3
Mayıs
2024
Cuma
GÜNCEL

Özok'tan hükümete eleştiri

Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Özdemir Özok, "Kamu yönetiminde görülen içki yasağı, helal gıda tüzüğü, ermiş kişi rüya yorumları, ulema ve fetva özlemleri gibi laik hukuk düzeniyle uzaktan yakından ilgisi olmayan kimi kavramlar ve benzerleri, mevcut siyasal iktidarın dokusuyla uyum sağlamaktadır" dedi.

Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Özdemir Özok, Kocaeli Barosu'nun 67. kuruluş yıldönümü ile Karadeniz ve Marmara Bölge Baro Başkanları toplantısı için geldiği İzmit'te, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kocaeli Barosu'nun Belediye İş Hanı'nda bulunan Sosyal Tesisleri'nde bir basın toplantısı yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Van'da yürütülen soruşturma sürecinde ve yargılama aşamasında, yargıyı etkileyecek yorum ve değerlendirmelerden özellikle kaçındıklarını belirtti.

Özok, "Van'da yürütülen soruşturma süreci ülkenin gündemini oluşturmuş, kimi hukuk dışı uygulamalar ve bir zanlının hayatına son vermesi, sonrasında ise Adalet Bakanı ve yetkililerin olaylara yaklaşma biçimi, yaşanan trajedinin boyutlarını açık bir biçimde ortaya koymuştur. Aynı il savcısının oradaki meslektaşlarımıza yönelik PKK'lı suçlamasına karşın o görevi sürdürüyor olması da, ülke adaleti bakımından çok vahimdir" dedi.

Özok, hükümetin, arkasına kamuoyu desteğini de alarak bankalar yasasının uygulamaları başta olmak üzere birçok alanda yıldırma politikası uyguladığını ileri sürdü. Özdemir Özok, 12 Eylül İhtilali'nin ülke demokrasisine zarar verdiğini ve böylece ülkenin insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ilke ve kavramlarından birer birer uzaklaştığını ve halkın özellikle örgütlenme özgürlüğü dahil kimi haklarının sınırlandırılarak geniş halk kitlelerinin politika dışına itildiğini savundu.

Özok, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu çarpık yapılanma bünyesinde demokratik ilke ve kurallara yer vermeyen ve toplumumuz için hiç de yabancı olmayan bir sivil toplum örgüt modeli olan tarikat ve cemaatlerin hızlı bir biçimde gelişmelerine uygun ortam ve iklim oluşturulmuştur. 12 Eylül anlayışının kökten budadığı, bir anlamda yok ettiği demokratik toplumsal yapıdaki mevcut boşluğu kendine özgü yaşam biçimleriyle doldurmaya çalışan bu örgütlenme modeli çok başarılı olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak 1983'ten sonra yapılan tüm seçimlerde siyaset, tarikat, cemaatler ve dini grupların yoğun etkisi altında kalmış ve iktidarı bu sivil örgütler oluşturmuştur.

Kuşkusuz bu siyasal yapı 'Allah'ın ipine sarılınız' buyruğuyla yola çıkan Turgut Özal ile başlamış olup din ulemasını referans alan Recep Tayyip Erdoğan ile sürdürülmektedir. Bunları bilmeden, görmeden, irdelemeden toplumumuza dayatılan yeni farklı modeli anlamaya ve algılamaya olanak yoktur. Aksi takdirde coşkulu söylemlerle AB savunuculuğu yapan, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti gibi insan aklının ürünü olan çağcıl değerleri savunan bir iktidarın aynı zamanda bu kurum ve kavramlarla asla örtüşmeyen, tamamen tanrı buyruğu olan ve bireyin inanç dünyasını aydınlatan kutsal din kurallarına sık sık gönderme yapmasını anlamak mümkün olamaz. Bu nedenle kamu yönetiminde görülen içki yasağı, helal gıda tüzüğü, ermiş kişi rüya yorumları, ulema ve fetva özlemleri gibi laik hukuk düzeniyle uzaktan yakından ilgisi olmayan kimi kavramlar ve benzerleri, mevcut siyasal iktidarın dokusuyla uyum sağlamaktadır."

Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Malatya Çocuk Yuvası'nda yaşanan olaylar, Şemdinli olayları ve Van'da yaşananlarla ilgili olarak komisyonlar kurduklarını, ülke barışını bozmaya çalışanlara prim verilmemesi gerektiğini söyledi.

.
Yayın Tarihi : 20 Kasım 2005 Pazar 16:06:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?