gençlerde çevre bilincinin artmasının kendisini umutlandırdığını belirterek, "Çevre değerlerinin günümüzde gittikçe ilgi çektiğini, toplum tarafından da çevre duyarlılığının arttığını görüyoruz. Özellikle gençlerin ve öğrencilerin hassasiyeti benim geleceğe olumlu bakmamı sağlıyor.

Türkiye'deki en önemli kuş konak ve göç alanlarından biri olan Uluabat Gölü'nün ekosistemi, Uluabat Gölü Yönetim Planı aracılığıyla kamu kuruluşları, özel kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle korunmaktadır. Leylek figürü üzerinden Uluabat Gölü'nün korunmasına destek sağlamaya çalıştık. Ulubat Gölü'nün ülkemizde yaşayan tek göl unvanına sahip olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Uluabat Gölü Yönetim Planı ülkemizde halkın katılımıyla gerçekleştirilmiş ilk yönetim planıdır. Bugün başlayan kongre, ülkemizde
göller, bataklıklar, sazlıklar, yılanlar gibi farklı sulak alanlarının sorunlarını tartışılmasını sağlayacaktır" dedi.

Sulak alanların canlıların hayatı için taşıdığı öneme dikkat çeken Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma Dairesi Başkanı Ali Mennan Mennanoğulları, bu alanların gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde bırakılmasının kendilerinin asli görevi olduğunu belirterek şunları söyledi:

"22 Mayıs, kongremizin tarihi olmakla birlikte, bizim için ayrıca öneme sahip değerli bir gündür. Çünkü 22 Mayıs tüm dünyada, 'Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü' olarak kutlanmaktadır. Hepimizin bildiği üzere sulak alanlar biyolojik çeşitlilik yönünden yağmur ormanlarından sonra en zengin ekosistemlerdendir. Sulak alanların yalnızca biyolojik çeşitlilik değil, insanlar için de hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sulak alanlarımızı en verimli şekilde kullanırken, bunların gelecek nesillere kalmasını sağlamak bizim asli görevlerimizden bir tanesidir."

Bursa Vali Yardımcısı Ali Kamil Başar ise, insanların doğayı hunharca kullanmasının sebep olduğu küresel ısınmaya dikkat çekti. Başar, "Doğa ne kadar masum olsa da biz değiliz. Maalesef atmosfere saldığımız sera gazları nedeniyle küresel ısınma, kuraklık ve hunharca kullandığımız çevre sonucu bugün dünya üzerinde yaklaşık 1.5 milyar insan su sıkıntısı çekiyor. Bu rakamın 2025 yılında 2 milyarı, 2050 yılında ise 7 milyarı geçeceği söyleniyor. Sulak alanlar yeryüzündeki en üretken ve zengin ekosistemlerdir.

Faydaları anlatmakla bitmez. Özellikle insan hayatı için çok önemliler. Bizim Uluabat Gölü'müz de bu alanlardan bir tanesi, bilim adamlarının ifade ettiği gibi bol gıda deposu. Bunu ben de yeni öğrendim. Gerek uçan hayvanlar, dip canlıları, gerekse de bitkiler konusunda ekosistemden çok önemli bir zenginliği bünyesinde barındırıyor. Gölün Ramser Anlaşması kapsamında korumaya alınması, ülkemiz açısından çok büyük önem taşımaktadır" diye konuştu.

2 gün sürecek kongrede, birçok yerli ve yabancı bilim adamı, sulak alanlarla ilgili meseleleri tartışacak. Kongrede, Türkiye'deki sulak alanların durumu ve alınması gereken tedbirler masaya yatırılacak.

iha

Yayın Tarihi : 22 Mayıs 2009 Cuma 14:20:18