Trakya Üniversitesi Rektörü İnci, ödüllü müze için kitap yazdı

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci, 2004 Yılı Avrupa Müze Ödülü kazanan Sultan II. Bayezıd Külliyesi Sağlık Müzesi’ni el yazısıyla anlatan 50 sayfalık kitap yazdığını söyledi.

Prof. Dr. İnci yaptığı açıklamada, Sağlık Müzesi’nin (Darüşşifa) en büyük özelliğinin musikiyle hastaların tedavi edildiğini belirtti. 27 nisan 2004’te Strasburg’a giderek Avrupa Müze Ödülü’nü alacaklarını bildiren Prof. Dr. İnci, tanıtıcı kitabın katalog biçiminde tasarlandığını kaydetti.
Rektör Prof. Dr. İnci, ’’2004 Yılı Avrupa Müze Ödülü kazanan Sultan II. Bayezıd Külliyesi Sağlık Müzesi’ni el yazımla anlatan 50 sayfalık kitap yazmaya başladım. El yazısının ayrı ve özel bir anlamı olduğu için bunu tercih ettik. Kitap bitme aşamasına geldi. Ödül almanın sevinç ve heyecanını hala üzerimizde taşıyoruz. Bu alınan ödülün yanında Yunanistan’ın başkenti Atina’da da Avrupa Müzeler Formu Yarışması’ndan ödül alabiliriz. Bu yarışmanın sonucu 8 mayıs 2004’te belirlenecek.’’ Dedi.

27 Nisan'da Strasburg’daki büyük ödül törenine katılarak, coşku ve heyecanı yerinde yaşamak isteyenler için ’’kültür turizmi’’ kapsamında gezi düzenlediklerini bildiren Prof. Dr. İnci, ’’Strasburg’a bizimle gelerek o atmosferi solumak isteyenler, masraflarını kendileri tarafından karşılanmak üzere, bizimle bağlantıya geçebilirler’’ dedi. Prof. Dr. İnci, bu işin organizasyonunun bir tur firması tarafından yapılacağını kaydetti.

Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Sultan II Bayezıd tarafından, Osmanlı İmparatorluğu’nun 2. başkenti durumundaki Edirne’yi bir darüşşifaya (hastaneye) kavuşturmak amacıyla oluşturulan Sultan II. Bayezıd Külliyesi’nin temeli 1484 yılında atıldı ve 4 yılda tamamlandı. Bu geniş yapılar sisteminin 4 yıl gibi kısa sürede bitirilmesi ise Osmanlı İmparatorluğu’nun o dönemdeki teknik ve ekonomik gücünün göstergesiydi.

Külliye, büyükşehir ve ikinci başkent konumundaki, Edirne’yi, hastaneye kavuşturma amacıyla inşa edilmişti.

Her türlü hastaların kabul edildiği Darüşşifa daha sonraki yıllarda sadece akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği merkez haline dönüştürüldü. Dönemin hekimlik bilgilerinin yanı sıra tedavide, ’’su sesi’’, ’’müzik’’ ve ’’güzel kokular’’ kullanılmıştı.