17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Sevgili Hrant Dink!

Sanırım Hrant Dink adını hemen hemen herkes birkaç senedir devamlı duymakta. Onu AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak tanıyorsunuzdur muhtemelen. Ama eminim ki, 1996 senesinde bu gazete çıkmaya başlamadan Hrant’ı Beyazadam Kitapevi sebebiyle tanıyanlarınız da vardır.
                       
Hrant Dink... Tanımıyorsanız tanıyın. Dünyanıza dünyalar katacak bir insandır. İnsan adamdır. Benim can dostum Hrant’a hep şöyle derim: “Sen dünyanın en ‘güzel’ insanısın!”
 
AGOS gazetesinin çıktığı günden beri gönüllü destekçilerindenimdir. Hayatımda en severek yazdığım yazılarımdan biri de bu gazetede yayınlanmıştır, bundan dolayı da gurur duyarım.
 
AGOS gazetesi Türkiye’de çıkan ilk ve tek Ermenice – Türkçe gazetedir. Diğer gazeteler sadece Ermenice yayınlanır bilindiği gibi. Hrant ve ekibi hoş bir misyona imza atmışlar, genelde içe dönük bir yapıya sahip olan Ermeni cemaatini hepimizle buluşturup, içlerine girmemize, onları daha yakından tanımamıza aracı olmuşlardır.
 
AGOS gazetesi koleksiyon niteliği taşıyan bir yayın organıdır bence. Yıllık ciltlerini almayı pek severim. Atmaya kıyamadığım ve biriktirdiğim tek gazete AGOS’tur. Bir rehber olarak çok yararlanmışımdır daima. Sadece günlük olaylar, politika, Ermeni cemaati haberleri değil, son derece kaliteli kültür ve sanat politikasıyla benim gibi pek çok kişinin de hayatının olmazsa olmazlarındandır AGOS Gazetesi.
 
Hrant herkesin, özellikle de medyanın her zaman başvuru kaynağıdır. Ermeni cemaatiyle ilgili her türlü konu, olan olaylar, yurt içinde ve yurt dışındaki gelişmeler hep ondan sorulur. İlk ona danışılır. Televizyon programlarına davet edilir, gazeteler demeç ister. Kendisi de yazar, yazar, yazar, konuşur, konuşur, konuşur. Hemen hemen her çağrıldığı konuşmaya gider. Konferanslar verir. Bıkmaz, usanmaz.
 
Ben çok şahit olmuşumdur Hrant’ın uzlaşmacı kişiliği sebebiyle pek çok kereler eleştiri oklarının hedefi olduğuna. Hrant abuk sabuk ön yargılara karşı her zaman bıkmadan, usanmadan ve yılmadan savaş verdi. Gün geldi diasporadan, gün geldi cemaatten ve pek çok zaman da içimizdeki belli bir kesimden eleştiriler aldı.
 
Benim her zaman en çok takdir ettiğim tarafı, (Rıdvan Akar’ın Radikal Gazetesi’ndeki 14 Mart 2004 tarihli yazısında da değindiği gibi) devlet ve resmi çevrelerde, milliyetçi/muhafazakâr kesimlerden kaynaklanan önyargılara karşı vermiş olduğu mücadeledir.
 
AGOS Gazetesi 26 Şubat 2004 Perşembe günü bir saldırıya uğradı. Bir Türkiye gazetesi! Olacak şey değil diyemedim ve şaşırmadım. Gerçi her zaman bazı tehditler vardı bildiğim kadarıyla, ama ciddiye alınacak şeyler değildi. Bu seferki ağır ve çirkin bir olaydı. Nefretle kınıyorum ama beklemiyor da değildim böyle bir ahlâksızlığı. Son zamanlarda Hrant hangi televizyon programına çıksa, karşısına kudurmuş gibi, neredeyse ağzından salyalar akarak ona saldırmak için hazır bekleyen birileri vardı. Saldırıya da geçiyorlardı. Hrant bunları başarıyla püskürtüyordu her seferinde.
 
AGOS gazetesinde yayınlanan Sabiha Gökçen ile ilgili iddialar ve özellikle de Hürriyet Gazetesi’nin bunu manşete taşıması olayları kızıştırdı. Sanki memleketin namusu elden gitmişti. İnanılmaz bir rezillik sergilendi pek çok çevre tarafından. Sanki Ermeni olmak suçmuş gibi davrandı bazıları. Ben kendi adıma çok utandım olanlardan, yapılanlardan, yazılan ve söylenenlerden. Yüzüm kızardı. Kendimi çok kötü hissettim.
 
