Ergene nehrinin kirlenmesinde hiçbir etkilerinin olmamasına rağmen en çok zararı Uzunköprü ilçesinin gördüğünü belirten Belediye Başkanı İşbilen, "Ergene Trakya'nın en büyük sorunu şu anda. Yıllar evvel sanayi toplumu mu tarım toplumumu ayrımına gelindiğinde sanayi toplumu kararını alındı. Trakya'nın en verimli arazilerin üzerine İstanbul'un istenmeyen sanayisi kaydırıldı. Deri ve Tekstil fabrikaları Ergeneyi bu hale getirdi. Bu fabrikalar atıklarını arıtmadan doğaya bırakmaları sonucu Ergene bu hale geldi. Ergene üzerinde insanların balık tuttuğu, yüzmeyi öğrendikleri zamanlar geride kaldı" dedi.

İşbilen "Ergene'deki suyun içerisinde ağır metaller var oksijen oranı yüzde 0-1 arasında ve içerisinde hiçbir canlı yaşamıyor. Çıkan sülfür gazından ne kadar etkilendiğimizi bilmiyoruz bölgemizde genç insan ölümlerine şahit oluyoruz. Toprak, su ve hava şu an zehirli durumda. Çorlu, Çerkezköy ve Muratlı daki sanayi su kaynakları üzerinde kurulu. Bu fabrikalar kullandıkları yer altı suyu bitince kirli sularını yer altına basmaktalar. Bu bir cinayettir. Bu kirliliğe dikkat çekmek için çeşitli eylemler

yaptık. Bizim 5 km ötemiz Yunanistan. Ergene nehrimiz biraz ilerde Meriç nehrine katılıyor ve Saroz körfezine dökülüyor. Şu an Uluslar arası bir kirlilik sorunu ile karşı karşıyayız. Pis koku nedeniyle nehrin üzerinden geçemiyoruz ve nehir şu anda kimyasal atıklar nedeniyle kızıl akıyor. Bu kirlilik sorunu bizim tek başına üstesinden geleceğim bir şey değil. Devletimiz bu kirliliği bir an önce durdurmalı ve fabrikalara gerekli yaptırımlar uygulanmalı" şeklinde konuştu.

İHA

Yayın Tarihi : 19 Kasım 2010 Cuma 14:21:04

Güncelleme :19 Kasım 2010 Cuma 16:23:02

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?

Yorumlarınız
velittin onnar IP: 94.122.203.xxx Tarih : 6.12.2010 16:26:29

ergenenin kirliliği konusunda fazla şey söylemeye gerek yok.çorludan sonra yaklaşık 200 km.lik ergene havzası düşünelim suyunda hiç bir canlı yaşayamıyor mikro organizmalar dahil ergeneye birkaç km. yaklaşmasak bile ki bence toprak su ve havaya karışan bu zehirler tabiki havzamızı ve belkide dahada uzaktaki yaşayanları etkisi altına alacaktır kahin veya hekim olmaya gerek yok temiz havayı solumak varken zehiri alırsak tabiki kanserde olacağız genç yaştada öleceğiz yeni nesiller de belki değil genelde sağlıksız doğacak ve yaşayacaklardır.bu yönü ile düşünecek olursak vah halimize. bu geçmiş politikanındı şimdiki politikacınındı .diye havanda su döğmek yerine kenetlenelim.iyi günde kötü günde .bu sorun türkiye cumhuriyeti sorunu. gelinen nokta belli yapılacaklarda belli.hükümetimiz görememişse görecekler vede en iyi şekilde başaracaklar başka alternatifi yok bu işin. taşın altına yeterki hep birlite el atalım.65 yaşındayım daha ne kadar yaşarım?ama önemli olan gelecek kuşaklarımız kaygım budur benim. sonuna kadar ergenemiz temizleninceye kadar isteyeceğiz onlar yapacaklar.bizler yardımcı olacağız biribirimizi denetleyeceğiz eğriye eğri doğruya doğru düsturumuz olsun bizimde kişinin:ayinesi iştir lafa bakılmaz sözü sloganımız olsun.bakalım.ve görelim.iyi günleri yakında görmek zorundayım . inşallah.

YAZARLAR