Romanların dünyasını fotoğraflamak isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği Kakava Şenlikleri bu yıl da oldukça renkli geçti. Ateşler yakıldı, kızlar gelinliklerini, erkekler damatlıklarını sandıklardan çıkardı...

Cemre, toprağa düşünce bambaşka bir heyecan yaşanır Trakya’da. Bu heyecan Edirne ve Kırklarelileri, en çok da burada yaşayan Romanları sarar... Günler öncesinden başlar şenliklerin hazırlıkları. Heyecan Mayıs’ın 5. günü doruğa ulaşır. Kakava ateşi yanar önce, alevler göğe yükselirken coşku bütün kente yayılır. Kakava, aslında Hıdırellez’in çingenelerdeki karşılığı. Yüzyıllardır süren bu kutlamaların merkezi Edirne’nin Sarayiçi semti olur genellikle. Bu yıl da öyle oldu. Sarayiçi Meydanı’nı dolduran yüzlerce insan, şenlik ateşinin yakılmasıyla beraber halay çekti, oyunlar oynadı. Alevler yükseldikçe Roman gençleri, daha da hareketlendi. İnsan boyunu aşan ateşin üstünden atlamaya başladılar sırayla. Tehlikeli gibi görünen bu eylem biraz da sağlık için yapılıyor. Kakava ateşinin üstünden 3 kere atlayan ve gecenin sabahında “durusu” dedikleri Tunca Nehri’nde yıkananların bir yıl boyunca hastalanmayacaklarına inanıyor Romanlar.

Şenlik ateşi her yıl daha fazla insanı topluyor etrafına. Önceleri sadece Edirne’den hatta şehrin sadece bir mahallesinden insanların katıldığı etkinliğe şimdilerde Türkiye’nin her tarafından gelenler oluyor. Özellikle Romanların dünyasını fotoğraflamak isteyen fotoğrafçıların son dönemde yoğun ilgi gösterdiği yerlerden biri Sarayiçi. Ama birçoğu asıl eğlencenin ateşin sönmesinden çok sonra başladığının farkında değil. Hava karardığında, Menzilahir Mahallesi’nde her evin önünde bir ateş yanıyor ve eğlence kaldığı yerden devam ediyor. Genç kızlar bugün için sakladıkları gelinliklerini sandıklarından çıkarıyor. Erkekler damatlıklarını giyiyor, tabii yakasına bir gül eklemeyi ihmal etmiyor. Her evin önünden bir müzik sesi yükseliyor. Yıllardır devam eden bu gelenekte değişen tek şey müzik. Eskiden darbuka ve klarnetle icra edilen müzik artık son model müzik setleri ve ses sistemleriyle yapılıyor. Ayrıca Roman havası da yavaş yavaş yerini kulüp müziklerine bırakıyor. Sabaha kadar süren eğlencelerin ardından yol yeniden Sarayiçi’ne düşüyor. Tunca Nehri’nin kenarına gelen Romanlar burada nehre giriyor. Gerçi bu yıl aşırı soğuk hava yüzünden bu ritüel atlandı. Güneş, yeryüzünü yeniden aydınlatmaya başladığında Sarayiçi’nden dönüş yolculuğu bir kez daha başlıyor. Ama bu kez ellerinde evlere bereket getirecek yeşil yapraklarla dönülüyor...