25
Mayıs
2024
Cumartesi
KİTAP

HÜKÜMET DÜŞÜREN İLANLARLA GİDEN YILLARIN KİTABI YAZILDI

TÜSİAD’ın ilk 10 yılı kitaplaştırıldı. Kitaplarda, Ecevit hükümetinin düşmesine giden süreçte önemli rol oynayan TÜSİAD ilanlarının hikâyesi de anlatılıyor

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) kuruluşundan itibaren 9 yıl başkanlığını yürüten Tekfen Holding kurucu ortağı Feyyaz Berker’in desteğiyle TÜSİAD’ın ilk 10 yılı kitaplaştırıldı.

TÜSİAD’ın ilk genel sekreteri gazeteci-yazar Güngör Uras’ın yazdığı ‘Fikir Üreten Fabrika’ ile Mehmet Altun’un yazdığı ‘Ortak Aklı Ararken’ adlı kitapların medya tanıtımında konuşan Berker, TÜSİAD’ın kuruluşu için karar veren 12 iş adamından bugün sadece 4’ünün yaşadığını belirtti. Berker, “Bu kişiler, Selçuk Yaşar, İbrahim Bodur, Osman Boyner ve ben. Bugün iyi bir haber aldım. Ameliyat oldu İbrahim Bey, çok başarılı geçmiş” dedi.

TÜSİAD’ın ilk 10 yılının en önemli olayı, gazetelere verdiği ilanlarla, Ecevit hükümetinin istifasına giden yolu açması olarak biliniyor. Kitapta bu konu geniş biçimde anlatılıyor. Berker’in ifadeleri ve kitapta yer alan bilgilere göre TÜSİAD ilanlarına giden süreç özetle şöyle:

Bürokrasi şikâyeti

Ekonominin ciddi darboğaza girdiği 1977’de TÜSİAD üyeleri rahatsızlıklarını her fırsatta dile getiriyor. Büyük şirketlerde işten çıkarmalar var. Enerji ve hammadde sıkıntısı yaşanıyor.

İşadamları bürokrasinin tutumunu ‘düşmanca’ buluyor. Kendilerine ‘aracı, tefeci, sömürücü’ denilmesinden rahatsızlar. Bir bakanın “Sanayiciler ayda 6 lira vergi veriyorlar” sözü üzerine özür istiyorlar, oda başkanlarının Ecevit’le görüşmelerinden sonuç çıkmıyor. Birçok işadamının evine bomba atılıyor.

26 Ocak 1979’daki TÜSİAD Genel Kurulu’nda Vehbi Koç, bu gidişe dur denilmesi için üyelere yazılı beyanat tavsiyesinde bulunuyor. Odalar Birliği başkanları toplu açıklama yapıyor. TÜSİAD kurucusu izmirli işadamı Selçuk Yaşar, gazetelere, bakanları yalanlayan kişisel ilanlar veriyor.

Ünlü Fransız işadamı Dassault’un kendi hükümetini eleştirmek için gazetelere verdiği ilanları örnek gösteren Yaşar, TÜSİAD yönetiminin de ilan vermesi için bastırıyor.

4 ilan yayımlanıyor

Yönetimin tereddütüne rağmen Manajans’ta Eli Acıman’ın başkanlığında ilan metni hazırlığı başlatılıyor. Çalışmalara Prof. Dr. Memduh Yaşa ve Prof. Dr. Emre Gönensay da katkıda bulunuyor. Ege Ernart’ın yazdığı metni görmek için TÜSİAD üyeleri 30’ar kişilik gruplar halinde Acıman‘ın ofisine gidiyorlar. Üyelerin çoğu yayımlanmasını kabul ediyor.

Nejat Eczacıbaşı, İstanbul Sıkıyönetim Komutanı’ndan ‘yayımlanabilir’ onayını alıyor.
Hazırlanan 7 ilandan ilki 13 Mayıs 1979’da yayımlanıyor. 4 milyon 628 bin lira ödenerek sadece 4 ilan yayımlanıyor. İlanların başlıkları şöyle: (1) Gerçekçi çıkış yolu, (2) Ulus bekliyor, (3) Yokluğu paylaşmak mı, bolluğu sağlamak mı?, (4) Refahın ve hürriyetin düşmanı: Enflasyon.

İlanların büyük yankısı oluyor. Sanayi Odaları’nın aynı gün çıkan deklarasyonunda, hükümetin, serbest piyasa ekonomisini yokedeci modeller arayışının eleştirilmesi, ilanların doğrudan doğruya hükümete yönelik olduğu kanısını yaratıyor.
İlanlardan yayın öncesi haberdar olan Başbakan Ecevit, gazetelerde metinleri okuyunca sert tepki gösteriyor. Aynı dönemde iki banka hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla ciddi sıkıntı yaşayan hükümet, 14 Ekim 1979’da 5 ilde yapılan ara seçimlerde de yenilgi alınca istifa ediyor.

‘Ecevit’e karşı değildi’

Kitapta, ilanların hükümete karşı verilmediğini, ancak böyle bir imaj yaratıldığını anlatan Berker, “Bülent Ecevit, benim okuldan arkadaşım ve çok sevdiğim bir insan. Rahşan Hanım’la da okuldan tanışırım, yakın bir dostluğumuz var. Bülent Bey’in bu ilanları daha evvel gördüğünü, okuduğunu, fakat önemsemediğini biliyoruz. Bu kitapta bunları okuyacaksınız” dedi.

