Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki enjektör alım ihalesine fesat karıştırarak devleti 1 milyon YTL zarara uğrattıkları iddia edilen 11'i profesör toplam 25 kişinin yargılanmasına başlandı. Haklarındaki iddiaları yalanlayan ve aralarında eski başhekimin de bulunduğu sanıklar, yargılanmalarına bir anlam veremediklerini söyledi.

1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "İhaleye fesat karıştırmak" suçundan 7 ila 12'şer yıla kadar hapisleri talep edilen sanıklar, ilk kez hakim karşısına çıktı. Hastaneye, filtreli yerine filtresiz toplam 39 bin enjektörü değerinin çok üzerinde teslim ederek devleti 1 milyon YTL zarara uğratmakla suçlanan medikal firmalarıyla birlikte yargılanan profesörler, haklarındaki iddiaları yalanladı.

2 ayrı ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla hakkında 36 yıla kadar hapsi talep edilen Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi eski Başhekimi Prof. Dr. O.M., "İlahe komisyonunda üye olarak görev yapıyorum. Biz ihale komisyonu olarak firmaların taahhütlerinin, şartnameye uygun olup olmadığını inceleriz. Numuneler üzerinde inceleme yapmayız. Firmaların sundukları belgelere göre karar veririz. Numuneyi teslim alma ve inceleme görevi, teslim alma komisyonundadır. Yaptığımız ihalelerde kesinlikle kamu menfaati gözetilmiştir. Bize yöneltilen suçları işlememiz mümkün değil. Beraatimi istiyorum" dedi.

Sanık Prof. Dr. O.M.'nin avukatı Yahya Şimşek ise, yolsuzlukların üzerine gidilmesi gerektiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti. "Ama böyle değil. Böyle olursa dokunulmazlık zırhı ardında kalanlar hariç 70 milyon insanın sorgulanması gerekir. Huzurunuza sanık olarak çıkartılan bu kişiler, insanlara yıllardır hizmet veren bilim adamlarıdır. Sanık sıfatıyla huzurunuzda olmaları çok üzücüdür. Hazırlanan iddianame hukuk tekniğine uygun değildir. Suçun yasal unsurları oluşmamıştır. Müvekkilimizin beraatlerine karar verilmesi ve duruşmalardan vareste tutulmasını talep ediyoruz".

Hakkında 3 ayrı ihaleye fesat karıştırmak suçundan 54 yıla kadar hapsi istenen İhale Komisyonu Başkanı Prof. Dr. A.H.A. ise, "Rektörlük bir ürün alımına karar verince ihaleye çıkar ve şartnamesi hazırlanır. Şartnamedeki kurallar da maliye tarafından belirlenmiştir. Burada en önemli olan şey teknik şartname ve fiyat tekliflerinin alınmasıdır. Teknik şartname malı talep eden birim tarafından hazırlanır. Bu talep edilen ürünle ilgili de piyasada bu ürünü satan firmalardan fiyat alınır. Bizler, firmaların tekliflerini alır, ihale şartnamelerini inceler, fiyat ve şartnamenin uygun olanlarını belirtip rektörlüğe bildiririz. Bizim alınacak olan malzemelerle işimiz olmaz. Evrak üzerinden ihaleyi yaparız. Herhangi bir ürün incelemesi yapmamız mümkün değildir. Bu yüzden de bizim ihaleye fesat karıştırmamız asla mümkün olamaz" diye konuştu.

İhalelerde yolsuzluk olduğunu ihbar edince yapılan soruşturma kapsamında hakkında sanık olarak dava açılan medikal firma sahibi A.B. "Bu iddiaları ortaya çıkartan benim. Ben, girdiğim enjektör ihalesine 7.95 YTL fiyat verdim. Ancak ihaleyi 18 YTL veren kazandı. Bunun üzerine araştırma yaptım. İhalesi yapılan enjektörler filtreli olması gerekirken teslim edilenlerin filtresiz olduklarını belirledim. Bunun üzerine durumu savcılığa bildirdim" derken yayında getirdiği enjektör ve pompa ile birlikte ürün katalogunu mahkemeye ibraz etti.

Medikal firması sahiplerinden sanık A.B. ise, fesat karıştırmakla suçlandığı ihaleye sırf yeni kurduğu işyerine, iş deneyim belgesi alabilmek için katıldığını ifade ederek, "Bu ihalede amaç belge almak olduğu için kar marjını çok düşük tuttum. Ve ihaleyi kazandım. Karım 3 bin 300 YTL idi. Bu kadarcık bir para için usulsüzlük yaparak karşınıza sanık olarak çıkmam çok saçma" diye konuştu.