25
Nisan
2024
Perşembe
ANASAYFA

JAPONLAR ve TÜRKLER...

ASYA kökenli iki millet, Japonlar ve Türkler...
Biri, üzerine atom bombası atıldıktan sonra teknolojiyi yakalamış; dünyaya meydan okuyor, diğeri Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana hala iç kavgalarla yaşıyor. Birindeki insanlar “Önce devletim, sonra müessesem, sonra ben” diyor, diğerinde sadece “Hep bana, rabbena” türküleri söyleniyor. Biri ne yazısını değiştirmiş, ne kültüründen ne de inancından taviz vermiş, diğerinin “İlericilik” aldatmalarıyla neredeyse geçmişle bağı kalmamış, batının oyuncağı olmuş.

İşte bütün bunları görüp de uzak doğuda yaşayan çekik gözlü minyon Japonlara imrenmemek olur mu? Bilmiyorum.

Geçtiğimiz hafta içinde, 12 Kasım depreminden bu yana ülkelerinden 8 defa Türkiye’ye gelerek Düzce’de çalışan Japon Akademisyenler ile tanıştım. İçlerinde en yaşlı olan Tokyo Teknik Üniversitesinde görevli Profesör Shigeru Kakumoto depremden hemen sonra heyet olarak Düzce’ye geldiklerini ve yardım teklifinde bulunduklarını söyledi. Kendilerine olumlu yaklaşılması üzerine mutlu olup çalışmaya başladıklarını bildirdi.

Japonya’dan kalkıp, Düzce’de bu insanlar ne yapıyorlar? Diye düşünürseniz hemen anlatayım:
Kobe depreminin ardından, bu şehir için geliştirilen bir projeyi Düzce’ye uyarlamaya çalışıyorlar. Kısacası; kentin tüm bilgilerini kendi hazırladıkları bir yazılım programında değerlendirerek Düzce’nin yeniden yapılanmasında çalışacaklara zemin oluşturuyorlar. Japonlar, neredeyse şehrin tüm cadde ve sokaklarındaki tüm binaları bu programa yüklemiş. Prof. Kakumoto “Bu bilgilerin ışığı altında hem Valilik, hem de Belediye yetkilileri Düzce ile ilgili daha doğru kararlar verebileceklerdir” diyor.

Uzak doğunun güzel insanları ile konuşurken, yukarıda saydığım onların özellikleri aklıma geliyor. Aradaki, tercümanımız Chiekoa aracılığı ile duygularımı aktarıp, takdirlerimi ifade ederken “Biz Japonları seviyoruz” diyorum.

Bu söz üzerine Japon dostlar duygulanıyor...
Beyaz saçlı, güleç yüzlü Kakumoto bu defa, “Biz de sizi seviyoruz. Çünkü, sizler de bizler gibi Asyalısınız. Binlerce yıl önce bizim atalarımız da doğuya gitmek yerine batıya gitselerdi, bizim atamız siz olurdunuz. Ülkemizin Türkiye ile her alanda işbirliği yapmasını arzu ediyoruz” diyor. Japon Akademisyenler arasında bulunan genç bir Profesör yerinden kalkıp bilgisayarda bir dünya haritası açıyor. Ancak, Japonya’dan başlayarak Türkiye’yi de kapsayan renklendirme dikkatimi çekiyor.

Japon Akademisyenlerin; “Bu haritada bulunan ülkeler neden Asya Birliğini oluşturmasın. Sizin ülkenizde üretilen mallar, neden Avrupa’ya satılmasın?” şeklindeki sözleri yüreğimi hoplatıyor. Bu defa, yıllardır girmeye çalışıp da rencide edildiğimiz Avrupa Birliği aklıma geliyor. Sonra da, ülkenin kalkınması için ne Amerika’nın ne de Avrupa’nın bize iyi bir model oluşturmadığını düşünüyorum.

Bence; Ülkemizin kalkınması için, tam anlamı ile Japon modeli gerekiyor...
Yayın Tarihi : 2 Mayıs 2004 Pazar 16:04:40
Güncelleme :14 Mayıs 2004 Cuma 16:06:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
göktürk özge IP: 88.232.65.xxx Tarih : 18.08.2006 13:04:37
Bende yazara katılıyorum fakat bizle birliktre bir asya birliği oluşturulacaksa bu ülkelerle avrupa birliği seviyesine ulasamayız belli baslı ülkeler var; onların dısında gerek eğitim gerek ekonomi açısından pekte ak bir kıta değil asya ama öncü ülkelerin(türkiye,japonya,çin)gayretleri ve birleştirici özellikleri sayesinde bir asya birliği neden olmasın.