3
Mayıs
2024
Cuma
BURSA

Rektör Yurtkuran'in son beyanatı

Ergenekon operasyonunun 12. dalgası kapsamında, sabah saatlerinde Bademli'deki evinde arama yapılmaya başlanan eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'ın gözaltına alındığı öğrenildi.

Jandarma ekipleri, sabah saatlerinden bu yana 23. Sokak'taki 3 katlı villanın önünde görev yapan basın mensuplarını evin çevresinden uzaklaştırdı. Gazeteciler ve canlı yayın araçları sokağın başına çekildi. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'ın ise Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından evinde gözaltına alındığı öğrenildi. Evden çok sayıda CD, doküman ve bazı bilgisayar malzemelerinin alınacağı, Yurtkuran'ın üniversitedeki odasında da arama yapılacağı bildirildi. Yurtkuran'ın Bursa Adli Tıp'ta sağlık kontrolünden geçirildikten sonra İstanbul'a götürüleceği belirtildi.

CHP Bursa milletvekili Abdullah Özer, evinde arama yapılan Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'ı ziyaret etti. Özer, çıkışta yaptığı açıklamada, "Evin içerisinde değil, bahçeye çıkarılarak görüştük. Yurtkuran'ın üniversitedeki odasında da arama yapılacağı bilgisini aldım. Eşi ve çocukları evde bulunuyorlar. Sağlık durumu ve morali gayet iyiydi. Evdeki CD ve bilgisayarlara el konulduğunu ve gözaltına alındığını belirtti. Böyle bir durumu beklediklerini ifade etti" diye konuştu.

Milletvekili Abdullah Özer, yapılan uygulamanın üzücü olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye yönetimi öyle bir noktaya gelmiştir ki, ülkede Atatürkçüler ve Cumhuriyetçilerin, 'Hepimiz Ergenekoncuyuz deyip çıkıp haykırmamız gerekiyor. Cumhuriyet mitinglerinde görev alan üst düzey yöneticilerin tek tek Ergenekoncu diye içeri alındığını görüyoruz. Türkiye'de demokratik bir diktatörlük söz konusudur. Ben bu tabiri hiç yadırgamıyorum. Uygulamalar bunu gösteriyor. Böyle bir hukuk sistemi dünyada yok. Aramalar kanuni bir haktır, yapılabilir. Ancak suç unsuru olmadığı sürece 4 günden fazla gözaltında tutulamaz" diye konuştu.
 

Ergenekon operasyonunun 12. dalgası kapsamında gözaltına alınan eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Bursa'da yayınlanan haftalık Son Nokta gazetesine verdiği son beyanatında, büyük üniversitelerin bölünmesi ile ilgili açıklamalara tepki gösterdi.

Ergenekon operasyonunun 12. dalgası kapsamında gözaltına alınan eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, geçen perşembe günü Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü'ndeki odasında Atilla İşci'nin sorularını cevapladı. YÖK tarafından yapılan büyük üniversitelerin bölünmesi açıklamasına sert tepki gösteren Yurtkuran, "Önce öğrenci sayısını kendileri artırdı, şimdi de bu aşamaya getirdiler. Bursa'ya ikinci bir üniversite gerekliliği, tartışılacak konu değildir. Elbette ki gerekli ancak bölünmeye kesinlikle karşıyım" dedi.

Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Türkiye'de üniversitelerin belirli süreçleri yaşayarak çok zor geliştiğini, büyük emek ve kaynaklar harcandığını hatırlattığı açıklamalarında, Bursa'nın ikinci bir üniversiteye kavuşması için çaba gösterdiklerini belirtti. Yurtkuran, Gemlik'te tahsis edilen arazinin ilk günden bu yana ikinci üniversite için planlandığını kaydederek, "Sayın Faruk Çelik ile birlikte çok emek verdik. Gemlik Asım Kocabıyık Üniversitesi hayalimizdi. Ancak gelinen noktada görülüyor ki, çabalar boşa gidecek" dedi.

