23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Osmanlı Devleti ile Açe İslam Sultanlığı İlişkileri



Bugün Endonezya’nın özel otonom bölgelerinden biri olan Açe, kuzeyden ve doğudan Malaka boğazına, batıdan Hint Okyanusu, güneyden Sumatra’nın orta kesimlerine komşudur.

Yüzölçümü 55.392 km2 nüfusu üç milyon civarında olup merkezi Benderaçe’dir (Banda Aceh) En önemli yerleşim merkezleri, batı sahilinde Mölaboh, Tabaktuan ve Sinkil, kuzeyde Sigli, doğu sahillerinde ise Simpang Ulim ve İdi şehirleridir.

Açe toprakları dünyanın en büyük doğal gaz çıkarılan bölgelerinden biridir. Yeraltı kaynakları arasında bulunan petrol, kalay, altın, platin demir ve boksit rezervleri oldukça fazladır. Tarım arazileri oldukça verimli olan bu topraklarda yetişen başlıca tarım ürünleri arasında baharat, kauçuk, hindistan cevizi ve kahve sayılabilir.

Açelilerin menşei hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Hindistan ve Malaya gibi yakın komşularıyla diğer ada topraklarından gelen insanların oluşturduğu melez bir toplumdur. Açeliler dört büyük kabileye ayrılır. Bunlara Arapça kökenli (kavm) kawöm denmektedir.

Açe bölgesinde ilk müstakil devlet XIII. yüzyılda Müslümanlar tarafından kurulmuştur. 1292 yılında Açe’yi ziyaret eden Marco Polo, doğu sahiline yakın Peureula’da oturan müslüman bir hükümdardan bahsetmektedir. Bunun Sumadra-Pase Sultanlığı olduğu bilinmektedir. Bu sultanlıktan bugüne Arapça ve Malayca yazılı mezar taşları ve sikkeler kalmıştır.

1511 yılında Portekizliler Malaya’yı ele geçirince bu sultanlık yıkıldı. Ancak 1521 yılında Ali Mugayet Şah (ö.1530) tarafından Portekizlilere karşı verilen mücadeleler sonundu Açe İslam Sultanlığı kuruldu. Kendisinden sonra oğulları Selahaddin ( 1530-1537) ve Alaeddin Riayet Şah (1537-1571) babalarının kurduğu bu sultanlığı daha da geliştirdiler.

Bu genel bilgileri verdikten sonra, Osmanlı Devleti ile Açe İslam Sultanlığı arasındaki ilişkileri Osmanlı Arşivi belgelerinde bulmaktayız. Ali Mugayet Şah’ın ölümünden sonra Malaya’ya yerleşmiş olan Portekizliler Açe’ye devamlı saldırdılar. Bu saldırılardan bıkan Alaüddin Riayet Şah, devrinin süper gücü olan Osmanlı Devleti’nden yardım istemek için elçisi Hüseyin’i İstanbul’a gönderdi. İstanbul’a gelen elçi seferde (Zigetvar) olan Padişah’a ulaşamadı. Ve Sultan Süleyman’ın ölüm haberi üzerine yeni Padişahın tahta çıkmasını bekledi. Yeni tahta çıkmış olan II. Selim Han elçiyi huzura kabul etti.

Bundan sonraki ilişkileri Osmanlı Arşivi’nde bulunan belgelerden sunmaya çalışacağım. XVI. yüzyıl diliyle yazılan bu fermanların okurlarımız tarafından daha iyi anlaşılması için özetlerini sunmayı uygun buldum.

“Açe Padişahı Sultan Alaeddin’in Portekizliler’in müslümanlara saldırılarda bulunduklarını bildirip yardım talep etmesi üzerine Bender-I Süveyş’den on beş kadırga ve iki barçanın yeterli miktarda asker ve levazım ile Açe’ye gitmek üzere görevlendirilip gemilere ve askerlere Kurdoğlu Hızır’ın başbuğ tayin edildiği; görevli herkesin münasip göreceği şekildi hizmette bulunması ve emrindekilerden kendisine itaat etmeyenlerin hakkından gelinmesi” 1
Hicri 17 Rebiu’’l-evvel sene 975-Miladi 21 Eylül 1567

Mısır Beylerbeyine yazılan ferman:
“Açe Padişahı Sultan Alaeddin elçi ve mektup göndererek Portekizliler’in müslümalara saldırılara bulunduklarını bildirip yardım talep ettiğinden, Süveyş’de bulunan donanmadan on beş kadırga ve iki barçanın donatılıp içine yeteri kadar top, silah ve mühimmat ile cenkçi vs. asker konulması ve askerlerin bir yıllık zahire ve mevaciplerinin de tedarik edilerek başbuğ tayin olunan Kurdoğlu Hızır Kaptan’a teslim edilmesi, erzak kadırgalara sığmazsa barçalara yüklenerek gönderilmesi; barçaların dönüşte baharat yükleyip getirmeleri; Açe Padişahının adamlarına da memleketlerine götürmek üzere Mısır’dan bakır, at, silah vs. satın almak isterlerse engel olunmaması.” 2
Hicri 17 Rebiu’’l-evvel sene 975-Miladi 21 Eylül 1567

Kurdoğlu Hızır Kaptan’a yazılan ferman:
Kurdoğlu Hızır Kaptan’ın Açe Padişahı Sultan Alaeddin’den gelen yardım talebi üzerine, yardıma gidecek gemilere ve gemilerde bulunan askerlere kaptan ve başbuğ tayin olunduğu; bu sebeple gerekli hazırlıkları yapıp mevsimi geldiğinde Açe’ye gidip Açe Padişahına O’nun uygun göreceği şekilde hizmet edip karşı gelmekten sakınması ve maiyyetindeki askerleri de iyi zabdetmesi; ayrıca hizmette üstün gayret gösterenlere de istihkaklarına göre tevcihatta bulunması.” 3
Hicri 23 Rebiu’l-evvel sene 975-Miladi 27 Eylül 1567

