3
Mayıs
2024
Cuma
EDİRNE

Yılan balığı paneli

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden 9 öğretim üyesinin katıldığı "Yılan Balığı ve Diğer Su Ürünleri" ile ilgili panel, Edirne'nin Enez ilçesinde yapıldı.


Enez Belediye Düğün Salonu'nda gerçekleştirilen panele, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Şükran Canik, Prof. Dr. Mustafa Alparslan, Doç. Dr. A. Adem Tekinay, Doç Dr. Uğur Özekinci, Yrd. Doç. Dr. Musa Bulut, Yrd. Doç. Dr. Sebahattin Ergün, Yrd. Doç. Dr. Özcan Özen, Dr. Araştırma Görevlisi Selçuk Berber, Öğretim Görevlisi M. Kemal Tutkun katıldı.

Konuşmacılar, Enez'de nesli tükenmekte olan yılan balığının ve diğer balıkların üretim açısından göllerin ve iklim koşullarının uygun olduğunu belirterek, balıkçıların bundan böyle yılan balığı, sazan, levrek, çipura gibi balıkları üretebileceklerine dikkat çekti.


Balıkçılar ise konuşmacıların kendilerine faydalı bilgiler verdikleri için teşekkür ederek, "Söyledikleriniz çok güzel. Ancak, bizler ekonomik sıkıntı içerisinde ekmek parası kazanmak için çeşitli zorluklarla karşılaşıyoruz. Saros Körfezi'nde trolların arasında ağlarımızı atarak, 1-2 kilo balık tutmak için zor şartlar altında mücadele ediyoruz. Sesimizi ve isteklerimizi yetkililere duyuramıyoruz" dedi.


Konuşmacılardan sonra söz alan eski Belediye Başkanı Abdurrahman Altuğ, teknik bilgiler vererek şöyle konuştu:


"Enez'de yılan balığı neden azaldı? Arkadaşlarımız bilimsel olarak açıkladılar. Öncelikle bu yılan balığı belli bir yaştan sonra tekrar Meksika Körfezi'ne göndermeliyiz ki oradan yavrular gelebilsin.Bugün artık Avrupa ve dünyadaki tedbir alınması yönündeki çalışma yapıldığını görüyoruz. 1960'lı yıllarda o zamanki sistemle demir kafesler içinde bu yılan balıkları muhafaza edilip, buradan Avrupa'ya ihraç ediliyordu. O dönemde, en az 300-400 ton civarında kapasite iken, daha sonraları tabii ki sadece yılan balığını kastediyorum, -diğer balıkları Gala Gölü, o zaman 10 bin dönümdü- şimdi 2 bin 500 dönüme düştü. Niçin düştü? Zaman içerisindeki çeltiklerdeki gübreler, Ergene Nehri'nin bir kolunun oraya bağlanması, oradan gelen ve dağlardaki usubatların olması ile bu hale geldi. 1960'lı yıllarda göller 4-5 metre derinliğinde idi. Oysa Yorga Miroğlu adındaki bir mühendise verilip, İpsala Devlet Su İşleri Şube Müdürü'nün emrine proje uygulaması veriliyor. Yorgo Miroğlu, 32 kilometrede açılan o kanalın her iki tarafını da 15 metre açılacağını ve taş konulacağını, onu yapmıyor. Ana Meriç Yatağı'nı doldurmak suretiyle suyun yüzde 85'ini Yunanistan tarafına kanalize ediyor. Geri kalan yüzde 15'i de bu tarafa kalıyor".
1963 yılından bu yana göllerin 30-40 santimetreye kadar düştüğünü belirten Altuğ, "O zaman için balıkçı arkadaşlar bilir. Göller açık tutulup, yılan balığı geliyordu. Burada büyüyebiliyordu. Bir bakıyorsun oldukça fazla balık var. Yaşam ortamını beğenmiyor çıkıyor. O yönden balıkçılarımız kooperatif işletiyorlar. 13-15 yılı projesizdi. 1998 yılında Tarım Bakanlığı proje yaptı. Öncelikle bunu özelleştirme kapsamı içersinde ihale etmek üzereyken, biz siyasi ağırlığımızı koyarak, aman dedik. Balıkçımız bizim aç kalır. Biz bunu bize doğru yapın, düzeltin öyle verin dedik. Ama Balıkçılık Kooperatifi'nin bunu uygulama olanağı yok" diye konuştu.

iha
Yayın Tarihi : 10 Mart 2008 Pazartesi 14:09:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?