Üniversitelerin öğrenci sayısının YÖK tarafından artırıldığını bildiren Yurtkuran, şimdi de çözüm olarak bölmenin ortaya atıldığını, bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi. 35 yıllık bir üniversite olan Uludağ Üniversitesi bu aşamaya gelene kadar ortaya konan emeğin heba edilmemesi gerektiğini, bölünmek yerine ikinci üniversiteyi 'doğurmasının' daha doğru bir yaklaşım olacağına dikkat çekti. Yurtkuran, "2. devlet üniversitesinin Bursa'da kurulması mümkün. Uludağ Üniversitesi daha önce Balıkesir Üniversitesi'nin kurulmasına da önemli bir katkı koydu. Necatibey Eğitim Fakültesi ile bazı meslek yüksek okullarından Balıkesir Üniversitesi'ni oluşturduk. Aynı şekilde Yalova Üniversitesi de doğdu. Bu iki örnek, Bursa'ya ikinci bir üniversitenin nasıl kazandırılacağına dair önemli örnekler. Buradan hareketle yeri de hazır aslında bu yapının. Orası Gemlik'tir. Son derece uygun bir yer. Orada Hukuk Fakültesi'ni ve Meslek Yüksek Okulu'nu kurduk. Bunlar varken mevcut yapıyı bölmek doğru değil" ifadelerini kullandı.

Kaliteli ve başarılı eğitim sürecinden ödün verilemeyeceğini vurgulayan Yurtkuran, aynı kampüste iç içe geçmiş fakültelerin bölünmesinin doğru olmadığını söyledi. Yurtkuran sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir kere şunu iyi anlaşılmasını istiyorum. Kaliteli ve başarılı eğitim sürecinden geri adım atılması diye bir şey düşünülemez. 35 yıllık bir emek, bir birikim ve onca kaynağı boşa harcamaya kimsenin hakkı yoktur. Burada iç içe geçmiş bir dizi kurumun bölünerek başa dönmelerini göze almamalıyız. Gelinen aşama küçümsenecek bir aşama değildir. Son 8 yılda yaptığımız çalışmalarla akreditasyon sorununu aştık. Fakültelerimizin bazılarında bu süreç devam ediyor. Ziraat Fakültesi'nin akreditasyonunu bir an önce tamamlamalıyız. Bunun yerine bölmeye çalışıyorsak yanlış yoldayız demektir.

Verdiğimiz diplomaların artık uluslararası geçerliliği olan diplomalar olması gerekiyor. Bir yandan bilim adamlarına, 'Üretken değilsiniz' deyip diğer yandan aşırı yük getirmek ne kadar doğru bir anlayış? Geçmişte yetişmiş eleman açığımızı tamamlamak için çok büyük çabalar sarf ettik. Şimdi başa dönüp yenilerini mi yetiştireceğiz? Bu zaman, emek ve çok büyük yatırımlar isteyen bir iş. Acil çözüm arıyorlarsa daha önce önlerine koyulmuş önerilere göz atsınlar. Orda Yüksek Teknik Enstitü modelini görecekler. Bursa'ya esasen teknoloji üreten kurum gerekiyor. Bu görüşleri en başından beri Çalışma Bakanımız Faruk Çelik ile paylaştım. Gemlik'te bunun için yola çıktık.

Buradan anladığım kadarı ile YÖK Başkanı, konuya sosyal bilimci gözü ile bakıyor. Ortaya konan çözümde bunun etkisi var. Oysa meselenin bir boyutu da üniversitelerimizin geldiği noktadır. Avrupa Birliği'ne ve kalite standartları açısından ABD'ye akredite olmuş Uludağ Üniversitesi'ni bölüp iki küçük ve gelişmekte olan üniversite yaparsanız zarar veririz.

Dünyada pek çok üniversite kalite rekabeti için birleşip güçlenirken, bizde tersi bir uygulamaya gidilmesi ilginç. Bunun yerine mühendislik fakültesinin akreditasyonunun sağlanması daha önemli. Eğer büyüklüğünden ötürü kumandası zor diyorlarsa bu ana kadar dört rektör bu işi yaptı. Kaldı ki iç içe geçmiş kurumları ayırmak daha kolay olur düşüncesi de ne kadar doğrudur? Kütüphanesi, yemekhanesi, laboratuvarları ortak iki ayrı yapı nasıl işler? Son söz olarak şunu söylemeliyim, üniversiteyi kim bölerse Bursa'ya ihanet eder. Yeni bir üniversite kurulmasına evet ancak bölünmeye ve küçülmeye kesinlikle hayır."
 

iha
Yayın Tarihi : 13 Nisan 2009 Pazartesi 16:33:20
Güncelleme :13 Nisan 2009 Pazartesi 16:44:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?