Birileri bu olaya çanak tuttu. Türk tarihini ve Anadolu topraklarının binlerce yıllık geçmişini sadece Osmanlı’dan ibaret sanan bir cahil ve kültürsüzler ordusu da sarıldı kaleme. Yazılanlar, çizilenler, söylenenler rezillik boyutlarına ulaştı zaman zaman. Kimsenin anlam veremediği bir süreç başladı. Doğru ve güzel bir şeyler yazanların yazıları biraz gümbürtüye gitti, hatta hafif kaçtı. Birileri gerçek yüzünü göstermeye başladı. Hatta bir zamanlar Türkiye’nin en prestijli gazetelerinden birinde bir kişi okuduğunu anlamaktan aciz bir şekilde, Hrant’ın aslında pek de güzel olan bir yazısının orasından burasından alıntılar yaparak olayı tırmandırdı.
 
26 Şubat 2004 Perşembe günü AGOS Gazetesinin önünde ülkücüler bildiriler okumaya, Hrant Dink’e yönelik ölüm tehditleri içeren sloganlar atmaya başladılar. İşin en ilginç yanı ise, bu ‘izinsiz’ gösteriye ve atılan tehdit sloganlarına rağmen polisin müdahale etmemesi. Orada onca televizyon kanalının çekim yapmasına rağmen bu haberin kamuoyuna yansımaması. Gazetelerde bu vahim olaya yer verilmemesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin ve Çağdaş Gazeteciler Derneğinin herhangi bir basın açıklaması olmaması...
 
Bütün bunlar çok düşündürücü. Benim en vahim bulduğum konu ise, vatan sevgisinin kimlere kaldığı! Bunlara mı kaldı? Ayrıca bunlar vatanperver falan değil, hepsi vatan haini. Nasıl oluyor da vatan sevgisini kendi tekellerinde görme hakkına sahip oluyorlar? Keşke bunların hepsinin toplam vatan sevgisi Hrant’ın Türkiye sevgisinin milyarda biri kadar olsa!
 
Yazıklar olsun! Bu memleket hiç mi tarihten (özellikle yakın geçmişten) ders almayacak?
 
Hrant, canım, can dostum, dünyanın en ‘güzel’ adamı! Sen doğru bildiğini yapan, düzgün, adam gibi bir adamsın. Senin o kocaman yüreğini biz hepimiz biliyoruz. Doğru bildiğin yolda devam et. Biliyorsun ki, yalnız değilsin!
Yayın Tarihi : 14 Mart 2004 Pazar 23:25:31
Güncelleme :14 Mart 2004 Pazar 23:46:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
SAYIN NÜKHET EVERİ BİZDE YALNIZ DEĞİLİZ IP: 85.98.145.xxx Tarih : 1.11.2005 18:51:05
HRANT DİNKLE BU KADAR SAMİMİYETİNİZ İLGİNÇ DOĞRUSU.LAFA GELİNCEDE ÇAĞDAŞ ATATÜRKÇÜ DEMOKRAT GEÇİNİRSİNİZ.HRANTIN BİR MAKALESİNDE "ZEHİRLİ TÜRK KANI" DİYEREK BAHSETTİĞİ YAZISINDAN DOLAYI CEZA ALDIĞINI UNUTMAYIN.HEM DEMOKRASİDEN BAHSEDERSİNİZ AMA BAĞIMSIZ MAHKEMELERİN KARARLARINA KARŞI SUÇ İŞLEYEN KİŞİLERE "DEVAM ET YALNIZ DEĞİLSİN "DİYORSUNUZ.SİZDE ŞUNU UNUTMAYIN BİZ DE YALNIZ DEĞİLİZ... TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN.TÜRKÜN EKMEĞİNİ YİYİPTE ONA İHANET VE HAKARET EDENLERİ İSE KAHRETSİN... ULU ÖNDERİMİZ ATATÜRKÜN DEDİĞİ GİBİ "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

zeki kartal IP: 82.226.55.xxx Tarih : 1.11.2005 18:11:59
Sayin Nukhet hanim,gazetenizin varligini bugun tesadufen buldum.Tahmin ediyorum bu yazinizdan dolayi epeyi elestiri (kimin tarafindan olacagini cok iyi biliyoruz)alacaksiniz.Bos verin boylelerine emin olun sizin gibi yazarlarin bu ulkede olusu bizler icin bir serefdir. hosca Kalin zeki kartal

eren IP: 85.99.4.xxx Tarih : 21.07.2006 20:42:03
"Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur." Agos, Şub. 13, 2004 "EŞŞEK" kelimesi kendi başında sadece bir hayvan adıdır. Ancak bunu bir kişiye yada topluluğa karşı söylerseniz hakaret etmiş olursunuz. Olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek ifade özgürlüğü olamaz yani hırsız olmaya hırsızdır diyemezsiniz. Bende bir Türk'üm şimdi benim kanım zehirli mi ? Yazık H.dinke ve sizin gibi destekçilerine. doğru bildiği yolda ilerlesinmiş alayınızı Allah bildiği gibi yapsın! MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR! K.Atatürk