Türkiye'nin Batı'ya açılan kapısı olan Balkanlar'da kalıcı barışın sağlanması gerektiğini ifade eden Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, "Kalıcı barış ve istikrarın sürdürülmesi, bu bölgeye yönelik temel politikamızdır. Türkiye, Balkan ülkeleriyle her alanda ikili ilişkilerini geliştirmeye ve aktif bir biçimde bu ilişkilerde yer almaya kararlıdır" dedi.

Balkan ülkeleri arasında etkileşimin artırılması, siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliği konusundaki mevcut durumlarının tespiti amacıyla Tekirdağ Valiliği, Türk Asya Stratejik Araştırma Merkezi (TASAM) ve Namık Kemal Üniversitesi'nin düzenlediği "Uluslararası Balkan Kongresi" başladı. Namık Kemal Üniversitesi Pramit Salon'da gerçekleştirilen açılışa katılan Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, Türkiye'nin Balkanların ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Balkanlarda kalıcı barışın istikrar getireceğine değinen Devlet Bakanı Yazıcıoğlu, "Stratejik bir öneme sahip olan Balkanlarda ülkemiz arasından uzun bir geçmişe dayanan ve ortak yaşamından kaynaklanan tarihi, sosyal ve kültürel bağlar mevcuttur. Bu itibarla Türkiye Balkanların ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye'de kendileri veya ataları Balkanlardan gelen vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bu vatandaşlarımızın Balkanlarda akrabaları yaşamaktadır. Dolayısıyla Türkiye ile Balkan ülkeleri ve milletleri arasındaki sıkı ve canlı ilişkiler mevcuttur. Balkanların yeniden şekillendiği son günlerde bu bölgeye yönelik istikrar arayışları ve işbirliği girişimlerinde aktif rol almak, bunun yanı sıra güçlü tarihi, kültürel ve insanı bağlarla bağlı bulunduğu bölge ülkeleriyle ikili ilişkilerini mümkün olan her alanda olabilecek en güçlü düzeyde tutmak Türkiye için önem taşımaktadır" dedi.

YAZICIOĞLU: "BALKAN ÜLKELERİYLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEYE KARARLIYIZ"

Türkiye'nin Balkan ülkeleriyle her alanda ikili ilişkilerini geliştirmeye ve aktif bir biçimde bu ilişkilerde yer almaya kararlı olduğunu belirten Yazıcıoğlu, "Batıya açılan kapımız olan Balkanlarda yolunun, siyasal-fiziksel bakımdan kesintisiz işlerliğini sağlamak ve bölgede kalıcı barış ve istikrarın sürdürülmesi, bu bölgeye yönelik temel politikamızdır. Türkiye, Balkan ülkeleriyle her alanda ikili ilişkilerini geliştirmeye ve aktif bir biçimde bu ilişkilerde yer almaya kararlıdır. Bu kararlılığın,
uluslararası gelişmelerin ortaya çıkardığı bölgeye yönelik tüm barışı koruma misyonlarında görev almak suretiyle de teyit etmektedir. Balkanlar hakkında doğru ve objektif bilgi sahibi olmak, Balkan milletleri arasında önyargıyı ortadan kaldırmak, bölgeye yönelik stratejik vizyon geliştirmek, bölgede barış, demokrasi ve istikrarın inşası sürecinde katkı sağlamak, özellikle Balkan milletleri ile sıkı etkileşim-iletişim içinde bulunmak gerekir" şeklinde konuştu.

Balkan Kongresi'nin ev sahipliğini yapan Tekirdağ Valisi Aydın Nezih Doğan ise bölgenin jeo-stratejik konumunu halkların yararına kullanmayı arzuladıklarını ifade ederek, "Aslında küreselleşme ile birlikte yaşanmakta olan iktisadi hayat ferahın yayılması ve sermayenin aradığı istikrarın oluşturulması gerektiğine açık bir işaret teşkil etmektedir. İstikrar, önce barış demektir. Barış ise sosyal ve ekonomik refah anlamına gelmektedir. İşte tam bu noktada biz bölge yöneticilerinin sorumlulukları ortaya çıkmaktadır. Biz yöneticiler, bölgede yaşayan insanların ekonomik durumlarının iyileştirilmesini, refah seviyelerinin yükseltilmesini temel hareket noktası olarak kabul etmekteyiz. Bölgenin jeo-stratejik konumunu, halklarımızın yararına kullanmayı arzulamaktayız. Dünyada giderek büyümekte olan pastadaki payımızı, artan ölçüde yükseltmek istemekteyiz. Tekirdağ'ın mevcut yüksek tarımsal ve sınai üretim kapasitesine, bir de transit merkez olmak gibi bir uluslararası bir misyon yüklendiğinde, bir Balkan bölgesi olarak çok güçlü olarak temsil edeceğini düşünüyorum" diye konuştu.

TASAM Başkanı Süleyman Şensoy ise "Günümüzde Balkan ülkelerinde yaklaşık 1.5 milyon Türk ve toplam 9.5 milyon Müslüman yaşamaktadır. Balkanlardan Anadolu'ya yaşayan göç dalgası günümüz Türkiye'sinde yaklaşık 7 milyon olarak tahmin edilen Balkan kökenli bir nüfusu ortaya çıkarmıştır. Balkanlar derin tarihsel ve sosyo-kültürel bağlar ile ekonomik ve siyasal ilişkiler bakımından Türkiye için son derece önemli bir bölgedir" dedi.

Açılış konuşmalarının ardından Balkan ülkelerinden 49 bilim adamının yanı sıra, Balkan kökenli pek çok sivil toplum kuruluşun da katıldığı Balkan Kongresi başladı. Kongrenin ilk konuşmasını Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Aydın Babuna, "Boşnaklar ve kimlikler: Değişim ve süreklilik" konusu ile yaptı. Kongrede "Balkanlar'da Kimlik ve Milliyetçilik", "Balkanlar'da Barış ve Demokrasinin tesisi", "Avrupa Birliği ve Balkanlar", "Balkanlar'da Karşılıklı Göçler", "Balkanlarda Türk ve Müslüman Topluluklar", Osmanlı mirasının yanı sıra Balkanlardaki "ortak miras" konuları tartışılacak. Kongre iki gün sürecek.