Tarihi tecrübelerimiz bize göstermiştir ki bilim ve fikir adamlarına sahip toplumlar aydınlanır. Siyaset adamlarına sahip toplumlar da dünya milletleri arasında ön plana çıkarlar. Ve askeri kahramanlara sahip toplumlar da varlıklarını korurlar.
Buna, çöken Osmanlı Devleti’nden modern Türkiye’nin doğuşu en iyi örnek olsa gerek. Bu tarihi olayın lideri şüphesiz ki Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Bundan önceki makalemizde Ermeni Diasporası’nın yalanlarını tarihi süreciyle aktarmıştık. Rahmetli Atatürk 1919 tarihinde Samsun’dan sonra Havza’ya geçişinde Ermenilerle ilgili aşağıda sadeleştirilmiş şeklini sunacağımız telgrafı İstanbul’daki Harbiye Nezareti’ne (Milli Savunma Bakanlığı) çekmiştir.
Havza’dan Harbiye Nezareti’ne gönderilen şifre:
“Sivas ve civarında bulunan Ermenileri ve sonradan gelen mültecileri tehdit edecek hiç bir hadise olmamıştır. Ne Sivas’ta ve ne de civarında endişe edecek bir durum yoktur. Herkes sükut içinde işiyle gücüyle meşguldür. Bu durumu kati surette temin ve arz ederim. İngiliz notasının kaynağı bilinmektedir. İzmir ve Manisa’nın işgali haberi çok üzücü olmuştur. Müslüman halkın toplanması Hristiyanlara zarar vermek gayesiyle değildir. İtilaf Devletleri milletimizin hukuk ve istiklaline sadık kaldıkça, millet devletten emin bulundukça gayr-i müslim unsurların endişe edecek hiç bir sebebi olamaz.
Bu konuda devlete karşı her türlü hukuklarını taahhüt ederim buna inanılmasını da istirham ederim. Fakat istiklal ve milli mevcudiyetin imhası ve hayatımızı tehlikeye atacak işgale kalkışma gibi, İzmir bölgesinde görülen fiili durum, ne halkın heyecanını ve ne de milli tezahüratı durdurmaya, ne benim ve ne de başkasının gücü yetmez. Bu yüzden olacak hadiseler karşısında mesuliyet alabilecek ne kumandan, ne mülkiye memuru ve ne de hükümeti düşünemiyorum.” 1
3 Haziran 1919
Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişi
Mustafa Kemal
Fazla söze hacet kalmadan Atatürk’ün hem Ermeni ve diğer gayr-i milli unsurlarla ve hem de ulusla ilgili fikirlerini kendi kaleminden vermiş olduk.
Daha engin bilgi ve belgelerde buluşmak dileğiyle.
KAYNAK:
1-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, HR.SYS.2606/2-3