Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin bölünmeyle karşı karşıya kaldığını öne sürerek, "Üniter yapı, toprak bütünlüğü, bin yıllık kardeşliğimiz tehlike altındadır. Var olan Türkiye'nin suyu mu çıktı? Şimdi kalkmış yeni bir Türkiye'den bahsediyorsun. Yeni bir Türkiye acaba bölünmüş bir Türkiye mi olacak?" diye sordu.

Bursa'da Kent Meydanı'nda halka seslenen Bahçeli, 8.5 yıldır işsizliğe çözüm bulamayan hükümetin ısrarla temel atma törenlerine devam ettiğini belirterek, "Bunlar her şeyi milletin ve devletin sırtına yüklemişler; çocuklarından geçiminden tutun, seçim propagandasına kadar. Sayın Başbakan bugüne kadar ne yapılmışsa, 2002 yılında kendisinin dönemiyle başladığını iddia ediyor. Geçmişi inkar ediyor, cumhuriyetin kazanımlarını reddediyor, bugüne kadar eldeki kıt imkanlarla, zor şartlarla bu ülkeye hizmet etmiş olanları sıfırlamaya çalışıyor. Buna göre Atatürk dönemi yok, İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Ecevit dönemi yok. Buna göre yetiştiği ocak olan Erbakan dönemi dahi yok. Bir kibir, gurur içerisinde ne varsa kendisinin yaptığını söylüyor. Ortalıkta çıraklık, kalfalık dönemini yaşadığını şimdi de usta olmak için üçüncü döneme talip olduğunu söylüyor. Artık Recep Tayyip Erdoğan tükenmiştir, dağarcığı kurumuştur. Bu ülkeye yapacağı hiçbir şey kalmamıştır. Gitme zamanı gelmiştir" dedi.

Türkiye'nin bölünmeyle karşı karşıya kaldığını, geleceği karanlık bir hale sürüklendiğini belirten Bahçeli, "İmralı'nın yol haritası, Demokratik Toplum Kongresi'nin kararları doğrultusunda ülkeyi yönetmeye teslim olmuş bir haldedir. Çok büyük baş ağrılarıyla karşı karşıya kalmış, kendini aklamaya, paklamaya, yüce divandan kurtarmaya çalışıyor. Şimdi kalkmış zırvanın zirvesine gelmiş. Güya önümüzdeki dönemlerde BDP ile MHP koalisyon kuracakmış. Bugüne kadar yaptığı görüşmeler, müzakereler, iş birliğinden zor durama düşmüş bundan da iftiraya başlıyor. Sayın başbakan! Şu an için anayasa değişikliği istiyorsun. Bu, siyasi parti olarak düşüncen olabilir; ama nasıl bir anayasa istediğini açıkça milletimize anlat. Var olan Türkiye'nin suyu mu çıktı? Şimdi kalkmış yeni bir Türkiye'den bahsediyorsun. Yeni bir Türkiye acaba bölünmüş bir Türkiye mi olacak? Üniter yapı, toprak bütünlüğü, bin yıllık kardeşliğimiz tehlike altındadır. Son perdede en son oyunu oynamak niyetindeler. Türkiye'nin manzarası şu: Biraz terör, yeni bir tavizle yol alan PKK denen ihanet kuyusu, ama tavizi veren de Adalet ve Kalkınma Partisi. Dolayısıyla PKK ile bir gizli anlaşması olduğu anlaşılıyor. Her şeyi bölmeyi zihinlerine yerleştirmiş olanlar ekonomiyi de aynı hale getirdiler. Bugün ekonomi ikiyi ayrılmış, bir tarafta rant ekonomisi, diğer tarafta sadaka ekonomisi. Rantla beslenen AK Parti'nin yönetim kadrosu var" diye konuştu.

Bahçeli, vatandaşın sefalet içinde olduğunu, ama halkın oyuyla iktidar olmuş iktidar kadrolarının bir elinin yağda, bir elinin balda olduğunu ileri sürerek, "Şimdi cumhuriyetin lale devri, sülale devri yaşanıyor. Öbür tarafta ise yoksulluğa terk edilmiş garibanların bir Türkiye'si var. Bu rant ekonomisinden beslenenlerle Allah'ın izniyle hesaplaşacağız. Onların bir kısmı yargıya, bir kısmı yüce divana gidecek" dedi.

"İSTİHDAMA KATKI SAĞLAYANIN ELİNİ ÖPERİZ"

Okuyamayan gençlerin asgari ücretle çalışmak istediğini, ancak iş bulamadığını ifade eden Bahçeli, bir tarafta yoksulluk, bir tarafta işsizlik ve göç olduğunu, gençlerin arka sokaklarda heder olup cezaevlerine düştüğünü, MHP olarak bu sosyal yaraya çare bulacaklarını anlattı. Yoksul, kimsesiz, yetim, öksüz ve özürlülere öncelik vererek işsizlikle mücadele edeceklerini bildiren Bahçeli şunları söyledi: "İşsizlikle mücadelede işsizlere iş verenin elini öpmek MHP'nin görevidir. İstihdama katkı sağlayan iş

verenlerin yanındayız, ama haksız kazançla Türkiye'nin iliğini sömürenleri de mutlaka bundan vazgeçirteceğiz. Emeklileri rahatlatacağız. Ev hanımlarından tutun hayvancılıkla geçinenlere kadar komplike bir programla yola çıkıyoruz. Yüz çözümle, toparlanma ve onarım hükümeti olarak milletimizin hizmetine talibiz. Gelir dağılımındaki adaletsizlik gittikçe yaygınlaşıyor. Bir ülkede gelir dağılımındaki adaletsizlik en dip ile en yüksek arasında 8.5 kat olmuşsa sosyal patlama olur. Görüyorsunuz Arjantin'de,

ABD'nin bazı yerlerinde insanlar birden mağazalara saldırıyorsa bu, bir tarafta yiyenler, bir tarafta yiyemeyenlerin örtülü savaşıdır. Eğer ülkemizde bu olmuyorsa, elhamdülillah Müslüman halkımızın inancından kaynaklanıyor. Ama sayın Erdoğan, bunu kendine mal etme. Milli ve manevi kıymet hükümleri tahrip olduğunda isyana maruz kalırsa sen o zaman Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı durumu gör. 9 yılda yapamadıklarını 4 yılda çılgın projeler olarak ortaya sürüyor. Bunun altında gözü doymamışlık var.

İstanbul'un arazisini önce yandaşlarına palazlattırıyor. Her apartmanda bir AK Parti'linin hissesi olduğunu millet biliyor."

Seçimler öncesi paket demokrasisi yaşandığını kaydeden Bahçeli, "Seçim dönemi geldi. İşte Trabzon'da görüyoruz. Bu sadaka ekonomisi aynı zamanda paket demokrasisine dönüştü. Yoksulun iradesine ambargo konuluyor. Al paketi, çocuklarınla ye. Hatta paket gecikirse getirenleri azarla, 'niye geç kaldın' diye sor. Ama, al paketi, vur tokadı gitsin" dedikten sonra Hilal Kart projesinden bahsetti.