Yemen Beylerbeyine ferman:
“Açe Padişahı tarafından İstanbul’a gönderilen elçi dönüşte Yemen, Cidde ve Aden’den at, silah, bakır vs. eşya alıp götürmek isterse kendisine engel olunmaması ve gereken yardımın yapılması.” 4
Hicri 23 Rebiu’l-evvel sene 975-Miladi 27 Eylül 1567


Mısır Beylerbeyine yazılan ferman:
“Açe Padişahının talep ettiği dülger, demirci, kalafatçı, nakkaş vs. sanatkarların elçi ile birlikte gönderilmesi.” 5
Hicri 23 Rebiu’l-evvel sene 975-Miladi 27 Eylül 1567

Mısır Beylerbeyine yazılan ferman:
“Mısır kullarından kendi iradeleriyle Açe taraflarına gitmek isteyenlere engel olunmaması.” 6

Hicri 23 Rebiu’l-evvel sene 975-Miladi 27 Eylül 1567

Rodos Beyine ferman:
“İstabul’a gelen Açe elçisi kadırga ile Mısıra gitmek üzere yola çıkarıldığı;Rodos’a geldiğinde kedisine Rodos Beyi tarafından bizzat eşlik edilip sağ salim Mısır’a ulaşması.” 7
Hicri 23 Rebiu’l-evvel sene 975-Miladi 27 Eylül 1567

Mekke-i Mükerreme Şerifi’ne ferman:
“Açe Padişahının adamlarına erzak ve su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi ve yanlarına kılavuz verilmesi hususlarında Mekke Şerifi tarafından yardımcı olunması; ayrıca Açe Padişahı için at alıp götürmek istediklerinde kimsenin kendilerine mani olmaması.” 8
Hicri 17 Rebiu’’l-evvel sene 975-Miladi 21 Eylül 1567

Mısır Beylerbeyine yazılan ferman:
“Açe Padişahının elçisi İskenderiye’ye ulaştığında iskele vs. yerlerde kendisine, adamlarına ve özel eşyalarına eminler veya başka kimseler tarafından müdahele edilmesine izin verilmemesi.” 9
Hicri 16 Rebiu’’l-evvel sene 975-Miladi 20 Eylül 1567

Açe Padişahına yazılan name-i hümayun:
“Açe Padişahı Alaeddin’in İstanbul’a elçi olarak gönderdiği Vezir Hüseyin’in getirdiği mektubun alındığı ve Açe tarafındaki durumlardan haberdar olunarak müslümanların uğradığı zulümden kurtarılmaları için gerekli yardımda bulunmak üzere İskenderiye Kaptanı Kurdoğlu Hızır’ın kumandasında levazım ve mühimmatları ile on beş kadırga, iki barça ve yeteri kadar asker ile topçu görevlendirildiği, gemiler ve askerler Açe’ye ulaştığında düşmanın hakkından gelmek için gerekli gayretin gösterilmesi ve oraların durumu hakkında bilgi göndermeye devam edilmesi.” 10
Hicri 16 Rebiu’’l-evvel sene 975-Miladi 20 Eylül 1567

Açe’de müslümanlara Portekizlilerin yaptığı zulümleri engellemek için yola çıkan Osmanlı Filosu aldığı bir emirle Kızıldeniz’de kalmak zorunda kaldı. Çünkü Yemen’de Zeydiler isyan etmişlerdi. Bu isyanı bastırmak üzere Yemen’e yöneldiler. Bu konudaki ferman şöyledir:

Açe Padişahının Elçisi Hüseyin’e ferman:
“Hindistan taraflarına gönderilecek olan Donanma-yı Hümayun’un Yemen’de çıkan isyan nedeniyle bu sene tehir edildiği; isyan bastırıldıktan sonra gönderileceği.” 11
Hicri 12 Receb sene 975-Miladi 22 Ocak 1568

Ertesi yıl Yemen isyanı bastırıldı. II. Selim Han Açe’ye gönderdiği gemi ve askerlerle birlikte orada okunacak bir hutbe sureti de gönderdi. Bu hutbe sureti o tarihten itibaren XX. yüzyıl başlarına kadar Açe’de her Cuma hutbesinde okunmuştur.
Açe’ye giden Osmanlı heyeti ve askerlerin çoğu orada yerleşerek bir Türk köyü kurmuşlar. Ancak yerli halk ile yapılan evlilikler sonucu Türkçe’yi unutmuşlardır. Bu ilişkiler 1873 yılında Hollada’nın Açe’ye saldırısına kadar devam eder. Osmanlı Devleti Hollanda’ya bir nota verir.

Açe,1845 yılında Endonezya’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle bu devlete bağlanmıştır. Fakat hürriyet mücadeleleri halen devam etmektedir. Açe şimdi hayatta kalma savaşı veriyor ve yine Osmanlının torunlarından yardım bekliyor.

Daha engin bilgi ve belgelerde buluşmak dileğiyle.

Dipnotlar

1-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:233. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.118.
2-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:234. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.119.
3-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:236. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.120.
4-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:237. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.121.
5-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:238. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.122.
6-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:239. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.122.
7-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:240. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.122.
8-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:242. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.123.
9-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:243. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.123.
10Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:244. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.124.
11-Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mühimme Defteri nu:7. hüküm:708. Ayrıca,7 Numaralı Mühimme Defteri, c.1.s.347.



























Yayın Tarihi : 14 Şubat 2005 Pazartesi 22:06:24
Güncelleme :10 Mart 2005 Perşembe 12:35:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?