Berker, bir gazetecinin, “O ilanları yine verirdim, diyor musunuz?” sorusu üzerine “Tüm üyelerce imzalıdır o ilanlar. Bu ilanlardan sonra bazı arkadaşlarımızın bazı yönetim kurullarından atıldığını bilirim” dedi.

32 bin sayfa tarandı

Kitaplar için 32 bin sayfa gazete ve dergi tarandı. Açıklamalar, belgeler incelendi, anılar derlendi, 20 kişiyle röportaj yapıldı. TÜSİAD üyesi ve yöneticilik yapmış onlarca kişiden yazılı bilgi ve anıları, fotoğrafları toplandı. 8 aylık çalışma yapıldı.

Uras: Vehbi ve Nejat Bey çocuğu gibi görürlerdi

Güngör Uras, 1974 yılında geldiği İstanbul’da 1980 yılına kadar Feyyaz Berker ile çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti:

“Feyyaz Bey bu işin kaptanıydı ama çok ilginçtir ki Vehbi Bey (Koç), Nejat Bey (Eczacıbaşı) şahsen toplantılara hemen hemen haftada bir veya birden fazla toplantılara katılır, TÜSİAD’a gelirler ve TÜSİAD’ı kendi bebekleri gibi korumak isterlerdi.

Yalnız bu işin bir tane kaptanı vardı o da Feyyaz Bey. O zaman çok az sayıda üye olduğu için Feyyaz Bey her kararı hemen tüm üyelere danışarak, onlarla konuşarak alabilirdi. Bu kitap onları anlatıyor.”

Berker’in bir süredir derneğin kuruluşuna ilişkin anıların yazılmasını istediğini anlatan Uras, “Hatırladıklarımı kağıda döktüm, Feyyaz Bey düzeltti yanlışlarımı ve böyle bir kitap çıktı. Burada, TÜSİAD’ın ilk kuruluş yıllarına ilişkin bilgiler vardır. Umarım ilginizi çeker” dedi.

Sakıp Bey, ‘olmaz’ dedi Güler Hanım başkan olmadı

Feyyaz Berker, Güler Sabancı’nın TÜSİAD’a ilk kadın başkan olması için Sakıp Sabancı’ya teklif götürdüğünü, ancak kabul etmediğini söyledi. Mevcut Başkan Arzuhan Doğan Yalçındağ ile birlikte derneğin ilk kadın başkana sahip olduğunu belirten Berker, “Halen de bu devam ediyor. Arzuhan (Doğan Yalçındağ) Hanım’ın da ilk kadın başkan olarak seçilmesini çok takdirle karşıladım. Ben Güler Sabancı’yı ikna etmiştim ama Sakıp Sabancı bırakmadı. Dedi ki, ’Ben onu genel koordinatör yapacağım’, olmadı” diye konuştu.

Başkanı, Başkanlar Konseyi belirlemeli

Feyyaz Berker, TÜSİAD başkanının, derneğin Başkanlar Konseyi tarafından seçilmesi gerektiğini kaydetti. Yakında TÜSİAD’ın genel kurul yapacağını anımsatan Berker, şunları söyledi:

“Üniversitelerin mütevelli heyetleri vardır ve oraya bir rektör seçilir. TÜSİAD’ın bir Başkanlar Konseyi var. Eski başkanlar bir araya gelir konuşur. Bunu mütevelli heyeti olarak kabul edebilirsiniz. Bunlar düşünürler derler ki, kim bundan sonra başkan olmalı, başkan yardımcısı olmalı. Bunun kararını orada vermeleri gerekir.
Çünkü demokratik bir yapıda seçim yapıldığı zaman işin içine başka entrikalar giriyor, ’sen bana verirsen ben de başkan yardımcısı’... ABD, İngiltere, Fransa’da bu müesseseler böyle ayakta duruyor. Parası olan değil, en iyi kim temsil edecek o kurumu. Ama resmi tüzüğümüzde madde yok. Ben bunun ilk tüzükte olabileceğine inanıyorum ve bunu teklif edeceğim.” 

Evime bomba atıldı ama görevimi bırakamadım

Berker, “Son yıllarda TÜSİAD başkanlığı yapmak istemeyenler çok. Sizin döneminizde sizden başkası cesaret edemedi mi, 9 yıl başkanlık yaptınız?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“O tarihte benim evime bomba atıldı. Kızlarım, zannediyorum aralık ayındaydı, seyahatten gelmişlerdi okuldan. Dışarıdan atıldı, o bombayı ben gördüm, perdeyi açtım. Böyle bir silindir, fitili var, yanıyor. Cesaret edip açıp onu söndürebilirdim. Fakat arkamda kızlarım, eşim öyle bir çığlık atıyor ki bana mani oldular.

Resmen o bomba patlayacak, anlaşıldı. Biz kaçtık tabii ve büyük bir bomba, içinde parçalar var ve evde her şey kırıldı. Aynı gün Vehbi Koç’un, Nejat Bey’in yazlık evlerine de bomba atıldı. Bu bir olay ama ben daha evvel bırakmak istedim. Çünkü ben bir görevi bir başkanın çok uzun süre yapmasına karşıyım. Daima yeni arkadaşların gelmesi lazım, her kurumda...

Başkanlığı bırakmak istedim ancak kabul edilmedi. Yarıda bırakmak istemedim, bırakırsam yazık olacak diye düşündüm, ikna oldum devam ettim.”

Milliyet
Yayın Tarihi : 14 Ocak 2009 Çarşamba 18:00:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?